KONYALI MARKETLERİ YAZAMAZMIŞIZ
Yüz yüze iletişimi kestiğimiz günden beri dostlarımızla ve ağabeylerimizle çok daha uzun telefon görüşmeleri yapıyoruz.
Pazartesi günü yayınladığımız yazımızla ilgili günün ilk arayanı AK Parti Konya İl Başkanı Sayın Hasan Angı idi.
Hasan Başkan: ‘Arkadaş işin gücün yok mu senin, millet bir tane markete zor gidiyor, sen 4-5 tanesini birden gezmişsin’ diye takıldı. Ardından benim de şişen dilimi indirmek için baya uğraştık.
Angı, Konya’daki umrecilerle ilgili konuşurken daha evvel kafamızda soru işareti olarak kalan önemli sorulara cevap verdi.
Muhalefet güruhunun umrecileri ve Konya’yı karalamak için söyledikleri ‘korona virüsü umreciler yaydı’ dezenformasyonu ile ilgili Angı: Şubat ayında Suudi Arabistan’ın korona vakası bildirmediğini, umrecilerin bu yüzden gittiğini, o süreçte bir yasaklama getirilmiş olsa daha farklı sıkıntıların olabileceğini söyledi. Bununla birlikte bazı bildiği örnekler üzerinden büyükşehirlerden gelenlerin daha potansiyel bulaştırıcı olduğunu, özellikle şehirlerarası ulaşımı keserek bunun önüne geçildiğini belirtti. Konya’daki çalışmaları Cumhurbaşkanı nezdinde yakından takip ettiğini anlattı ve şuan yazılmasının çok uygun olmayacağını düşündüğüm bazı spesifik olaylardan bahsetti…
Devlet ve Sayın Cumhurbaşkanı süreci en doğru şekilde yönetiyor. Millet olarak sımsıkı bir şekilde arkalarında durmak zorundayız.
Daha evvel sizlere Sayın Angı ile ilgili detaylı şeyler yazacağımı belirtmiştim. O hakkı mahfuz tutarak şimdilik bir cümle edelim: bu şehrin dengesi odur, denge kaybolursa şiraze kayar!
Devam edelim…
Ulusal marketleri konuştuk. Peki, Konyalı marketlerde son durum ne?
Bazı okurlar yerel marketler ile ilgili olumsuz cümleler kurarak, buralardaki sıkıntıları da dile getiremeyeceğimizden dem vurmuş. Maalesef bizi hala tanımadıkları gibi üslubumuzu da çözememişler. Kimse merak etmesin önümüzdeki günlerde Çelikkayalar, Nar Gross, Asfora, Grosstoptan, Ova, Çetinler ve diğerleriyle ilgili de gördüklerimizi yazacağız.
BİM GEREKENİ YAPACAK
Son yazıyla ilgili arayan soran çok oldu demiştim. Onlardan biri de Tarım Kredi marketleri yetkilisi idi. Gözlemlerimizle ilgili teşekkür ettiler.
BİM’in ilgili bölgeden sorumlu müdürü de arayanlar arasındaydı. Öncelikle uyarılarımız için teşekkür etti. İnsan faktörü ile çalışmanın zorluklarından bahsetti. Şube çalışanlarına gerekli uyarıların yapıldığını söyledi. Bazen defalarca söylense de haklı olarak bu virüs illetini ciddiye almayanlar çıkabiliyor. Bizlerin de bu köşeler aracılığıyla dostça yaptığı uyarıları dikkate almaları ve hiç kimseyi işinden etmeden gerekeni yapmaları, BİM gibi büyük bir kuruluşun kurumsal olgunluğuyla alakalı bir durum. Biz de bu vesileyle kendilerine teşekkür edelim.
KARADUMAN’IN YAPTIĞI BAĞIŞ
Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman’la ilgili geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanının başlattığı ve tüm milleti kapsayan ‘biz bize yeteriz’ kampanyası için 7 maaş ve saray masrafı mukayesesini eleştirmiş ve yersiz olduğunu yazmıştım. Bazı dostlar ısrarla bu bağış olayını ilk olarak Karaduman’ın başlattığını ve yazdıklarımın ona yapılmış bir haksızlık olduğunu ilettiler. Mecliste basın toplantısı yaparak; ‘1 aylık milletvekili maaşımı koronavirüs dolayısıyla mağdur duruma düşenlere bağışlamaya hazırım’ cümlesini okudum. Buna bir itirazım olmadığı gibi takdir de ediyorum. Bu noktada sayın vekil öncülük etmiş sağ olsun. Lakin anlatmak istediğim millet olarak zor günlerden geçtiğimiz bugünlerde siyaset yapmaya çalışmanın anlamsızlığı idi.
Demek ki cümleler meramını anlatamamış. Hayırlısı olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.