Kurban'da Sağlık ve Hijyenin Önemi
Bu yıl 01-04 Eylül 2017 tarihleri arasında idrak edeceğimiz mübarek kurban bayramında Allah (C.C.) emrettiği için kurban kesenler kestikleri kurbanın etini başta fakirler, yetimler, öksüzler olmak üzere ihtiyaç sahiplerine dağıtacak, ayrıca akraba, eş, dost ve arkadaşlarına da ikram edecekler. Böylece dostluk ve kardeşlik bağları güçlendirilecek.
Kurbanlık hayvanların sağlıklı olması ve veteriner kontrolünde kesilmesi gerekir. Fakat her yerde veteriner hekim bulmak mümkün olmayabilir. Bu sebeple kurban kesen her fert, kendisi aşağıda belirteceğim usulleri takip ederek kesilen hayvanı muayene edebilir. Mesela karaciğer ve akciğer gibi sakatatların ellere lastik bir eldiven giyilerek incelenmesi gerekir. Eğer bu iç organlarda (karaciğer ve akciğer gibi sakatatlarda) çıplak gözle görülebilen büyüklükte sulu kesecikler mevcutsa, bunların da toprağa açılan derin çukurlara gömülerek, üzerine kireç tozu dökülüp, imha edilmesi gerekir. Çünkü bu sulu keseciklerin içinde kist hidatik denilen paraziter bir hastalığın larva (kurtçuk) denilen mikroskobik şekilleri vardır.
Eğer sulu kesecik içeren bu iç organlar rast gele çevreye atılıp kedi ve köpeklere verilirse bu kurtçuklar onların ince barsaklarında ergin fert haline gelirler. Köpeğin barsaklarındaki ergin ferlerin oluşturduğu yumurtalar, köpeklerin dışkıları vasıtasıyla dış ortama bırakılır. Rutubetli ortamlarda bir yıl canlı kalabilen bu yumurtalar, yakın çevredeki çeşitli otlara ve sebzelere de bulaşabilirler. O bölgede otlatılan koyun, keçi, sığır, deve gibi hayvanların kist hidatik yumurtaları ile bulaşmış bu otları yemeleri sonucu karaciğer, akciğer gibi organlarına yerleşerek çok ciddi sağlık problemlerine sebep olabilmektedir. Bu etkeninin köpek dışkıları ile doğrudan veya dolaylı olarak temas halinde olan insanlara da bulaşması mümkündür. Çünkü köpeğin tüyleri arasına yerleşmiş olan dışkı kalıntıları içindeki parazit etkeni olan yumurtalar solunum yoluyla vücudumuza girebilir.
Aynı şekilde çiğ olarak tükettiğimiz marul, maydanoz, nane, roka gibi sebzelerin iyice yıkanmadan tüketilmesi halinde de bulaşma mümkün olabilir. Benzer durum köpek dışkıları ile kirlenmiş park ve bahçelerde oynayan çocuklar için de geçerlidir. Diğer taraftan temizlik işlerinde çalışan işçiler görevlerini yaparken çıplak el ile sulu kesecikler içeren hayvan sakatatlarına, köpek kıllarına ve de dışkılarına dokunurlarsa, hastalık etkeni bulaşabilir.
Ellerimizi sabunlu su ile iyice yıkamadan sofraya oturduğumuzda veya temiz su ile iyi yıkanmamış meyve ve sebzeleri tükettiğimizde bu hastalık etkeni vücudumuza bulaşabilir. Bu sebeple peygamber efendimizin bize emrettiği gibi yemekten önce ellerimizi yıkamamız gerekir. Böylece bir taraftan peygamber efendimizin sünnetine ittiba ettiğimiz için ibadet sevabı kazarken, diğer taraftan da sağlığımızı korumuş oluruz.
Kist hidatik etkeni insan vücudunda hangi hasarlara sebep olur?
Kist hidatik etkeninin yumurtaları vücudumuza alınırsa, karaciğer, akciğer ve beyine yerleşebilir. Bu organlarda sulu kistler oluşturur. Kist hidatik denilen paraziter hastalık sinir sisteminde görülürse, klinik etkiler çok belirgin hale gelir. Kistin beyinde bulunduğu yere göre baş ağrısı, görme bozukluğu görülebilir. Kemik iliğine yerleştiğinde, bilhassa kol ve bacak kemikleri zayıflar ve kırılgan hale gelir. Omurgada olursa sırt ağrısı görülür.
Tüm olguların %50-70’i karaciğerde olmaktadır. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirtiler görülebilir. Kistin karaciğerdeki çevre dokulara mekanik baskısı sonucu tıkanma sarılığı, siroz, portal hipertansiyon görülebilir. Kistin kan damarlarına açılması halinde anaflaktik şok ve ölüm görülebilir. Genelde kist yavaş yavaş büyürken salgılarının kana karışması sonucu kaşıntı, ödem, astma gibi alerjik belirtiler de görülebilmektedir. Kist bazen akciğerlere de yerleşebilir bu durumda öksürük, ateş, göğüs ağrısı, ağızdan kan gelmesi ve apse gibi ikincil bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilmektedir.
Peritonda (karın zarına) yerleşirse, sindirim sistemi yakınmaları ve karın ağrısı gibi şikayetler görülebilir. Bazı durumlarda kalbin bilhassa sol karıncık bölgesine de yerleşerek kalp kapakçığı bozuklukları, perikardiyal bozukluklar (kalbi saran zar ile ilgili rahatsızlık), aritmi gibi belirtiler oluşabilir. Henüz bu hastalıktan korunmak için üretilmiş bir aşı mevcut değildir.
Bir diğer önemli husus da Kurban etlerinin mutlaka iyi pişirilerek tüketilmesidir. Etler çiğ olarak tüketildiğinde, eğer ette tenyaların (barsak şeritleri) larva denilen kurtçukları varsa, bunlar bilhassa barsaklara yerleşip metrelerce (yaklaşık 12 m) uzayarak barsakları tıkayabilir. Böyle bir durumda cerrahi operasyon gerekir.
Kist hidatik etkeninden nasıl korunmalıyız?
Aşağıdaki tedbirler uygulanarak riski en aza indirmek mümkündür. Şöyle ki;
Hayvan kesim yerlerinin kesinlikle veteriner kontrolünde olması,
Hastalık etkenine sahip olan sakatatlar köpeklere verilmeyip, derince açılan çukurlara gömerek imha etmek gerekir,
Belediye temizlik görevlilerinin kist hidatik konusunda eğitilmesi ve görevlerini yaparken mutlaka eldiven ve maske takmalarının sağlanması,
Lokantalarda yemek hazırlayan aşçı ve garsonların da bu konuda eğitilmesi,
Temiz olmayan suların içilmemesi, çiğ tüketilen sebze ve meyvelerin tüketimden önce iyice yıkanması,
Etlerin çiğ olarak tüketiminin önlenmesi,
Toplumun her kesimine yemeklerden önce ellerimizin sabunla yıkama alışkanlığının kazandırılması gerekir.
Bu vesile ile başta aziz milletimiz olmak üzere Alem-i İslam’ın Kurban Bayramını tebrik eder, barış, kardeşlik ve huzura vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ederim.
Selam, saygı ve sevgilerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.