Medine’de 51 vakit

İnsan ömrünün bazı kesitleri var ki unutulmaz güzel hatıralarla doludur. Bazen de acı ve ıstıraplarla imtihan edilir. Son yazılarımda değindim hac farizamızı yerine getirip sağ salim döndük şükürler olsun. 45 günlük kutsal topraklarda yaşadığımız hatıraları bazen yazı ile bazen de dilimin döndüğü kadar şiire dökmeye çalıştım.

4 Ağustos Perşembe günü Konya’dan ayrılıp saat 19 uçağı ile Medine’ye uçtuk. 22.00’de başlayan pasaport kontrolü ve parmak izi alma gibi bir dizi işlem yapılacaktı ama bu işler gerek görevli askerlerin çok bilgili olmayışından gerek elektronik cihazların düzenli çalışmaması neticesinde her hacı adayı için en az 20 dakika süren bir zahmete dönüştü. Saat 03.00 sularında otelimize gelebildik. Burada bazılarımız şirketi suçlayarak çok eziyet ve cefa çektiklerini söylese de Suud krallığının görevlendirdiği askerin, memurun insafına kalıyordu her şey. Şayet arkalarından şikayetçi olmuş isek şirket yetkilileri bizlere haklarını helal etsinler.

Otelimiz Mescidi Nebevi’ye çok yakındı. Yatsı namazımızı eda edip Cuma sabahının ilk namazını mescitte kıldık. Böylece Medine günlerimiz başladı. Buralara aşık olan Türk hacı adayları bizim Güvenç Turizm kafilesi, şirketin tecrübeli ve görevli elemanları hocaları tarafından bu beldede önemli olan yerleri ziyaret ettiriyor buralar hakkında önemli bilgiler veriyorlardı. Önce sevgili Peygamberimizin amcası Hz. Hamza’nın şehit edildiği ve Resulullah efendimizin mübarek dişinin kırıldığı Uhud savaşını yapıldığı Uhud dağını ziyaret ettik. Sonra Kuba mescidini, sonra kıblemizin Mescidi Aksa’dan Mescidi Haram’a döndürüldüğü Kıbleteyn Mescidi’ni. Hendek savaşının yapıldığı Yedi Mescidler’i ziyaret ederek buralar hakkında önemli bilgiler edinerek tarihin derinliklerine ve bu dinin çok kolay kazanılmadığı düşüncesini beyinlerimize nakşettik. Daha bir çok yerleri gezdik ancak çok etkilendiğimiz bir yer vardı ki cennet mekan “biz buraların hakimi değil hadimi olmaya geldik” diyen ve büyük yatırımlar yapan atalarımızın onlarca altın harcayarak Medine’ye kadar uzattığı Tren yolunun son istasyonuna gidip atalarımızdan kalan eşyaları, mezar taşları cüzdanlar çarık eskileri gibi bir çok değerleri görüp geçmişimize dualar ettik. Rabbim kabul etsin inşallah. Belki de birçok Türk kardeşimizin ve peygamber eşlerinin daha bir çok sahabenin yatmakta olduğu, 1975 yılında bir yakın akrabamızın burada vefat ederek bu mezarda yattığını bildiğim Cennetül-Baki mezarlığını da birkaç ziyaret edip dualar gönderdik. Önce bu hac ziyaretim hakkında yazı yazmayayım belki hata yaparım diye düşünmüştüm ancak şiirleri süslemek için bir şeyler de yazmam gerektiğini düşünüp belki bir nebze faydalı olurum okurlarıma diye birkaç yazı göndereceğim inşallah. Rabbim ve okurlarım hatalarım olursa affetsinler…

İşte 11 gün kalıp 51 vakit namaz kıldığımız ancak doyamadığımız Medine için dilimden dökülen dizeler.

MEDİNEYE

Rabbimiz çağırmış gel diye

Ayak bastık Medine’ye

Girdik Mescid’i Nebevi’ye

Senin aşkınla ya Resulallah

Ravzanı aldım karşıma

Şevkinden döndüm şaşkına

Sevap dağıtılan çarşına

Koştum ben ya Resulallah

Akın akın sana gelir beşer

Uzak yakın demez koşar