Kadîm bir şehir olan ve 7 binli yıllara kadar uzanan bir geçmişi bulunan medeniyetlerin buluştuğu Mardin’de, önemli bir buluşma daha gerçekleştiriliyor.

Konya STK Platformu tarafından organize edilen 14. Ufuk Turu Mardin buluşmasının ana temasını ise; “ Sivil Toplum ve Din” oluşturuyor. Konya’dan 200’ün üzerinde ve 64 ilden gelen STK üyeleri, Mardin’de buluştular.

Daha doğrusu Hz. İbrahim başta olmak üzere pek çok medeniyete beşiklik yapan Mezopotamya, sivil toplum açısından tarihi bir buluşmaya daha sahne oldu. Ufuk Turu’nun açılış konuşmalarında ev sahibi konuşmacılar, burada en büyük sorunların başında iletişimsizlik ile yerelin kendisini anlatamaması geldiğini söylediler.

Yâni Doğu ile Batı insanının yakın iletişim kuramamsı, tanıyamaması sebebinin arka planında ise, bölücü terör örgütü ile onu mâlî olarak destek veren küresel aktörlerin geldiği biliniyor. Bunu aşmada badına ve sivil toplum iradesine büyük görevler düşüyor.

Mardin Valisi ve Mardin Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman’ın Mardin adına paylaştığı bilgiler benim yüreğime âdeta su serpti. 160 bin nüfusa sahip Mardin’de, 6,700 yatak kapasiteli otellerin doluluk oranı yüzde 93. Misafirhânelerin de dolu olması Mardin adına çok sevindirici bir durum. Bu da devletimizin kadife eldiven içerisindeki o müşfik elinin Mardin’deki insanımıza dokunduğu, müşfik olduğu kadar demir yumruğunun da Mardin’in huzurunu bozmak isteyenlerin kafasına indiğini gösteriyor.

Evet. Latif Selvi Bey’in dediği gibi Kılıç-Arslan’ın torunlarıyla Selahaddin’in torunları Mardin’de buluştular. Bu buluşmaya Mardin Valiliği ve Mardin STK Platformu başkanı Mustafa Aydın ev sahipliği yapıyor. Yay Grand Otel’in Celal Yay Kongre Salonunda düşündürücü ve kardeşlik adına insanı sevindiren güzel bir açılış gerçekleştirildi. Mehmet Emin Parlaktürk hocamız, konuşmayı Âl-i İmran’dan 102-108. âyetleri okuyarak başlattı. Konya STK Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil ile Eğitim ve Bilim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ali Akmaz’ın konuşmalarının ardından söz alan ve bünyesinde 56 sivil toplum derneğini barındıran Mardin STK Platformu Başkanı Mustafa Aydın, Mardin’in 639’dan beri İslâm şehri olduğunu belirterek “Biz Batıdaki kardeşlerimizden anlaşılmayı bekliyor ve istiyoruz. Başlangıçta Cumhuriyetin yanlış uygulamaları ve rdından küresel güçlerin devreye girmesiyle çok büyük acılar yaşadık” dedi.

Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) Genel Sekreteri Talat Kara da, en büyük sorunlarını “iletişim kuramamak ve kendilerini Batıya anlatamamak” şeklinde özetledi.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcılarından Yasin Aktay ve Ahmet Sorgun da, konuşmalarında güzel konulara değindiler. Yasin Bey, malum cemaati “şeytan”a benzetti. Ahmet Bey de, “Mardin’e bir uçak dolusu insan ve sivil toplum değil, bir uçak dolusu yürek indi” demesi de yerinde ve güzeldi. Değişimi “direnme, ayak uydurma ve yönetim” olarak üç maddede özetleyen Ahmet Bey, kendilerinin parti olarak, yönetici olarak değişimi yönetmeye talip olduklarını söyledi.

“UYAN GÖZLERİM GAFLETTEN UYAN”

Eski Başbakanlarımızdan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, “Mardin’in davetine iki elim kanda dahi olsa kadîm şehir Mardin’e her zaman gelirim” diyerek başladığı sohbetinde, enfes ve çok düşündürücü bir konuşma yaptı. Bu arada gençlere yönelik yeni bir kitap çalışmasının yakında çıkacağı müjdesini de vererek adı konusunda “Uyan gözlerim gafletten uyan” başlığına uygun bir şey olduğunu da ima etti.

Konya’nın önemini ifade etmek açısından “Devâ da orda dert de…” diyen Sayın Davutoğlu, Mardin’i de “Medeniyetimizin biblo şehri” olarak gördüğünü ifade etti. Asıl vurgusunu Mezopotamya’ya yapa Davutoğlu, Mardin’in, Artuklu Devletinin payitahtı olduğunu ve Selçuklu Devleti’nin payitahtının da Konya olduğuna işaret etti. Yedi bin sene önce Mardin’de 7 dilin konuşulduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Hz. İbrahim’den Hz. Nuh’a kadar Mezopotamya’nın peygamberlere, onların topluluklarına, medeniyetlere beşiklik ve öncülük yapan çok verimli ve münbit bir ova ve topraklara sahiplik yaptığını söyledi.

***

Sivil toplum ve din sosyolojisi üzerine bina ettiği sohbetinde, sivil toplumun öncüleri ve önderlerinin ilim adamları olduğunu, cemaatlerin asıl dertlerinin “ahlâklı insan” yetiştirmek olması gerektiği üzerinde ısrarla duran Davutoğlu, bu yapılmadığı zaman Cemaattan “FETÖ”, cemiyetten de “paralel yapı” benzeri şeylerin çıktığını belirtti.

Davutoğlu’nun sohbetinde yer verdiği hususların her biri ayrı yorumlanması ve üzerinde dikkatle durulması gereken konular. Din sosyolojisi ise üzerinde durulması gereken derinlemesine bir mevzu olduğundan bir başka yazımda etraflıca ele alacağım.

Medeniyetlerin buluşma yeri olan kadîm Mardin’i gezerken, modern Mardin’in ne kadar soğuk ve binalar kadar donuk olduğunu gözlemliyorsunuz. Aslında Mardin’in inası o kadar cana yakın ve içten davranıyorlar ki size, caddenin bu tarafındaki dükkandan karşı tarafta yürümekte olan size; satacakları yemişleri ikram etmek için etrafınızda dört dönerek tadımlık da olsa nasıl müşteri çekecekleri noktasında ustalaşmışlar. Biz de esnaflık ve tüccarlık bu olsa gerek demekten kendimizi alamadık.

Karısı Konya’daki esnafların başına…

AZİZİM DİYOR Kİ…

Kadîm şehir Mardin’i gezerken karşıma koskoca bir Artuklu ve sonradan Müslüman olan Asur medeniyeti çıktı.

Mezopotamya ise, devasa büyüklükte birbirlerinden son derece etkilenen kültürlere ve dinlere kucak açıyor.

Kadîm Mardin anlatmakla bitmez.