Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Okullar Birilerinin Arka Bahçesi Olmamalı

Okullar Birilerinin Arka Bahçesi Olmamalı

Okullar bizim olmazsa olmazımızdır. Okul ihtiyaçlarını karşılamak için devlet, durmadan okul yapıp içini donatıyor. Öğretmen ve personel ihtiyacını giderip okulları eğitim ve öğretime hazır hale getiriyor.

 

Çocuğu okul çağında olan vatandaş, çocuğunu okula yazdırıyor. Kılık kıyafet, servis vs işini hallediyor. Cebine harçlığını koyup okula gönderiyor. 

 

Bir maliyet demek olan eğitim ve öğretimden öğrenci, veli, öğretmen, idareci devlet ve vatandaş büyük beklenti içerisinde. Herkesin istediği, başarı getiren bir eğitim ve öğretim ortamının olması. 

 

Kaç kişinin beklentisi gerçekleşiyor, bilinmez ama bilinen bir şey varsa o kadar imkan sunulmasına rağmen çoğunluğun beklentilerine cevap veremiyor okullarımız. Herkeste bir memnuniyetsizlik hakim. Kimi öğrenci beğenmez kimi de öğretmen. Ama bir iyi yönümüz var: Ne veli ne öğrenci ne yönetici ne öğretmen ne de MEB, üzerine toz kondurur. Herkes sütten çıkmış ak kaşık. Çok azı müstesna çoğunluk kendini sorgulayıp bir özeleştiri bile yapmaz.

 

Hasılı memnun olmasak da okullarımız açık ve eğitim ve öğretimimiz devam ediyor, hem hafta içi hem de hafta sonu. Hafta içi normal dersler, hafta sonu ise takviye kurslar şeklinde.

 

Okullardan memnun olan ve olmayanları bir tarafa bırakarak burada okulların bir başka yönüne değinmek istiyorum. Daha doğrusu, okullardan nemalanan ve faydalanan kişi veya kesimlerden bahsedeceğim. Ne alaka demeyin. Eksik olmaz okullardaki durumu kendi lehine çevirmek isteyenlerin sayısı. Öğretmenlerin çoğunu tenzih ederim ama Milli Eğitimde görev yapan bazı öğretmenler vardır ki bir etüt, kurs veya özel okul ile irtibatlı ya da bu kurumların sahibi veya ortağı. Buralarda aynı zamanda derse giriyor. Okul dışında başka kurumlarda çalışabilirler. Zira çalışmalarına bir şey diyemem. Sorun olarak gördüğüm; bu tip öğretmenlerin, okullarda başarılarıyla göz dolduran ve okulların yüz akı olabilecek öğrencileri, çalıştığı özel öğretim kurslarına veya özel okullara kaydırıyor olmasıdır. Etüt veya kurs merkezine kaydırmayı bir yere kadar normal görebiliriz. Özel okula çocuğun kaydırılmasını nasıl izah edebiliriz? İmkanı olan başarılı çocuklar, okullarda görev yapan dershaneci öğretmenler tarafından özel okullara bu şekil kaydırılınca devlet okullarından beklenen başarı gelmiyor ve yeterince derece yapan öğrenci çıkmıyor. Çünkü devlet okulları, başarılı öğrencilerinin çocuğunu özel okullara kaptırıyor. Kurs, etüt veya özel okullara bu şekil öğrenci kazandırılmasına siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben doğru bulmuyorum.

 

Bir diğer konu; bazı öğretmenler devlet okullarında kendi vakıf, dernek, STK, cemaat ve yurtlarına öğrenci kazandırmakla meşgul. Koridorlarda öğrenci avına çıkanlar bile var. Ben bunu da doğru bulmuyorum. Öğretmenin kendisi herhangi bir yapı ile irtibatlı olabilir. Ama cemaat bağını okula taşımaması ve cemaatine eleman kazandırma gibi bir misyon üstlenmemesi lazım diye düşünüyorum. 

Sonuç olarak okullarda devlet adına iş yapan öğretmenlerin birinci önceliği, görev yaptığı okulları başarıya götürmek olmalı. Verebileceği bilgiyi ve ahlaki davranışı okullarda vermeye çalışmalı. Başkası adına iş yapmamalı. Okullar ne bir cemaatin ne de bir dershane veya özel okulun arka bahçesi olmamalı.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Barbaros Ulu Arşivi
SON YAZILAR