PEYGAMBERLERİN SIFATLARI VE FAZİLETLERİ!
Şu birlik beraberliğe ve kardeşliğe çok ihtiyacımız olduğu mübarek günlerde Allah’a çok şükür ki Konya camilerinde gördüğüm güzel şeyler beni fazlasıyla memnun ediyor. Bunlar neymiş der gibisiniz. Geçtiğimiz günlerde sıkça yapmaya çabaladığım gibi Hacıveyiszade Camisi’ne Cuma namazı kılmak için gitmiştim. Vaaz-u Nasihat dinlemek için erkence girdim ulu mabede. İmam Efendi kürsüde vaaz ederken ve mimberde hutbe okurken caminin içersinde iki tane genç kardeşimiz ayakta dikilip yüzü cemaate dönük olarak hocanın söylediklerini. Sanırım işitme ve konuşma engelliler için el ve yüz hareketleri ile cemaate anlatıyordu bu işi yapanlara görevlendirenlere çok teşekkür ederim. Allah razı olsun…
Yine bir Cuma günü mahalle camimizde imam efendi insanların içerlerine kadar işleyen bir şekilde bazı peygamberlerin özelliklerinden, isimlendirilmelerinden ve onlara rabbimizin bahşettiği sıfatları konu alan bir hutbe irat etti.
Biz insanlar çok şeyler bildiğimizi zannetsek de özellikle din konusunda birçok şeyi bilemediğimizi, hatta ömrümüz boyunca da belki bilemeyeceğimiz şeyler olduğunun farkına bu güzel hutbe anlatımları ile varabiliyoruz. Zaten Cuma namazı kılmak için camiye gelmiş olan bir mümin hutbeyi huşu içerisinde sakin ve dikkatle dinlemesi lazım; çünkü hutbeyi dinlemek farzdır. Ne yazık ki bazılarını görüyoruz dikkatimizi çekiyor kimi telefonla uğraşıyor kimisi birbiri ile konuşuyor. Yazık ediyorlar, yaptıkları ibadetin ecrini, sevabını tam alamıyorlar. Hutbenin konusu peygamberler ile ilgili idi.
Peygamberler Allah’ın kutlu elçileridir.
Yüce Allah kutsal kitabımız bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor: “Biz Allah’a ve Allah’ın bize indirdiği kitaba, aynı şekilde İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilenlere; Musa ve İsa’ya verilenlere ve rableri tarafından bütün peygamberlere gönderilenlere inandık.
Allah’ın peygamberleri arasında asla ayrım yapmayız; biz Allah’a teslim olmuşuzdur; deyin.” Bir hadis-i şerifte de “Peygamberler Ataları bir kardeşlerdir” buyurulmuştur.
Peygamberlerin her biri, Allah’tan aldıkları vahyi insanlara ulaştırmak üzere insanlar arasından seçilmiş kutlu elçilerdir. İman esaslarından biri de hiçbir ayrım gözetmeksizin yüce Allah tarafından seçilmiş bu kutlu elçileri kabul ve tasdik etmektir. Bizler her gün okuduğumuz bilhassa yatsı namazları sonunda okunan Amenerrasülü diye bilinen ayetlerde peygamberlerin tümüne inandığımızı ve ararlında hiçbir ayrım yapmadığımızı dile getirdiğimizi bilmeliyiz. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bizlere peygamberlerin hayatlarından örnek alacağımız bilgiler sunar. İlk insan olma şerefi yanında ilk peygamber de olan insanlığın nesli için topraktan yaratılmış özü itibariyle en temiz ve saf olan Hz. Adem Safiyyullah olma şerefi ile şereflendirilmiş. Hiçbir taviz ve gevşeklik göstermeden sabırla 950 yıl boyunca tevhit mücadelesini sürdüren Hz. Nuh Aleyhisselam ise Nebiyyullah diye sıfatlandırılmış. Tevhit uğrunda dağlar gibi yükselen ateşe atılan Allah’a sadakatin ve müstakim duruşun sembolü olan Hz. İbrahim Aleyhisselam Halilullah olarak sıfatlandırılmış.
Teslimiyetin zirvesine oturan, Allah’ın emrine tereddütsüz “evet” diyen Hz. İsmail Zebihullah olarak sıfatlandırılmış.
İffet ve haya ile özdeşleşen, nefsin gayr’ı meşru istek ve arzularına Allah korkusuyla “Hayır” diyerek zindanlarda yatan Hz. Yusuf Sıddîkullah olarak sıfatlandırılmış. Doğumuyla Firavunları telaşlandıran Firavun’un sarayında ama Allah’ın gözetiminde büyütülen, peygamberlik verilince de Firavun’un düzenini, saltanatını yerle yeksan eden, Allah’ın kendisiyle konuşarak yücelttiği Hz. Musa Aleyhisselam Kelimullah olarak sıfatlandırılmıştır.
İsrail oğulları Tevrat’ı Zebur’u ve peygamberlerinin mirasını güç ve saltanat adına kendi isteklerine göre tahrif edip ifsada başlayınca, iffet abidesi Hz. Meryem’e Yüce Allah Teala’nın kendi ruhundan “ol” emriyle ilka ettiği Hz. İsa, Aleyhisselam Kelimetullah olarak sıfatlandırılmıştır.
Değerli okurlarım, bütün bu vahiylerin zirvesi olan kuranı kerimle gönderilen ve peygamberlerin özü, özeti hatta özlemi olan, kıyamete kadar da ona iman etmeden, onun getirdiğine teslim olmadan, dünya ve ahrette kurtuluşun mümkün olmayacağı Hz. Muhammed Mustafa (S.A.S) efendimiz Habibullah olarak bizim ve bütün insanlığın yegane örneğidir. Son günlerde bazı cühela din adamı kisvesi altında bazı basın ve yayın organlarına çıkarak peygambere ve hadislere “ne gerek var bize Kur’an yeter” diye peygamberi hiçe sayacak kadar alçalanlara şunu demek lazım; Resulullah Efendimiz olmasaydı biz bu ibadetlerin nasıl yapılacağını Allah’a nasıl kul olunacağını nerden ve nasıl öğrenirdik. Resulullah Efendimiz bütün bu özelliklere rağmen yüksek bir tevazu ile kendisini Hz. Adem ile başlayan peygamberlik binasının eksik bir tuğlası (kerpici) olarak nitelendirmiştir.
Hz. Adem’den Hatemül Embiya Hz. Muhammed Mustafa (S.A.S)’ya kadar tüm peygamberlere salat ve selam olsun. Rabbimiz bizleri ve neslimizi onların en güzel örnek olan hayatlarından ve kutlu yollarından bir an olsun ayırmasın. (Amin)
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.