RIZA HOCA BİZİ BÜTLERE GÖTÜR
“Rıza Hocam bu takımın kaderi, bu taraftarın mutluluğu senin ellerinde; bilesin.” demiştim. Beni iyi kötü takip edenler bilir, hatırlayacaktır. Geçen haftaki köşe yazımın yüklem niteliğinde ki cümlesiydi. Nasıl ki birkaç sezon önce yakalanan başarının mimari Kocaman ise şuan ki kötü gidişatın da başaktörü Rıza Çalımbay’dır. Evet, kimilerine göre şımarıklık yaptığımız düşünülse de ben geniş bir manzaradan baktığımda içinde bulunduğumuz süreci kötü bir gidişat olarak değerlendiriyorum. Ligde yaklaşık 45 gündür galibiyet alamıyoruz. Dahası mı? Kupada Kahramanmaraş’a yenildik. Ezildik de diyebiliriz. Her yıl şampiyonluğa oynamıyorduk ama elimizde bu kadar imkan ve fırsat varken bu yıl neden olmasın demiştik. Önce Ziraat Türkiye Kupası ardından Süper Kupa derken özellikle bu yıl ligin kalitesinin bu kadar düştüğü bir sezonda niye bizde bu kalitesizliğin içerisinde harcanıp gidiyoruz aklım almıyor. Ki mantığa bürünmenin değişik bir biçimi olan, her başarısızlıkta ve düş kırıklığında iyi bir yön görmeye çalışmak; Polyannacılıktır. Bu şekilde tanımlanabilir. Yani bir kolu kazara kopan bir adamın “Olsun, bir tane daha var.” demesi Polyannacılık davranışıdır. Ligde beş haftadır galibiyet alamıyoruz ama “Olsun Fenerbahçe’nin üzerindeyiz.” diye mi kendimizi avutalım? Ya da “Liderle aramızda on puan var” diye birbirimizi mi oyalayalım? Polyannacılık esasında kaderine razı olma, her ne olursa olsun her şeyin iyi tarafını görmeye çalışarak kendince teselli bulmadır. Fakat her şeyde olduğu gibi Polyannacılık mekanizmasını aşırı kullanmak, bireyi çok pasif ve her şeyi olduğu gibi kabul eden bir kişiliğe götürebilir. Tamam, Antalya maçı şanssızlıktı. Bursa maçı talihsizlikti diyelim. Geçemiyorum ama hadi geçtik diyelim, Fenerbahçe ve Beşiktaş’da büyük diye nitelendirilen tecrübeli takımlardı da puanlar kaybettik. Rize, Başakşehir, Sivas maçları ne? Bunlardan daha vahimi Maraş’tan üç gol yememiz olacak ki bence bunun mantıklı bir izahı olmamalı, yoktur yani. Tamam Rıza Hoca karakterlidir; kendine has bir duruşu, karizması var ama biz de bu sonuçları hiç mi hiç haketmiyoruz. Her zaman istikrardan yanayım. Takımların zırt pırt hoca değiştirmesini pek de etik bulmuyorum lakin Maraş maçına kadar araftaydım; o günkü sahada gördüğüm tükenmişlikten sonra ilerisi için Rıza Hoca ile bir gelecek göremiyorum. Şimdi önümüzde Ankaragücü, Galatasaray, Alanya ve Trabzonspor ile oynayacağımız maçlar var. Ankaragücü maçından sonra yine Milli Takım için verilen bir ara da olacak. Sanki serüvenin sonuna yaklaşıyoruz gibi içimde bir his olsa da hoca için ciddi bir viraj daha var. Vize ve finallerde dersten kalan hoca büte girecek ve sadece kendinin değil şehrin kaderini de belirleyecek. Olaya nerden, nasıl, hangi unvan, vizyon ve misyonla baktığın çok önemlidir ki yönetimin sabretmesini anlamlandırabiliyorum lakin taraftar olarak ben artık sabredemiyorum. Ya hoca silkelenip bir aksiyon oluşturur ya da(!) Neyse bana düşmez. Boynumuzdan büyük işlere kalkışmayalım başımızda büyükler varken…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.