Yalan dost
Konya istikametinden Isparta’ya doğru yol alırken şirin bir ilçe karşılar sizi. Adı Gelendost’tur. Efsanesini bilmemekle birlikte; ‘misafirperverlik’ kokan ilçenin şirinliği de isminden gelmektedir zaten.
(…)
Aşina olduğunuz şeyleri bırakmanın bedeninizde oluşturduğu ıstırabı anlatmak çok zordur. Giden gitmiştir artık.
Hani o satır satır işlenmiş kâğıt gelir önünüze. Gariptir ki yazılanlar her zaman, her ihtimale karşı kurşun kalemledir.
Fıtratını gözleri önünden ayırmayanlar hataların da insanlar için olduğunu bilirler elbette. Ve en çok bir bedel uğruna yapılmış fedakârlıklar görülmez nedense!
Kurşun kalem ile doldurulmuş kâğıtlar, ihtimaller denizinden çıkarak o hata denilen kavrama boyun eğer. Artık satırların silinmesinden başka çare yoktur. Zira yazılanlar ya eksiktir. Ya da yanlış…
Silinir…
Yaşanmış, yazılmış her cümle bir bir silinir kâğıttan. Kâğıdı buruşturup çöpe atmak çare olmaz böyle durumlarda. İllaki silmek ve belki yeniden yazmak gerekir. Nitekim dostu çöpe atmakla eşdeğerdir belki de o endamlı parça…
İnsanın sevgisi uğruna yapamayacağı olguların olduğunu düşünmek, sevgiden şüphe etmek değil midir zaten? Ya da dost diye addedilen varlıkların üzerine çıkan eşsiz gürültü sağanağı…
Bunlardan dosta ne?
Velhasıl, pencerelerinden bir gün güneş alacağını umut edenler, yazılan kötü şeyleri silmeye yeltenirler.
Lakin hangi kaliteli silgi ya da hangi kaliteli kâğıt o izleri yok etmeye elverişlidir? O silinenlerin izleri kalmaz mı hep?
Seni sevmiştim cümlesinin koyduğu kadar ne koyar hayatta insana…
Seni sevmiştim…
Sevginizi kaybetmenin acısını kim bilir sizden başka?
Kimi yardır, kimi ana, kimi baba, kimi kardeş, kimi de dosttur o. Kaybedilen şey onlarındır aslında. Kaybettikleriniz de onların…
Anlaşılmayacak olan ise sizin belki de ufka yakın olayları görmenizdir. Onlara bir vefa ödeminizdir. Hep darmadağın olan gönüllere ‘şimdi birlikte ol’ sırrını üflemektir.
Yazıktır. Artık giden gitmiştir. Ve geri gelmeyecektir. O giden geri dönmeyecektir. Onların sevgisi payidar kalacaktır belki de.
Ve hatta daha da ileriye gidilecek, o mutlu son gerçek olacaktır. İşte o zaman evvelden görünen ufku herkes görmüş ve bilmiş olacaktır.
Çok eskiden dosttuk cümlesi kalacaktır geriye. Kardeştik…
Sevmiştik… Sevilmiştik…
Lakin ikimiz de gururluyduk ya hani… İşte ondan bitirmiştik.
Hep derim. Bir insana duygusal bir vaktinde yaklaşmayın sakın. Zira o, o dakikalarda dağları deler. Gözü kimseyi görmez. Belki de sonrasında kapanmayacak yaralar açar bünyesinde ve bünyelerde. Bitirir. O an hiçbir şey görünmez gözlerine… O an son bulur duygu yoğunluğu.
Sonra.
Hayatı boyunca hiç dile getirmeyeceği yaptıkları gelir aklına. Söz etmez bunlardan. Etmeyecektir de hiç kimseye. Onlar da gömülmüş gitmiştir artık.
Kimi zaman hayatın en derin yüzünü gösterse de onlar, çekip gitseler de çocukça… Madde bir yana manen çökse de bedenler…
Aldırma!
Aldırma çünkü en sonunda değmediğini anlayacaksın sen de.
Öyleyse değenlere, değer vermek için…
Şimdi yalan dostlara ve yalan dostu olanlara…
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.