YALNIZLIK KADERSE
Yalnızlık,son zamanların kendine cevap bulma yetisi elinden alınıp demir parmaklıklar ardına yüreğini hapsetmiş kürek mahkumunun tarifinden daha derin anlamlara sahip olmalı.
Sorsan herkes mutlu,herkes olabildiğince umutlu ,kanka muhabbetleri kalıcı dostluklara evrilmiş durumda ve kimse tebessümünün samimiyetine laf kondurmuyor hatta işi öylesine abartıp kılıçları kuşanmış halde karşında bitiveriyor.
Gelin yalnızlık konusuna hep birlikte uzmanca bir bakış açısı getirelim.Yine sosyal medya hesaplarında mutluluktan boş vakit bulup durum paylaşan,mutluluk pozları veren insan canlısının otuz iki dişini saymakla başlayalım yalnız insanı tariflemeye.
Tatile gidilir,aşkla fotoğraflar çekilir fakat hatırası olsun olur da bir gün nostalji yaparız soğuk kış gününde şömine ateşi karşısında bitki çayını yudumlayıp Fransız balkondan kartpostallık kış manzarası karşısında albüme bir göz atarız şeklinde değil de eşi dostu nasıl çatlatırım diye çekilen resimler hemen whatsupp durumu yapılıverir.Sorsanız fotoğraf karesinde boy gösteren kayıp kentin figuranları lüks lokantada yediği yemeğin tadını bilmez,beş yıldızlı oteldeki balayı gibi şahane zamanların efsane lezzetlerini hatırlamaz.Neymiş efendim :Fotoğraflar çekildi,durumda paylaşıldı ve Neriman çatladı ya hepsi bu.
Çokça darbe yedikten sonra ‘yiğit düştüğü yerden kalkarmış’ söylemini kendine kalkan yapıp orta yaşlarının zirvesini yaşayan adama da bir bakalım ama yine bu yolculuk birlikte olsun.Eş dost artık her neyse ayağına takılıp yol almasına engel olan prangaları sökmekle başlar işe,işkolik ünvanını kendine en yakışan rol olarak benimser.Bir elinde %100 deri olduğundan emin olduğu çantası,kolunda ise en dikkat çekeninden diesel marka bir saat,altında son model arabası her geçen gün başarılarına bir yenisini daha ekleme derdinde.Gerçek şu ki:Genç iş adamının da kendini işe bu kadar vermesinde elim bir trafik kazasında kaybettiği eşi ve çenet kuşu kızı var.Azizim, kalabalıklar yalnızlığına merhem değil bilakis acıyan yanlarının tekrar tekrar yandığı ortamlar oluveriyor.
Gencecik bir ergen ve kendinden yaşça büyük janti sevgilisi.Ergenin yalnızlığı derin olduğu kadar da kapkaranlık bir dehliz çünkü yol yön bulmasına ne hormonları ne de yaşanmışlıkları yardımcı olmamakta.Elinde bir kağıt ve ağzına almaktan baş kısmı yenmiş bir tükenmez kalem şiirler,günlükler karalar durur.Nakış nakış işlenen yazılar iki kardeşiyle daha paylaşmak zorunda kaldığı odasındaki halının hemen alt ucuna.Onu ,onun duygularını çevresindekilerin anlamaları mümkün sınırlarını zorlar çünkü ailesi tutucu aşk meşk işleri hiç onlara göre olmayıp zengin işi saçmalıklardır.
Sonuç olarak yalnızlık başka bir şey azizim.Ne zaman ki kendi kendinle bile konuşmayı bıraktın işte o zaman yanızsındır.Unutma ki yalnızların yegane sahibi vardır o da Allahtır.Allahı unutan saraylarda dahi olsa zindandadır.Allahı tanıyan zindanda dahi olsa mutludur,bahtiyardır ve yalnız değildir.
Unutma,ismin yalın hali var ya işte o sensin.Efendim,yolunuz,yönünüz ve gönlünüz açık olsun.sürç-i lisan ettiysek affola