Yazır’daki sağlık kompleksini merak ediyordum
Konya’mızda bir asır hizmet verdikten sonra yenilenmesi için yıkılıp yerine yeni inşaatı başlatıldı Numune’nin. Ancak uzayınca gerek sağlık ocakları gerek semt poliklinikleri ile bu boşluğu gidermek icap etti. Konya Eğitim Araştırma Hastanesi ve semt polikliniklerinde oluşan izdihamın önüne geçilemedi.
2 milyonu aşan nüfusuyla Konya’nın daha çok sağlık kurumuna ihtiyacı vardı. İşte bunu göze alan idarecilerimiz Yazır bölgesinde büyük bir araziye sahip Numune Hastanesi, Beyhekim Hastanesi, Eğitim Araştırma Psikiyatri Hastanesi AMATEM, Fizik Tedavi Hastanesi gibi birçok sağlık kurumunu yerleştirivermiş. Ayrıca bu semte bir de Konya’daki tüm kamu hastanelerinin idaresini temin için Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği binası yerleştirilmiş. Yazır, Yazır da acaba burası neresi? Nasıl bir yer? Hiç gitmemiştim, görmemiştim. Oysa buralara bir işimiz düşse bir hastamız olsa köyden kentten bir yakınımız gelip Yazır Hastanesine gidelim dese bilemezsek benim gibi bir Konyalıya çok ayıp olurdu. Geçen yıl Özalkent Semt Polikliniği’nden İstanbul’dan gelen kız kardeşimi Beyhekim Devlet Hastanesi’ne sevk etmişler. Dolmuş ile bir kere gitmiştim ama, hani tabiri caizse birisi birinin evine misafir olur da sabah namaz kılacak kıbleyi bilemez, evin hanımı gözüne ilişir der ki “Kardeşim ben namaz kılacaktım ama kıbleyi bilemedim acaba evin kıblesi neresi?” Namaz niyazla pek ilgisi olmayan kadın çaresiz ama sert bir ifade ile “Valla gardaşım gerdeğe girdiğim gece iki rekat namaz gıldım neplim (ne bileyim) şu yana neplim bu yana” der. Onun misali ben de dolmuş ile gidip gelince neplim nerden gittim geldim ne yolunu ne de semtini pek anlayamadım.
O sağlık kurumlarında birçok da dostumuz var görevli. Dostluklar menfaat için değil de sadece Allah için kurulursa sürekli hal hatır sormak için dostlar aranır hal hatır sorulursa, imkan oldukça ziyaretler de yapılırsa işte o dostluk kadim olur kalıcı olur sevgi dolu olur.
Bu vesile ile 15 Şubat 2016 Pazartesi günü oğluma “Yavrum arabayı çalıştır bana bugün Yazır’ı ve hastaneleri bir gezdir, Konya’da bilmediği sokak olmayan İsmail Detseli’nin Yazır semtini bilmemesi ayıp!” dedim. Sağ olsun iki etmedi sözümü sürdük aracımızı Yazır’a. İlk olarak Beyhekim Devlet Hastanesi’ne uğradık. Girişte şöyle veciz bir yazı içimi okşadı, “Kapıdaki son hastanın ıstırabı dininceye kadar biz buradayız”.
“Allah’ım devletimize zeval verme, olağanüstü bir gayret ve sabırla bu ülkenin bekası ve insanlarının mutlu ve sağlıklı kalmaları için özverili çalışan güvenlik güçlerimize ve sağlık çalışanlarımıza güç kuvvet ver” diye dualar ettim. Hastanenin giriş kapısından içeri girdim büyükçe bir Başhekimlik yazısı gördüm kapının yanındaki isme baktım Abdülcelil Kalem yazıyor. Misafiri varmış, not bıraktık. Beyhekim Hastanesi yöneticisi Uzman Dr. Adnan Tekin Başhekim’e uğradık. Yıllara dayanan dostluğun ve uzun zamandır görüşememenin verdiği hasretle birbirimize sarıldık. Bu arada gayet mütevazı yüreği sevgi dolu kibir gururdan müstağni olan Adnan Bey yanımdaki oğluma döndü “Metin, İsmail abi sade kahve tiryakisi ona içeceğini sormayacağım sen ne alırsın?” dedi. Oda orta kahve dedi. Sohbete başladık bu arada Abdülcelil Bey’den de konu edip ona not bıraktığımı onun da burada oluşunu yeni öğrendiğimi çok sevindiğimi Adnan Bey’e söyledim. Adnan Bey “İsmail Abi kahveleri içelim Celil Bey’in yanına birlikte gidelim” dedi “Eyvallah” dedik kahveler bitti. Tam odadan çıkmaya davrandık ve dilimizde Abdülcelil Bey vardı ki Adnan Bey’in kapısında kendisi bizi karşılayıp “Zahmet etmeyin ben geldim. İsmail abi buradaymış” deyince ben çok mutlu oldum, bu güzel samimi dostluklar içimi yaktı. İşte Allah için dostluklar böyle olur diyerek rabbime şükrettim.
Sohbet koyulaştı geçmişimizden güncel durumlardan, hikayelerden efsanelerden, fıkralardan Konya deyimlerinden derken her dalda kanat çırptık. Bu kardeşlerimizin makamlarını fazla meşgul etmek iyi olmazdı. Müsaade istedik. Oradan ayrıldık. Artık saat 11’i geçiyordu. Daha sonra Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne gittik. Çok sevdiğim değer verdiğim gönül dostumuz İdari Hizmetler Başkanı Dr. Ahmet Ergin’i makamında bulduk. 5-10 dakika da onunla sohbet edip ayrıldık.
Evde yakın köyden bir misafirimiz var. Hoşbeşten sonra eşimin yakın akrabası olan bir ağabeyimiz 6 ay önce eşinin ölümü dolayısı ile psikiyatrik bir duruma düşmüş zor durumda imiş. Bunu bir psikiyatri bölümüne ya da bir ruh sağlığı hastanesine muayene ettirip yatıralım hastamız çok ızdıraplı tedirgin diye rica ediyorlardı. Tesadüfe bakın ki bir gün önce ziyarete git hiç menfaat ummadan aynı gün akşamı hasta akraban yardım istesin. Bunda da vardır bir hayır deyip böyle bir hastane var mıdır? Varsa işlevi nedir kime soralım, tabi dostlara. Ahmet Ergin’i aradım o gönlü hizmet ve sevgi dolu insan hiç tereddüt etmedi “Yarın buradaki Eğitim Araştırma Hastanesi Psikiyatri ve Akıl Hastalıkları Hastanesi’ne getir haberleşelim” dedi. 16 Şubat günü tekrar Yazır’a adı geçen hastaneye vardık. Sağ olsun Ahmet kardeşimizin önerdiği bu hastanenin idari sorumlusu güzel insan Recep Biçer beyle tanıştık, bu kardeşimiz bizi Dr. Metehan Çalışkan Bey’e yönlendirdi. Uzun bir muayene soru cevap ve tetkiklerden sonra yatış verildi. Hastamızı servise çıkarıp yatırdık. Doktorların hemşirelerin hastabakıcıların emin ellerine bırakıp tüm hastalarımıza şifalara dileyip ayrıldık. Her şeyi Allah rızası için yaptık. Allah biliyor ama şunu belirtmek isterim ki o saf ve temiz kalpli insanlara, devletimize ve ülkemizin tabiplerine, emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Hastası ziyaretçisi halis kalp ile dualar ediyor her birine. Allah onlardan razı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.