Aday adayları büyük bir hevesle kayıtlarını yaptırdılar.

Her bir aday, adaylığa kendisini layık görecek haliyle.

Öyle olmasa neden paraya kıyıp da aday adayı olsun ki.

İşin sonunda ipi göğüsleyenler sevinecekler, elenenler de üzülecekler.

Hizmet aşkı böyle bir şey işte.

Aday adaylarının belli olmasından sonra halk nezdinde değerlendirmeler de başladı.

En çok da AK Partinin aday adayları üzerinde fikir yürütülüyor.

Kimin kesin olarak aday listesinde yer alacağını bilmiyoruz. Zaten derdimiz isimler üzerinde durmak da değil.

Ama bazı isimler var ki, kiminle konuşsak aynı tepkiyi veriyorlar.

Temayül yoklamasında karar vericiler kimlerdir, bilmeyiz.

Neye göre karar verildiğini de bilmeyiz.

“Hamili kart yakınımdır” mantığı içinde aday belirlemek var mıdır o da bizim bilgimizin dışındadır.

Belli bazı kriterlere dikkat edilerek neticede adaylar belirlenecek. Belirlenecek adaylar 24 Haziran’da vatandaşın önüne gelecek.

Keşke seçim sistemimiz çarşaf liste ile olmasa da seçmeli olsa.

O zaman vatandaş beğenmediği ya da layık görmediği kişiyi seçmek zorunda kalmazdı.

Temayül yoklamasında karar verecekler (her kimse) aday belirlemeden önce keşke vatandaşlarla görüşseler.

Vatandaşın temayülünü bilmeden belirlenecek listeler hoşnutsuzluğa sebep olabilir.

Karar vericilerden, biz sade vatandaşlar şunu bekliyoruz:

Kişilerin adına bakmayın. Kişilerin makamlarına bakmayın.

Aslında bunlar önemli kriterler ama, halkın sıtkı sıyrıldıysa temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp vatandaşın önüne koymayın.

Sayın Erdoğan’ın hatırı da bir yere kadar.

Ben demiyorum.

Halkımız böyle söylüyor.