Bizi AB’ye almamalarının bir sebebi de muhtemelen ülkelerini istila korkuları. Oraya yerleşen Türkler için; kurallarına riayet etmekle birlikte asla asimile olmadan kimliklerini korudukları bir vatan toprağı olmuş Avrupa.

Çoğu menfaatine olduğu aşikâr durumlarda bile Türk Vatandaşlığından çıkmak istemiyor.

Ve malumuz üzere Avrupa nüfusu gerçekten hızla yaşlanıyor. Mültecilerle bir yere kadar idare edebilirler. Diğer milletlere göre kendilerine en yakın Türkler olduğunu onlar da çok iyi biliyor.

Almanya’daki Ottoman Döner Evi lezzeti bakımından bahse değerdi. Özellikle yabancılar döner burger usulü helal yiyeceklere inanılmaz rağbet gösteriyorlar.

Almanya kurallara riayet ve nizam bakımından diğerlerinden bir adım daha önde.

Şehirlerine yüksekten bakma alışkanlıkları ve bunu turizme açmaları ise her şeyi paraya çevirdiklerinin başka bir kanıtı. Gittiğiniz her şehirde neredeyse aynı tipte yapılmış bir seyir kulesine rastlıyorsunuz. Muhtemelen bunu istihbarat amaçlı da kullanıyorlar.

Merdivenlerle çıkma deneyimi yaşadığımı Paris’in simgesi Eyfel Kulesi başlı başına sayfalara konu olacak nitelikte.

1800’lü yılların sonunda inşa edilmesine rağmen sapasağlam ayakta ve her dakika para basıyor. Tepesine ulaştığınızda Paris’i planlayanların dehasına saygı duyuyorsunuz.

Ve şehrinize üzülüp şehir planlamanın ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz.

AB üyesi olmamaya direnen İsviçre ise bambaşka bir tecrübe oldu bizler için. Alman ve Fransız kültürünün ortak ürünü olan ülke tam bir hizmet diyarı. Bacasız fabrikalar yoğunlukta. Dünyanın sayılı zenginlerinin paralarının buradaki bankalarda toplamaları buradaki refah seviyesi yüksek yaşamın kapılarını açmış.

Tabi son Panama Sızıntısıyla İsviçre’nin tahtını Nevada’ya devredeceği söylentileri de buradaki bankaların büyük çoğunluğunu Nevada’da merkez kurma telaşına itmiş.

Avrupa’da terör kaynaklı dağılma ve yeniden sınırları kurma en ciddi gündem maddesi.

Almanların neredeyse tüm TV’lerinde tarihlerini canlandırmak adına yaptıkları Hitler belgeselleri de bir şeylerin habercisi gibi.

Gidip görmekle pişman olmayacağınız topraklar. Ve hala doğrular adına örnek alacağımız çok şey var. Özellikle kul hakkına riayet bağlamında…

Neyse konuyu çok dağıtmayalım. 2016 Avrupa’sından enstantaneler sunduğumuz bir yazı olsun bu.

Kafamda bahsedeceğim birkaç konu daha var. Onları da başka zaman saklayalım. Kalın sağlıcakla.