Takip ettiniz. Selçuk Üniversitesi Rektörlük Seçimlerinde, bir hocamızın ısrarla “Partinin ve Başbakanın adayıyım” açıklamalarının akabinde; 16 Kasım tarihli yazımda “AK Parti İl Başkanı Musa Arat Bey acilen devreye girmeli. Öğretim üyeleri ile ikili görüşmelerinde “bizim adayımız diye bir şey yok ben de basından görüyorum, inanın haberim yok” diyebiliyorsa; cesaretle Başbakan’ın itibarını kurtarmalı. Konya gündemine oturan bu konu daha fazla dallanıp budaklanmadan mesele yalanlanmalı.” Şeklinde bir çağrıda bulunmuştum.

Bu olayın hem Başbakan’a hem de Ak Parti’ye zarar vereceğini ön görerek Musa Bey’in acilen devreye girmesi gerektiğini belirtmiştim. Bu çağrım, Cuma akşamki toplantıda karşılık buldu. Musa Arat: Selçuk Üniversitesi Rektörlük Seçimlerinde AK Partinin ve Başbakanın adayı diye bir şey yok. Bir kişi yok, bu süreçten sorumlu olanlar öncelikle mutabakat imzalayıp daha sonra bunu akamete uğratanlardır.” dedi. Musa Bey kurumsal olarak konuştuğunun da altını çizdi. Biz de o anda bu cümleyi sosyal medya aracılığıyla duyurduk. Yani hiçbir hoca ne partinin ne de Sayın Davutoğlu’nun adayı değil. Bunun adı siyaset elbette!

Bu açıklama için geç kalındığını söylemiş olsak da seçimlere daha 10 günden fazla süre olduğunu belirtti ve bu durumun tersine dönebileceğini ima etti il başkanı. Kanaatimce bu açıklama Pazartesi günkü basın buluşmasında yapılacaktı. Lakin orada hiç soru gelmeyince (kendileri de bu duruma şaşırmış) açıklama cumaya kaldı. Zira bu saatten sonra sadece rektörlük temalı bir basın toplantısı yapmak abes olacaktı.

Aslında Başbakan o gün için sadece tavsiyede bulunmuş. Kerim Özkul’un açıklamaları da bu yüzdenmiş ve mutabakatı uyulmadığı için hem o açıklamalar hem de tavsiye kararı hükmünü kaybetmiş. Dolayısıyla gerçekten kimseyi incitmek istemeyen Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ve AK Parti bu anlamda bütün iyi niyetiyle öğretim üyelerinin kararına saygı duyacakmış. Musa Bey, bu konuyu Sayın Başbakanımızla birkaç kez istişare ettiğini de sözlerine ekledi. Ve bu süreçte en temiz kalanın en fazla dik duranın yine siyaset kurumu olduğunu özellikle birkaç kez zikretti.

Şimdi… Biten hiçbir şey yok.. Bu sürecin sonunda tavşan aday olarak görülüp ilk 6 arasına giren ve belki de 5-10 oy bile alamayan bir hocamız Rektör olursa hiç kimse şaşırmasın! X diye adlandırılan Hocanın ardından çekilmek; hem gerçek oy oranlarının bu zamana kadar kayda değer şekilde değişmemesi hem de adı henüz kamuoyunca yıpratılmamış aday yüzünden olmasın?

Cumhurbaşkanımız takdir eder ve olur. Kim karışabilir?

Belki de şehir adına doğru olan da bu olur!

Adayların birbirleri arkasından sürekli olarak aleyhte yaptıkları dezenformasyona hiç girmeyeceğim. Dün paralelcilerle beraber diye ayrıştırılanlar bugün kimlerle beraber görüp ibret almak gerekiyor.

Her şey bir yana tüm öğretim üyeleri bilmeli ki kendi kaderlerini belirleyebilmeleri için bir adaya % 75’in üzerinde destek vermeleri gerekiyor. Böyle olursa karar merciinin de inisiyatifi farklı bir hal alabilir.

Seçimlerin Şeb-i Arus’la çakışması da ayrı bir anlam taşıyor olmalı!

Görelim Mevla neyler…