AŞÛRA GÜNÜ VE KERBELÂ
“İnsanların en cömerdi, istenmeden veren, en asîli de intikama gücü yeterken bağışlayandır.” (Hazret-i Hüseyin - R. anh)
Bugün 10 Muharrem 1438.
Yâni Aşûra Günü.
Müslümanlar açısından çok özel bir gün ve büyük bir öneme sahip.
Resûl-ü Ekrem Efendimiz’in “cennet çocuklarının efendileri” diye övdüğü Hz. Hüseyin’in ile 70’den fazla arkadaşı 10 Muharrem günü (10 Ekim 680) siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da hunharca şehit edilmiştir.
Muaviye’nin oğlu Yezid tarafından kendilerine “biat” etmedikleri gerekçesiyle Kerbela denilen yerde büyük bir zâlimlik sergilenmiştir.
O Yezid’in soyu kurusun emi!
***
Tıpkı günümüzde olduğu gibi.
İrfansız Şiiler ile irfansız Sünnilerin birbirlerini “Allahû Ekber” nidâları arasında katlettikleri gibi. Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de insanlar ve Müslümanlar neden birbirleri öldürmekle meşguller. Eğer Kerbelâ olayını iyi anlayamazsak Asûra Günü’nde dağıtılan aşureler boğazımıza dizilir, o vakit yediğimiz tatlı şeyler acıya dönüşür.
Tıpkı Kerbela’da olduğu gibi.
İsterseniz konuyu biraz açalm.
Hz. Ali’nin vefatından sonra müminlerin biatı ile halife seçilen Hazret-i Ali’nin büyük oğlu Hz. Hasan, kendisine savaş açan Ebu Süfyan oğlu Muaviye ile Müslümanlar arasında kan dökülmesin diye halifelik hakkını ona devretti. Bir süre sonra Hz. Hasan, karısı tarafından zehirlenerek öldürüldü. Daha sonra Muaviye, Şamlılardan oğlu Yezid’e uymalarını istedi ve Şamlılar bunu kabul etti. Hacca geldiğinde aynı şeyi Hicazlılar’dan da isteyince onlar kabul etmediler. Dediler ki: “Eğer sen devam etmek istiyorsan kabulümüzdür. Eğer bıktınsa bu işi Müslümanlara bırak.”
Muaviye öldükten sonra Şam’da ve diğer yerlerde Yezid zorbalıkla hükümdarlığını kabul ettirdi. Bunun üzerine Yezit Medine’deki valisine haber göndererek Hz. Hüseyin’in de kendisine biat etmesini istedi. Hz. Hüseyin, bunu kabul etmedi. Yezid’in Hz. Hüseyin’i öldürmek için görevlendirdiği İbn-i Zeyyad’ın 20 bin kişilik ordusuyla Hz. Hüseyin güçleri, Kerbelâ’da savaşa tutuştular. Hz. Hüseyin’in taraftarları kaçarak onu savaş meydanında yalnız bırakmaları sebebiyle Hz. Hüseyin, geriye kalan 80 arkadaşıyla birlikte kahramanca savaştı ve şehid düştü. O alçaklar onun mübarek başını kestiler. Bu hazin olay Cuma gününe rastlamıştı. Onu şehid edenler ile onu savaş meydanında bırakıp kaçanlar da lânete mucip oldular.
Yezid’e boyun eğmeyen her erkeği katlettiler. Sadece Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin’e çocuk ve hasta olduğu için dokunmadılar. Daha sonra İbn-i Zübeyir’i katletmek için Mekke’ye yöneldiler. 64 gün Mekke’yi muhasaraya aldılar yıktılar, hatta Kâbe’yi dahi yaktılar. Bu zulüm üç aydan fazla sürmüştü.
***
Hüseynî mektebinden çıkarılacak sonuç; adalet ve özgürlüktür. Şüphesiz herkes Hüseynî bir tavır sergileyemez.
Ama günümüzde Suriye ve Irak’ta cereyan eden kanlı olaylara bakarak Kerbela’dan Muhammed ümmeti olarak büyük dersler çıkardığımız da söylenemez. Adaleti sağlamak ve insanları özgür kılmak için Türkiye’ye ve Müslüman insanımıza büyük görevler düşmektedir.
Aşûra Günü’nüz mübarek olsun.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Şehitlerin serçeşmesi,
Enbiyanın bağrı başı,
Evliyanın gözü yaşı,
Hasan ile Hüseyin’dir.
Kerbela’dır yazıları,
Şehid olmuş gazileri,
Fatma Ana kuzuları,
Hasan ile Hüseyin’dir.
Derviş Yunus dünya fânî,
Bizden evvel gelen hani,
İki cihanın sultanı,
Hasan ile Hüseyin’dir.
Yunus Emre
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.