BAHAR GELDİ...
Geçtiğimiz hafta perşembe günü Sağlık Bakanımızın ilk Covid-19 virüsü vakasını açıklamasından sonra cuma günü Cumhurbaşkanlığımız tarafından ülkemizde liglerimizin seyircisiz oynama kararı alındı. Tabi bu açıklama ülkemizdeki yurttaşlarımızla beraber bizleri de üzdü. İnşallah en kısa sürede bu virüs salgını son bulur ve ülkemiz rahata kavuşur.
Konyaspor`muzun son haftalardaki durumunu göz önünde bulundurarak geçen haftaki yazımda Yönetimin taraftarın karşısına çıkarak açıklama yapmasının doğru bir yaklaşım olacağını ifade etmiştim. Ayrıca sosyal medyada da bu talep yoğun bir şekilde dile getirildi. Bu talepler dikkate alınarak Asbaşkan Bünyamin Sarıtaş yerel bir kanalımızda açıklamalarda bulundu. Programın geneline bakıldığında taraftarı umutlandıracak ve heyecana sevk edecek açıklamaların net olarak ifade edildiğini söylemek pek doğru olmaz diye düşünüyorum. Asbaşkan hatalar yapıldığını ve yapılan hatalarda iyi niyetten kaynaklandığını, özellikle yapılan transferlerde yönetimin direk müdahalesinin olmadığı, Aykut Hocanın istediği futbolcuların alındığını ifade etti. Tabi Aykut Hoca sonrasının düşünülmediği ve gerekirse hocayı da dinlemeyip gerekli transferlerin yapılmadığını da anlamış olduk. Geriye dönüp bu yanlışları tartışıp cevapsız sorularla boğuşmanın şu aşamada faydası yok. Lig bitince bu konuları gerektirdiği ölçüde tartışacağız.
Yaşanan bu gelişmeler sonunda cumartesi akşamı Fenerbahçe maçına seyircisiz olarak çıktık. Seyircisiz oynama kararı olmasaydı muhtemelen 40 bin kişi statta olacaktı. Taraftarımızın statta olması avantaj mı dezavantaj mı olurdu sorusu akıllara gelmedi değil. Benim düşüncem; eğer taraftar statta olsaydı oyuncularımız geçtiğimiz haftaki iç saha baskısını tekrar yaşayacaklar ve istedikleri oyunu belki de sahaya yansıtamayacaklardı.
Oyunun analizini yapmanın pek anlamı yok. İyi ya da kötü oynayıp almamız gereken bir maçtı. Oyuncularımız çok istekli ve arzulu bir oyun sergileyerek hak ettikleri bir galibiyeti aldılar. Bizleri de yaşanan sıkıntılı bu günlerde fevkalade mutlu ettiler. Özellikle oyunda tüm kararları rakip lehine kullanan hakeme rağmen sahada dirayetli bir oyun sergilediler.
Maçın hakemi yukarıda da bahsettiğim gibi rakibi bulunduğu zor durumdan kurtarmak için çok çaba sarf etti. Özellikle iki kırmızı kartta da bariz hatalı kararlar verdi. Ömer Ali`nin ilk ve Skubic`in ikinci sarı kartları son derecede hatalıydı. Rakibin gol atabilmesi için tüm şartları olgunlaştırdı. Ancak oyuncularımız üzerimizdeki ölü toprağını atmak için rakibe isabetli şut şansı dahi vermeden sahadan ayrıldılar. Tekrardan hepsini tebrik ediyorum. İstediğimiz ruh ve azim tam da buydu.
Maç sonu da maç kadar çok güzeldi. Özellikle son düdükle beraber oyuncularımızın sevinç gözyaşları ve tribünlere giderek kendileri orda olmasa da ruhları orda olan taraftarlarımız ile galibiyeti kutlamaları muazzamdı. Tüm takımın birlikte sevinmesi ve birbirlerine olan inançlarını sahada görmek bizleri ziyadesiyle mutlu etti.
Son olarak; yönetimimizi ve yerel basın mensuplarımızı bu maç özellinde tebrik etmek gerekiyor. Maç sonu futbolcularımız ile karşılıklı tezahürat yapmaları bizleri duygulandırarak gözlerimizin yaşarmasına neden oldu. İnşallah, bu birlik ve beraberlik ile ligde kalacağız.
Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlarmış. Bu galibiyet ile bizim için bahar geldi galiba...
Saygı ve Selamlarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.