Hükümet, çok güzel ekonomik destek paketleri açıklıyor. Sayın Başbakan’ın ağzından âdeta bal akıyor. Ama uygulamada maalesef bunları ya takip eden yok, ya da bunları uygulatmakta iktidar yetersiz kalıyor. Çünkü bu paketlerin çoğu parasal destekler içerdiği için işin bir ucu bankalara uzanıyor. Bankalarsa paketler, emirler ne derse desin, işine geleni yapıyor. 

Örneğin Hükümet, yerli makine için kredi alacak olanlara KOSGEB kanalıyla faiz desteği vereceğini açıkladı. Bu, ülkemizin ekonomik bağımsızlığı için çok isabetli, çok yararlı bir destekti. KOSGEB, yapılan başvuruların içinden durumu uygun olanları seçti ve bir liste halinde yayınladı.

Listede adı olan firmalar bankalara başvurdular. Ama bu aşamada film koptu: Sözüne güvendiğim bir sanayici bana dedi ki: “KOSGEB’in seçtiği listede firmamızın da adı vardı. KOSGEB’in anlaştığı 8 bankaya da sırayla kredi için başvurduk. Devlet bankaları da dâhil, KGF kefaletine rağmen bu bankaların hiçbiri kredi vermeye yanaşmadı.

KGF kefaletine artık itibar edilmiyor mu acaba diye tereddüde düştük. Bizim bildiğimiz KGF kefaleti devlet güvencesi altındadır. Bankaların bu tutumunu üst makamlara bildirelim diye,  yazılı cevap istedik, cevaplarını yazılı bildirmeye de hiçbiri yanaşmadı. Krediyi alabilmek için halen mücadeleye devam ediyoruz. Ama KOSGEB sürenin 9 Aralık’ta sona ereceğini açıkladı. Sürenin bitmesine daha 15 gün varken bile bankaların kimi sürenin kısalığını bahane etti, kimi de üst makamlarının konuya sıcak bakmadığını ileri sürüp, topu taca attı. Süre gittikçe kısalıyor. Bu desteğe çok ihtiyacımız vardı. Şimdi ne yapacağımızı kara kara düşünüyoruz. ”

Ekonomik güç bir ülkenin can damarıdır. Batı zıvanadan çıkmış, yurt içinde ve çevremizde terör tavan yapmış da olsa, başımızda % 50 oy alarak seçilmiş, güçlü bir tek parti hükümeti var diye kendimizi şanslı hissediyorduk. Zincirin bir halkası bile zayıf olsa yükü taşıyamaz. Bu durumda diğer halkaların güçlü olması da bir anlam ifade etmez. Tepede alınan idealist kararlar, verilen emirler, son noktaya kadar takip edilmezse sonuçsuz kalır, üst yönetimin bundan haberi bile olmaz. Sonunda halk, “İktidar tribünlere oynuyor, tribünlere konuşuyor, işi popülizme döktü” demeye başlar. Bu durum en güçlü partileri bile çabucak yıpratır, siyaset sahnesinden siler. Allah’a emanet olunuz.