Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Başka bir olmak mümkün mü?

Başka bir olmak mümkün mü?

Genç romancımız Mahmut Coşkun’un ‘Başka Biri Olmanın Romanı’na dair değerlendirmelerimi bugün bitiriyorum.

Agâh Yılkı tarihî ve sosyolojik çalışmalar yapan çalışkan ve aykırı bir akademisyendir. Annesini ve babasını küçük yaşlarda kaybetmiş, bir yetim olarak devlet yurtlarında yetişmiş, kimi kimsesi olmamayı kendince bir avantaja çevirerek aile ve birliktelik gibi temel dinamiklere alışık olmadığımız uzaklıkta bakan bir karakterdir. Çalıştığı üniversitede daha çok şahsi menfaatlere ve genelin düşüncelerine göre şekil almış farklı ideolojilere dahil olan öğrenciler ve hocalar vardır. Hür olmayı, kendi inandıkları değer yargıları çerçevesinde var olmayı öğrencilerine öğretmek için çırpınan Agâh Yılkı, çevresindekileri ve öğrencilerini ideolojilerin anaforundan kendi olmanın kıyılarına getirme mücadelesinde doğal olarak doğru anlaşılmaz çoğu zaman, çeşitli sorunlarla karşılaşır.

Başı sıkıştığı zamanlarda yanında bulunan ve kendisini en iyi tanıyan, anlayan yakın dostu Sühan hocanın ön ayak olmasıyla onun yüksek lisans öğrencisi Nihal’le yakınlaşmaya başlaması yaşamının dönüm noktası olur. Nihal hali vakti yerinde bir ailenin ferdidir, babası büyükelçi annesi öğretmendir. Sorumluluklarının bilincinde, kendini iyi yetiştirmiş akıllı bir kız olan Nihal sayesinde Agâh o zamana kadar inandığı değerleri ve yaklaşımları farklı bir şekilde değerlendirmeye başlar. Romanın bu aşamasında Sühan’ın anlattığı hikâye ve kıssalar Agâh’ın nerede nasıl davranması ve ne şekilde kararlar almasına rehberlik eden mesajlarla yüklüdür ki okuyucular da bunlardan kendilerine bir pay çıkaracaktır.

Mahmut Coşkun’un ilk romanı ‘Yakarım Gül Satanlar Bahçesini’de kahramanına özlü ve özgün düşünce yazıları yazdırttığını belirtmiştim dünkü yazımda. ‘Başka Biri Olmanın Romanı’nda ise Sühan’ın anlattığı hikayeler Coşkun’un iyi bir anlatıcı olduğunun nişanesi; sanırım bu tarzdaki ara metinler romancılığının ayrılmaz bir parçası olacak, ki ben bunu son derece olumlu buluyorum, kitapları sadece bu metinler için bile okunmaya değer kanaatindeyim.

Üniversiteye yeni atanan ve Agâh’la aynı odada çalışması uygun görülen Doçent Yakup’un gelişi vakayı başka bir çizgiye taşır. Yakup; artık üniversitede çalışmayan Agâh’ın odasında bulduğu notlar ve mektuplar sayesinde altı aydır ortalarda görünmeyen Agâh Yılkı’yı araştırmaya başlar. Bulduğu notlar onu cezbetmiştir, öğrencilerinden ve Agah’ın kapı komşusu da olan Sühan’dan yeterli bilgileri alamayan Yakup, nihayetinde Agâh’ın yaşadığı evi bulur. Evde bulduğu notlar Agâh Yılkı’nın geçmişine, ailesine, roman boyunca okuduğu etkileyici şiirlerin sahibine dair gizemli ve şaşırtıcı gerçekleri gözler önüne serecektir.

Mahmut Coşkun ödüllü ilk romanına göre daha kalabalık bir şahıs kadrosu, daha detaylı çizilmiş ve okurun içselleştirdiği tiplerle karşımızda. Agâh’ın Nihal’e olan ilgisini yansıtan sarsıcı bir mektupla başlayan romanın geriye dönüşler ve atlanan zaman dinamizmi içindeki kurgusu devamlı yenilenen ara gelişmelerle canlı tutulur, ‘neyin ne olacağı’ sorusunun cevabı roman boyunca okuyucuya arkadaşlık eder.

Gelişmeleri heyecan içinde takip eden okur, İstanbul gezisine de çıkarılır romanda. İstanbul’un gezilebilecek yerlerinden bazılarını başarılı tasvirlerle gösterir Mahmut Coşkun. Bu tasvirlerin romanda anlatılan mekânları okur üzerinde görme isteği uyandırdığı aşikâr, zaten iyi bir edebi metnin özelliklerinden biri de ilham uyandırması değil mi?

Agâh karakterinde sadece aile kurumunun fotoğrafı çekilmez; ideolojik saplantılar ve dayatmalar karşısında akademi, cemaat ve parti odaklı siyasi tutumlar da gündemdedir.

‘Başka Biri Olmanın Romanı’nda bilgi veren metinler ve kurgu başarılı bir şekilde birbirine yedirilerek aktarılmış. Kurguda lüzumsuz detaylar yok, nazar boncuğu birkaç imlâ kusuru var. Şunu da eklemeliyim ki, sarsıcı bir final bekliyor okuru.

Kendine has bir roman dili yakalamış görünen Mahmut Coşkun, romanımızın geleceği adına umut vaat eden bir kalemimiz. Yeter ki kitaplar arasına yıllar girmesin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR