İki gündür sizlerin söylemi ile netameli konularda, karanlıkta, derin sularda yüzdüğümüz için bugün el frenini çektik.

Allah’a şükürler olsun ki el frenini çekmemizin sebebi de dün sabah 9’da Sayın Valimiz Cüneyit Orhan Toprak Bey oldu.

Evet, çok uzun yılların ardından şehir ve basın olarak bir Valinin ilk defa Konya’da göreve başlamasının yıldönümünde, geride kalan 1 yılı basın toplantısı ile değerlendirmesine şahitlik ettik.

Vali Bey’in Konya’da Ankara merkezli büyük projelerden, Konya’mızda mahalli idarelerle şehir ölçekli yapılan çalışmaları açıklaması ile ilgili bilgileri gazetemizde, internet sitemizde dahası bütün Konya basınında ve ulusal basında dahi okuyacaksınız.

Biz izninizle bugün yağcılık ve yağdanlık yapmadan Vali Toprak, Konya ve dengeler ile bir devlet adamının bugüne kadar görmediğimiz, kendi dünyamızda da Sayın Toprak’ı diğer valilerimizden ayıran özellikleri ile düşüncelerimiz ile siz değerli dost, samimi okurlarımızla paylaşmak istiyorum.

Önce şuradan başlayıp bir yerde Konya ve Türkiye Cumhuriyetinin son 40 yılına da yönetim bazında küçük küçük dokunuşlar yapalım.

………………….

42 yıllık yerel ve ulusal gazetecilik hayatımda benim bildiğim, inandığım, güvendiğim ve de arkamı rahatlıkla dönüp sırtımı yasladığım tek yapı Türkiye Cumhuriyeti Devleti idi.

Konya, Ankara ve İstanbul’da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin atadığı Vali, Cumhuriyet Başsavcısı,  Emniyet Müdürü, ne diyeyim MİT Başkanı gibi… Yani devleti temsil eden ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına görev yapan insanların partileri, tuttukları takımların rengi, etnik kökenleri, Alevi ve Sünni gibi mezhepsel  durumları ne olursa olsun herkesin ve hepimizin tek ortak çatısı Türkiye Cumhuriyeti Devleti idi.

Bu 42 yılda bir kez arkamı dönüp güvenmenin bildikleri söyleyip belgelerini sunmanın karşılığı olarak 2008 yılının 23 Eylül’ünde bir mübarek Ramazan günü sahurun ardından ağzımızı yıkayıp orucumuza niyetlendiğimiz anda hartttt diye hançeri yemiştik.

Beni hançerleyen, yüzüme gülüp, beni konuşturup, koluma girip aynı yolda yürürken poz veren ne acıdır ki o gün için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu şehre başmüdür olarak atayıp, devletten para alıp, devletin tüm imkanlarını fazlası ile kullanan hain, Allah’ıma sonsuz şükürler olsun ki bugün Amerika Birleşik Devletlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından kırmızı bültenle aranan şahıs oldu.   

Haaaaaa. Üç aşağı beş yukarı devlette yönetimin yöntemini de bilirim.

O gün o başmüdüre benim sahurda alınıp hücreye atılmama izin veren Vali Bey’i de bilirim. Onu da yazdım bir kenara. Bu dünyanın bir de öbür dünyası var onu da bilip inanıyoruz değil mi?

Haaa o Sayın Vali bugün karşıma gelip bu durumu bir de benim ağzımdan duysa “Ben sizi o zaman tam tanımıyordum, bilmiyordum, ülke tanıyamamış işte bunları bende tanıyamamışım” diyecektir. Ha Allah var o Sayın valimizin de Konya’da ömrü 1 yıl bilmem kaç ay sürdü.

Ama nasıl benim küçücük dünyamda, emekli, yaşlı Uğur Özteke olarak hata yapma şansım yoksa, Devletin Valisinin hiç böyle bir şansı olamazdı ve de olmamalıydı da…

……….

Bu bölümü niye yazdım ya da yazmak zorunda kaldım biliyor mumunuz?

Sayın Valimizin Konya’ya geldiği ilk günlerdi. Biz de usuldendir ekiple “Hayırlı olsun” ziyaretine gitmiştik. Sonra bir kez daha bire bir başka bir mevzu için makama gittiğimde tek bir şeye vurgu yaptım “KONYA ve SAMİMİYET”…

………….

Bir yılın ardından Devletin, Reis’in, Sayın Cumhurbaşkanımızın Konya’daki temsilcisi 1 numarası Konya’daki 50’yi aşkın gazeteci ile 1 yılı değerlendirirken, sohbet ederken açık kayıt cihazlarının ve kameraların önünde iki şeyin üzerinde odaklanmıştı…

“HOŞGÖRÜ ve SAMİMİYET”

……………..

Sayın Valimizden özür dilerim, bu şehrin görünür yüzünde herkes hoşgörülüdür. Kapının arkasında hoşgörünün yerini fitne, fesat, kıskançlık, çekememezlik en sonunda da iş, hainliğe kadar gider.

…………

Bugüne kadar üç şehirde bire bir çalıştığım, pek çok şehirde de valilik makamlarında tanışıp bugünlere geldiğimiz Devletin Valileri içerisinde hepsine DEVLET adına saygı duymuş olsam da Devlet adamlıklarından tutun samimiyetlerine kadar evimin kapısını açtığım, yüreğime bastığım, eşime söylemediklerimi kendilerine aktardığım valiler olmuştur. Halen bu isimlerden emekli valiler ve valilikten siyasette çok yüksek yerlere giden hatta Reis’in ekibinde olan ve olmakta olan isimler vardır.

Sayın Toprak ile ikinci görüşmemizin ardından kapıdan çıkarken Sayın Valimizi almış kabul etmiştim ve gönlüme de yazmıştım.

1 yılın ardından Sayın Valimin omuzuma dokunuştan, hal hatır konusuna gözümün içine bakışına “Tat kızın dilinden anası anlar” misali beni alıp kabul ettiğini görüyordum. Şükürler olsun bunu durumu çok iyi biliyordum da.

………….

Değerli, samimi okurlarımız Vali Toprak bugüne kadar benim görmediğim, şahit olmadığım, sizlerin de görüp şahit olamayacağınız bir Vali.

Allah rızası için şimdi bana bir vali örneği verin;

Makamdan yönetim tarzında başarılı, beyefendi, tecrübeli, siyasetin ve devlet yapısının çemberinden geçmiş olgun kısaca Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışır ve yaraşır eksiksiz bir isim. Zaten böyle olmasa her şeyi bir kenara siyaseti cadı kazanına dönmüş bir Konya’ya Sayın Cumhurbaşkanımız Vali olarak atamazdı değil mi?

……………

Hepsinden geçtik şimdi siz gözünüzü kapatın ve bir Vali hayal edin;

-Vali inanılmaz bilinçli ata biniyor. İyi bir binici.

-Vali dağ paraşütü yapıyor. Uçuyor…

-Vali iyi bir dağcı tırmanıyor. Hem de karda kışta en yüksek zirvelere. (Bu dediklerimizi işkembeden atmaca şeyler değil. Vali Bey dün 50-60 gazeteciye sordu. “İçinizde Aydos’a tırmanınız var mı?”…Aydos zirvesi tam 3430 metre zirve ile Konya’nın en yükseği. Tabii bizim Konyalı gazeteci topluluğundan 50-60 kişiden tık yok. Haaa yarımız da Aydos’un neresi olduğunu bilmeyiz bile. Ama Sayın Vali geçenlerde buraya tırmandı biliyor musunuz?)

-Vali Bey bir bakıyorsunuz falanca dağın zirvesinden inmiş Tınaztepe mağarasının en dip noktasında suyun döküldüğü yerde. Kaçımız burayı gördük?             

-Vali poligonda atış yapıyor. Üstelik de attığını vuruyor.

-Vali bisiklete biniyor. Hem de şehrin merkezinde. Gazeteciler ile sohbette de yüz yüze söylüyor “Konya’da bisiklete biniyorsunuz 300 metre sonra 500 metre yol bitiyor. Ya da yol kesilmiş başka yere iniyorsunuz. Ama Uğur Bey ile bisiklet yolları için yeni bir master planı hazırlıyoruz. Konya bisikletli yolda, bisiklete binmede en iyi Avrupa ülkelerinin önünde olacak inşallah.” diyor.

-Vali motora biniyor.

-Vali offroad yapıyor.

…………

Bakın daha Vali Bey’in neler yaptığını tek tek yazmaya devam ederim. Ama siz de bana inanmaz sorarsınız “Sen manyak mısın? Bir adam bunları nasıl yapar?” diye…

Vali Bey’in bu konu ile kendi ifadesi “40 telden çalıyoruz. Bununla stres atıp, bununla enerji depolayıp kendi işimize odaklanıyoruz” diyordu.

………………

Allah sizi inandırsın Vali Bey’in Konya’daki bir 24 saati içerisinde devlet işleri, mahalli idareler ile koordinasyonu, şehrimize gelen yerli yabancı konukların ağırlanması, Reis ve ekibine karşı hatasız en iyi projelerin yapılması başlanılanların aksaksız sürdürülmesi, Bakan Kurum ve Bakan Koca ile birebir sürekli fikir-bilgi alış verişi, bunlardan geriye kalan zamanlarda esnaf ziyaretinden yolda karşılaştığı meczupla sohbet, …..

…………

Bizim yaş 60’a geliyor.

Ben şunu bilir şunu söylerim “Bir insanda hayvan sevgisi varsa, bir insanda ağaç, çiçek, böcek, dağ, taş sevgisi varsa siz o insandan korkmayın. O insana güvenirim onunla aynı arabaya biner gittiği yere giderim.”   

………….

Bu mesleğin bize kattığı en büyük meziyet karşınızdaki insanı 3 dakikada çözersiniz.

Sayın Valimiz biz sizi 1 yıl öncesinden aldık kabul ettik.

Yazımızsın başlığındaki sorumuza kendimiz cevap veriyoruz “EVET… EVET…EVET… Hem de sonuna kadar. Hem de dibine kadar…”

Yolunuz açık olsun Sayın Valim. Tuttuğunuz altın olsun. Cenab-ı Allah’ım cümle ile birlikte size çalışma arkadaşlarınıza ailenize başınızı eğdirecek hatalar yaptırmasın.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bir insanın bilebileceği tek şey, kendisiyle yetinebilmesidir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Otoparklarda elektrikli bisikletleri ile dolaşan gençler otoparklar içerisinde kazaya sebebiyet verebilecek şekilde tehlikeli sürüş yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.