Büyük Patlama – Esir Maddesi ve Higgs Alanı (3)
1883 yılında Nature dergisinde, esirin “tüm uzaya yayılan, uzayı tamamen dolduran, kusursuz devamlılığı olan, ince, maddenin molekülleri arasına sızan bir ortam olduğu” ve aynı zamanda “hareket ile enerjinin ileticisi” olduğu” ifade edilmektedir.
“Hepsi bir felekte (yörüngede) yüzüp gitmektedir” (Yasin,36)
Ayetiyle Kuran-ı Kerim; birincisi, cisimlerin uzayda, başıboş ve gelişigüzel değil, aksine bir madde içerisinde yüzer gibi hareket ettikleri; İkincisi, bir felekte, bir yörüngede düzgün hareket ettikleri, Üçüncüsü, uzay boşluğunun bir denize benzetilmesi, manalarını çok veciz ve belagatli ifadesiyle insana 1400 yıl öncesinden beri uzayda cisimlerin nasıl hareket ettiklerini anlatmış ve anlatmaktadır.
“Çevir de gözünü semaya bak, bir çatlak, kusur görecek misin?” (Mülk,3)
Ayetinde uzayda bir çatlak (boşluk), bir kusur olamayacağı belirtilmektedir.
Bediüzzaman, uzayın esir ile dolu olduğunu kütle çekimi gibi kuvvetlerin ve ısı, ışık, elektrik gibi enerjilerin taşıyıcının da esir olduğunu ifade eder. “Ecram-ı ulviyenin câzibe ve dâfia gibi kanunlarının râbıtası ve ziya ve hararet ve elektrik gibi maddelerdeki kuvvetlerin naşiri ve nâkili, o fezayı dolduran bir madde…”.
“Birinci kaide: Fennen ve hikmeten sabittir ki, bu haddi yok feza-yı âlem, nihayetsiz bir boşluk değil, belki "esir" dedikleri madde ile doludur.” (Lem'alar)
Uzayın yapısı bilim adamlarını sürekli meşgul eden bir konu olmuştur. Sicim teorisi adı verilen bir başka teoriye göre ise uzay, titreşim ve salınım hareketi yapan sayısız kuanttan oluşan esnek bir örümcek ağı gibidir. Bu yapının dolgu maddesi ise esir olmalıdır. Sicimler, varlığın en küçük birimidir. Tanecikler, enerjiler, kuvvetler dahil her şey onlardan yapılmıştır.
Bediüzzaman, her şeyin aslının esirden yapıldığını ifade eder. Esir maddesi, yaratıldıktan sonra Cenab-ı Hakk’ın (cc) ilk icatlarının tecellisine merkez olmuştur. Daha sonra temel parçacıklara (elementer parçacıklar, cevahir-i ferd) dönüştürülmüş bir kısmı hava gibi, su gibi ince ve latif kalırken bir kısmı yoğun kılınarak katı hale getirilmiştir.
“…madde-i esîriyeye işarettir ki, Cenab-ı Hakk'ın Arş'ı, su hükmünde olan şu esîr maddesi üzerinde imiş. Esîr maddesi yaratıldıktan sonra, Sâni'in ilk icadlarının tecellisine merkez olmuştur. Yani Esîri halkettikten sonra, cevâhir-i ferd'e kalbetmiştir. Sonra bir kısmını kesif kılmıştır ve bu kesif kısımdan, meskûn olmak üzere yedi küre yaratmıştır. Arz, bunlardandır.” (İşaratül-İcaz)
Sonuç; uzayın boşluk olmadığı bugün bilim dünyası tarafından da kabul gören bir olgudur. Uzay sicim, ya da onu oluşturan esir maddesi ile doludur.
Gelecek yazımızda alemler ve esir maddesi ile ilgili konularda buluşma ümidiyle Cuma’nız mübarek olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.