ÇOK DA FOFİ
Attığı ya da attırdığı gollerle değil, kaçırdığı pozisyon yahut pozisyonlarla bu haftanın gündemine de Fofana, namı diğer Fofi girdi. İlk hafta Erzurum maçında Yatabare'yi, ikinci hafta Antalya'da Ömer Ali'yi gösterdiği üstün performans ve sahadaki başarılarıyla konuşurken bu hafta da saç baş yolduran Fofana her şeyin önüne geçerek gündemin ilk sırasına oturdu. Bulunduğu, oynadığı mevki itibariyle gol atmaktan ziyade takımda gol atabilecek oyuncu zümresine asist yapması gerekirken rolünü, sinema deyişiyle repliğini unuttu. Elbette kaybedilen iki puanı Fofana'nın boynuna yıkmak çok ağır olur ama şu da bir gerçek ki bu şımarıklık maalesef ki belki de maçın kaderiydi. Fofana'yı kaybederken Ömer Ali'yi yine, yeniden kazandık. Bence bu sezonun hiç hesapta olmayan iç transferi gibi takıma cuk diye oturdu. Geçtiğimiz yıl bir muhabbet sırasında “Abi oynadığın oyunun üzerine koymak gerekiyor. Her geçen yıl bir önceki yıla nazaran çok daha iyi olmalısın ve ben de bunun için çok çalışıyor, elimden gelenin fazlasını yapıyorum” demişti. Ve uzun vadede haklı da çıktı. Üç haftalık periyotta iki gol üç asistle kalitesini ortaya koydu. Umarım ilerleyen haftalarda ligden kopmazsın ve senin tabirinle her hafta üzerine koymaya devam edersin. Bu taraftar bunu ve çok daha fazlasını fazlasıyla hakediyor. Hazır taraftar konusuna girmişken Samet Aybaba'nın maç sonu taraftarımız hakkında dile getirdiği basın röportajını şaşkınlık ve hayretle izledim. Samet hocam şunu unutma ki bu taraftarın canı yanmadığı, yakılmadığı sürece herkesi baş üstünde taşır. Sizden önce Erzurum'u "Canısı" ile karşılayıp "Allah'a emanet olun." diye gönderen bir şehir varsa da önce dönüp bir kendine bakıp sorgulayacaksın, sonra karşındakine laf edeceksin. Biz Mevlana torunuyuz, yine hoşgörü bizim olsun ama sözlerin pek de hoş durmadı; bilesin.
Söylemeden edemeyeceğim. Kendi cephemizden bakacak olursak da bu sene maraton sınıfta kaldı. Pek de tasnif etmediğim kombine satış politikası yüzünden ne yazık ki bu sezon özellikle maraton üst birçok maçta olaylara seyirci bile olamayacak. Çok geçmeden bazı iyileştirmeler yapılıp o boşlukları doldurmak camianın faydasına olacaktır. Her şeye rağmen başta kuzey alt yani Nalçacılılılar olmak üzere taraftar maçın bütününde iyiydi ve konuk takım Bursaspor'a deplasman baskısını en derinden hissettirdi.
Şu bir gerçek ki bu ligde kolay diye nitelendirebileceğimiz bir maç yok. Bize olmadığı gibi kimseye de yok. Evinde temsilcimiz ile berabere kalan Antalyaspor deplasmanda Beşiktaş'ı deviriyor. Ki bir önce ki hafta da Beşiktaş, Erzurumspor'un da elinden zor kurtulmuştu. Galatasaray, Alanya'ya altı atarken Kasımpaşa da üçte üç yaparak önüne geleni deviriyor. Ligde birçok takım daha sezona hazır değil, zaten maç sonu röportajlarında da teknik ekip ve hocalar bunu sıklıkla dile getiriyor. Takım ve bireysel olarak elbette bizim de birçok eksiğimiz var lakin üç haftada beş puan da hiç fena değil, gözardı etmemek gerekir. Taşlar biraz daha yerine oturuncaya kadar sabretmekte fayda var. Herkes her şeyi görüyor ve önlem alınması gereken noktalara elbette dokunulacaktır, rahat olun. Şimdi ellerinizi başınızın arkasına koyun, yaslanın ve ilk haftalardan biraz da olsa ligin keyfini almaya bakın derim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.