En güzel pazarlar sizlerin olsun diyerek bugünkü tatil yazımıza başlıyoruz. Tüm okurlarımıza, sevenlerimize sevmeyenlerimize teşekkür ederek başlamak istiyoruz. Çünkü BİK’İn geçen ayki rakamları açıklandı ve PUSULA Gazetesi siz değerli okurlarının sayesinde bir ayı daha lider olarak tamamladı.

Tüm bu noktada küçük bir detay daha verelim. Konya’da onca gazete varken biz işe çok gerilerden hatta en sondan başladık ve PUSULA olarak yayına geçişimizin dördüncü ayında birinci oluverdik. O günde bunu biliyorduk, bugün de, inşallah yarın da.

Bu başarı önce Allah’ın bir lütfu sonra da siz değerli okurlarımızın bize inanarak sahip çıkması. Biz ise patronumuzdan çalışanlarına sadece sebebine sarıldık.

Farklı bir gazete olarak yola çıkarken matbaamızı da Ankara’dan tespit ettik.

Yani…

Yani biz bu yazıyı yazdığımızda Sayın Başbakanımız daha Konya’ya dahi gelmemişti. Bu yüzden yazımızda Sayın Başbakanımızı yazamıyoruz. Ne var ki gazete olarak Sayın Başbakanımızdan olan beklentilerimizi dünkü nüshamızda 22 madde ile belirlemiştik yaa.

Ona o kadar çok tepki ve destek geldi ki. Çok çok mutlu olduk. Yani bu konuda da ses getirmiştik. Toz kaldırmıştık.

Mesela bizi üstü örtülü olarak eleştiren isimlerden birisi günümüzün iş adamlarından Nurdoğan Okur Bey idi.

Nurdoğan Bey, Karapınarlıdır!.

Sabah ilk arayan dostlarımızdandı. Ve selam sabahtan sonra da söze şöyle giriyordu; “Uğur abi bizim orada derler ki “Çülüğü güzün sayarlar”… Sen Sayın Başbakanımızdan bu kadar madde beklentimiz olduğunu yazmışsınız. Ben seni çok severim ama sen de kendini kandırıyorsun. On yıldır Sayın Cumhurbaşkanımız Konya’da “Ben sizin bakanınızın” demedi mi?”

Biz hemen lafa giriyoruz, “Abi sen de gazeteci gibi muhalefet yapma. Şimdi bazı şeyleri savunacağım sende partili gibi konuşuyorsun” diyorum ki, Nurdoğan Bey devam ediyor, “Abi bak Sayın Davutoğlu’nun Başbakan olduğu günkü gururumuzu Konya olarak hepimiz yaşadık. Konyalı bir Başbakanın olmasından güzel ne olabilir ki? Elbette güzel şeyler de oldu. Ama 12 yılda bu kadar beklenti var. Şimdi sen Sayın Davutoğlu’ndan beş yılda bu kadar şey bekliyorsun. Bu normal mi?”

…..

Nurdoğan Bey’i anladık. Ve bir kesimin de Sayın Başbakan’dan Konya meselelerini ne kadar çabuk ve hemen istediğini öğrenmiş olduk.

Sabah sabah o 22 maddelik Gündem Başlıklarımız için arayan büyüğümüz ise Ali İhsan Özselek abimizdi. Ali İhsan abimiz ile hal hatır faslını geçtik. Ali İhsan abimiz her zaman ki beyefendiğili centilmenliği çerçevesinde şöyle bir hatırlatma yapıyordu;

“Uğurcum hepsi çok güzeld e şu Konya-Antalya yolunda Seydişehir’de ne zaman kar yağsa kapanan Alacabel var ya. Bir de oraya tünel yapsalar. Bir de onu gündeme getirseydiniz…”

Ali İhsan abimize anlattık. Bu güzel müjdeyi sizlerle de paylaşalım. Sayın Davutoğlu Başbakan olmadan, Sayın Elvan ile birlikte yıllardır konuşulup bir türlü gerçekleştirilmeyen Alacabel tüneli için talimat verildi ve yaklaşık 6 kilometrelik tünel için düğmeye basıldı. Yani o dağ delinecek ve yol kapanmadan dahası biz karı görmeden yola devam edeceğiz…

…………..

Yerimiz bitti iyi pazarlar…  

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Karıncaların sesini duyan, elbette gönüllerin feryadını da duyar...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Motoru kullanırken telefondan mesaj atmadığımız zaman ADAM oluruz.