Şükran Akgül

Şükran Akgül

Doğal afetler

Doğal afetler

Hepimiz Yunus Peygamber’i balık yuttu diye biliriz. Ancak Kuran Hz. Yunustan “balık sahibi” diye söz eder. (Kalem suresi) Birini balık yutsa balık mı onun sahibi olur? O mu balığın sahibi olur?

Tarihi Asur Devleti ‘nin sınırları tıpkı yunus balığı gibiydi. Balığın karnına dek gelen bölge Ninova, Asur devletinin başkenti. Yunus peygamber Asur Devleti’nin kıralıydı : Balığın sahibi.

Kuran suda boğulan iki kişiden söz eder. Biri firavun diğeri Hz. Yunus . Firavun boğuldu. Hz. Yunus kurtuldu. “Eğer (Allah’ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı.”(Saffat Suresi, 143) yaşam şekliniz ecelinizi belirliyor.

Firavunun sicili bozuk. Allah’ı hiç anmamış. Kavmine “Ben sizin Rabbinizim” demiş.

Yeryüzünün en kıymetli bilgisi gelecekle ilgili gerçek bilgidir. Geleceğin bilgisi yalnız Allaha aittir. Yani böyle bir bilgi ancak vahiy kaynaklıdır. Şimdilik bu bilgiyi bir kenara koyalım.

Azot atmosferdeki en önemli gazlardan biridir. Depremler ve yanardağ patlamaları azot salınımı sağlar. Yani doğal afetler yaşamın sürekliliği için gereklidir. Doğal afetleri önleyemeyiz ama tedbir alabiliriz: Fay hattı üzerine ev yapmayız, sel baskınına maruz kalacak çukur alanlara, dere yatağı olan bölgelere yaşam alanı kurmayız.

Hz. Nuh kavmine tufan geleceğini haber verdi, Ona inanmadılar. Oysa Ur şehri çukur bir bölgedeydi. Üstelik Fırat nehri kıyısındaydı. Hz. Nuhun kavmi şirki bırakıp Allah’a kul olsalardı tufan yine gelecekti. Ancak tedbir alacaklardı. Uru terk edeceklerdi. Ya da gemi yapacaklardı. Hz. Nuh onlara : ben sizin için apaçık bir uyarıcı ve korkutucuyum. Allahtan başkasına kulluk etmeyin. Ben size gelecek olan acı bir günün azabından korkarım dedi. (Hud suresi 25,26) inanmadılar. Gerçi inananlar da oldu. Onlar da gemi değil put yaptı. Yer tanrısı-yeuka (yerden gelen felaketler için) gök tanrısı-nesr (gökten gelen felaketler için) nitekim tufanda yerden ve gökten geldi. (Nuh Suresi 23)

Hz. Nuh onlara gelecekle ilgili çok hayati bir bilgi vermişti. Ancak peygamberi yalanladılar.

Yunus peygamberin kavmi peygambere inandı. Allah da o kavme azabı görünür kıldı. Böylece tedbir aldılar ve hayatta kaldılar. (Yunus Suresi, 98) bu ayette “keşefna” kelimesi “kaldırma” olarak çevrilmiş. O zaman “inandıkları için azap kaldırıldı” gibi anlaşılır. “keşefna” görünür kılınma anlamınadır. İnanmakla ya da dua etmekle afetten kurtulmak mümkün değildir. Ancak tedbir almakla hayatta kalırlar. Hz. İbrahim kendisine gelen iki misafirin melek olduklarını anlar. Bilir ki melekler inmişse azap yakındır. Azabı kaldırsın diye Allaha dua etmeye başlar. Melekler ise :”Ey İbrahim, bundan vazgeç! Çünkü senin Rabbi’nin emri gelmiştir. Ve muhakkak ki onlara, geri çevrilmez bir azap gelecek.” (Hud Suresi, 76) demişlerdir.

Kavimler helakinin nedenleri hiçbir zaman dinle imanla ilgili değildir. Zaten insanların helakten kurtulmak derdine iman etmesi de çok samimi olmazdı. “dinde zorlama yoktur” (Bakara Suresi) Helakin nedeni afet ayetlerini doğru okumama, afet ayetlerini doğru okuyan resulleri yalanlamaları. Allah’ın yasası açıktır: maddi manevi afetler vardır. Bu afetleri haber veren durum ve olayları doğru okumazsanız sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız. Örneğin Mısır Meliki Hz. Yusuf’un rüya yorumunu dikkate aldı böylece yüklü miktarda hububat depoladı. Uzun süren kıtlık yıllarını böylece atlattı.

Hz. Musa’nın kavmi helak edilmedi mesela. Çünkü yaşam alanlarıyla ilgili doğal bir afet söz konusu değildi. ” Nuh, Ad, Semud ve onlardan sonraki toplumların durumu gibi. Allah, kullarına zulum edici değildir.” (Mümin Suresi, 31) bu kavimleri bekleyen doğal bir afet vardı. Allah rahmetinden dolayı, hayatta kalsınlar diye, onlara haberciler gönderdi. Ama onlar resulleri yalanladı, afetin geleceğine inanmadığı için tedbir almadılar. “Hatırlat ki biz zalimler olmadık” (şuara Suresi, 209)

Kavimler helakini inanmayanların yok edilmesi şeklinde anlamak yanlış olur. Yeryüzüne bir bakın. İnananlar yaşıyor diğerleri de yok oluyor diyebilir miyiz? Bakara suresinin 126. Ayetine baktığınızda görürsünüz ki Hz. İbrahim Allah’a dua eder, der ki “inananları ürünlerle rızıklandır.” Allahu Teala buyurur ki “Yalnız inananları değil, inkar edenleri de rızıklandıracağım”

Sözlerimi bitirirken şu ayeti kerimeyi hatırlatıyorum: “Ey iman edenler! Sizi hayat verecek şeylere çağırdıklarında Allah ve Resulünün çağrısına uyun ve şüphesiz bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Unutmayın ki, O’nun huzuruna götürüleceksiniz.” (Enfal Suresi, 24)

(Bu yazının hazırlanmasında Kemal Gürger’in tefsir derslerinden faydalanılmıştır)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Şükran Akgül Arşivi

Travma

13 Ağustos 2022 Cumartesi 00:02
SON YAZILAR