Gar’da “bu at bu arabayı çekmiyor beyler”

Ne zaman “gar” gündeme gelse, ne zaman “trende bilet yok” denilse, ne zaman gar ile ilgili bir şikayet sıkıntı ulaşsa ilk cümlemiz “şu hızlı treni şehrimize kazandırandan, vesile olandan Allah bin kere razı olsun” diyoruz. Demeliyiz de. Daha fazla dua edip daha fazla teşekkür etmeliyiz.

Bu hızlı trenin kıymetini nasıl bir büyük nimet olduğunu ancak normal ya da alt gelir grubundaki insanlarımız (buna en başta ben ve ailem dahildir) yıllarca Ankara’ya kara yolu ile gidip gelirken çektiğimiz çileyi bilenler bilir.

Evet bu büyük nimetin getirisini ve götürüsünü bizi yönetenler de ne acıdır ki hesaplayamadılar. Hesaplayamıyorlar da.

Vatandaşın şimdi sıkıldığı, üzüldüğü çok bunaldığı zamanda isyan ettiği konu da buradan kaynaklanıyor.

Belki zaman içerisinde mevcut gar son konaklama yeri olacak. Bu işler olsa da olmasa da şimdi ki gar bölgesinde ne insan ne de araç trafiği yükünü kaldıramaz halde.

Bir de siz yeni setlerle yeni seferlerle yolcu taşıma kapasitemizin arttığını İstanbul hattının çoğaldığını hesaplasanıza.

Hesap çok açık ortada.

Bu at bu arabayı çekmeeeez.

Neyse bu iş çok kafa ağrıtır. Şu anda da kimsenin bu konuda yapabileceği hiçbir şey yok.

Daha bir de bu yoğunluğa Büyükşehir Belediyesi’nin yerinde ve çok isabetli o Alman evlerini restore etmesi ile kazandırılacak zenginliği düşünün.

Hem çok iyi hem de çok sıkıntı azap verecek bir durum daha ortaya çıkacak.

Alman evleri ile bölge renklenecek Konya’ya yeni bir cazibe merkezi oluşacak. Amenna peki trafik ne olacak trafik?

Bu konuyu da hoooop atladık.

……………..

Gelelim gar içerisindeki otoparktan çıkış sıkıntısına.

Bakın bunu yine siz yani bir okurumuz öyle bunalmış olacak ki çekip bize göndermiş