İMAM İLE CEMAATİN HELALLEŞEMEMESİ
Biliyorum birileri ya da bizi yakından tanımayan bazıları zaman zaman bize kızıyorlar. Belki de kırılıyorlar. Ama ne olursunuz biraz empati yapın.
Bizim “şöyle” ya da “böyle” deme gibi bir şansımız yok. Ayrıca biz hakim savcı değiliz ki “Şu haklı bu haksız” diyebilelim.
Biz sadece bize aktarılanları basın ahlak ve kuralları içerisinde kimselere hakaret etmeden, iftira atmadan, yıkıp devirmeden iletmek ile görevliyiz. Yani sizlerin sesi, gözü ve kulağı olma misyonumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz.
İşte tam bu noktada bazıları bize kızıyor ya da darılıyor olabilir ama biz sadece ve sadece elçiyiz.
Lafı uzatmadan bugünkü konu başlıklarımıza yazımıza başlayalım.
HANGİSİ DOĞRU?
Önce Minibüsçüler Odası Başkanı Sayın Muharrem Karabacak abimize teşekkür edelim. Pazartesi günkü tıp fakültesi dolmuşları ile ilgili yazımız üzerine hemen aradı ve bizleri dahası siz okurlarımızı bilgilendirdi. Tıp dolmuşlarının güzergahında Erbakan Üniversitesi’nin kampüs bölgesine kadar çıkmaları yokmuş. Dolmuşçularımız sadece gece gündüz kız öğrenciler sıkıntı çekmesin sürüler halinde gezen köpeklerden ya da art niyetlilerden korunsun diye öğrencileri o tepeye kadar çıkartıyorlarmış. Yani bu bölgede tepede oturan vatandaşlarımızda okul zamanı bu öğrencilerin sayesinde evlerine kadar yürüyerek çıkma zahmetinden kurtulmuş oluyorlarmış. Özetle her dolmuşçu tepeye kadar çıkmazmış çünkü güzergahları değilmiş.
Şimdi bu çok sevdiğim saydığım konuştuğum zaman etkilendiğim, yaptığı çalışmalar ile büyük takdir ettiğim başkanımızın, dolmuşçu esnafı ise bazen beni bazen sizleri çıldırtıyor değil mi?
Bakın ne oldu?
Ne olur dinleyin.
Bana inanmıyorsanız MOBESE kameralarından görüntüleri alın ve ben haksızsam beni cezalandırın. Haklı isem de “peki” demeniz yeter yeter de artar bile.
Pazartesi günü saat 19 suları. Nalçacı’dan geldim Rauf Denktaş Alt Geçidi’ne giriyorum. Sağımda bir dolmuş var, ben de sol şeritteyim.
Alt geçide girerken levha var.
Hız sınırı 60 kilometre.
İkimiz de 60’la ilerliyoruz. Bu arada arkadan sürekli selektör yapıldığını fark ettim. Baktım bir başka dolmuş sürekli selektör yapıyor.
Rampayı çıkarken ayağımı gazdan çektim diğer dolmuşun gitmesini bekledim ve sağa çekildim. Bu sürekli hızlı selektör yapan dolmuş sürücüsü solumdan geçti ve paaattt sağa direksiyonu kırarak kaldırıma yanaştı.
O anda plakasına bakabildim M 8011…
Şimdi bu birkaç metrede standart hız sınırında giden bir sürücü olarak başka ne yapabilirdim.
Benim dolmuş şoförlüğü yapan dostlarım var.
Onların çektiği çilelere şahit oldukça gerçekten üzülüyorum.
Ama böyle sürücülere de çok kızdığım gibi hepsini aynı kefeye koymak zorunda kalıyorum.
Söyleyin haksız mıyım?
NENE HATUN PARKI’NDA
KORKUTAN VE LASTİK YAKAN
İKİ TEKERLEKLİLER
Bir kadın okurumuz aradı. Nene Hatun Parkı’nda özellikle saat 21’den sonra arkalarında kadınlar olan bir grup motor sürücüsünün parkın oto yerinde sürat yaparak motorlarını döndürdüklerini kendilerinin de çoluk çocuk o bölgeden kaçmak zorunda kaldıklarını söyleyerek bu durumu yetkililere iletilmek üzere yazmamızı istiyordu.
Yazdık ve ilettik efendim.
Şimdiden teşekkürler.
BİZ PARAMIZIN PEŞİNDE OLMADIK (!)
Dün “Teknik servis gözyaşınız olmasın” diye yazmıştık ya. Bu durumu bize aktaran dostumuz şöyle diyordu;
“Selamün aleyküm abi,
Önce yazınız için teşekkür ederim. Biz paramızı kurtardık nasıl olsa diyerek olayı gidişatına bırakmadık. Polis gelmiyorsa yapacak bir şey yok diyerek de vazgeçmedik. İnsanımızı elimizden geldiğince korumak hepimizin görevi olmalı. Çünkü bu şehrin tamamı annemiz, babamız, kardeşimiz…
Hiç kimseye zararı dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diye düşünmemeliyiz.
Polis eliyle yapamadığımızı yaptığınız için tekrar teşekkür ederiz. Allah sizlerden razı olsun.”
…….
Dedik ya biz sadece görevimizi birazcık olsun adam gibi yapmaya çalışıyoruz.
Bu duyarlı okurumuza hassasiyetinden dolayı huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ederiz.
İMAM İLE CEMAAT HELALLEŞMİYORSA…
- gün akşam yine bir abimiz geçtiğimiz hafta yaşanmış bir olayı anlattı. İlk defa böyle bir şey duyuyordum ve çok çok üzüldüm. Ama madem böyle şeyler yaşanıyor herkes imam da olsa cami cemaati de olsa daha duyarlı olmak zorunda diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz hafta şehir merkezinde bir camimizde hocamız hutbe sonrası camiden ayrılacağını başka bir yere naklinin çıktığını belirtir ve helallik ister. Cemaatten biri kalkar “Ben hakkımı helal etmiyorum” der. Biri daha kalkar “Ben de helal etmiyorum” der…
Yahu bu nasıl bir iştir.
Camii imamı ve camii cemaati “kul hakkını” en iyi bilen insanlar olarak Cenab-ı Allah’ın katında helalleşemiyorlarsa millet olarak biz nereye gidiyoruz?
Ya rabbim önce beni sonra bizleri ıslah et.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir insandan bir kere soğuyunca artık yaptığı doğrular bile gözünüze batar.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Belli olgunluk yaşına gelmiş erkeklerimiz yollarda ağızları açık sesli bir şekilde sakız çiğnemedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.