İŞİN GÜCÜN KOLPA ANTALYA
Konyaspor-Antalyaspor maçına geçmeden önce ortamın ve saha içinin neden bu kadar gergin olduğuna değinelim isterseniz. Antalyalılar yaklaşık 6 yıl önce Abdi İpekçi’de dayak yediklerini belirtseler de kameralara yansıyan bir durum söz konusu değil. Ufak tefek problemler olsa da işin aslı öyle değil.
Her şey geçen sezon Türkiye Kupası’nda boş stattan pankart çalmaları ile başladı. Durun yanlış anlamayın pankart dediysek, sorun yaptıkları acizlikte değildi, aslında yaptıkları kolpalıktaydı. Bunlar sosyal medya hesaplarından klavyeden ateş etmeye başladılar kolpacılar iş başındaydı. Astık, kestik, ellerinden aldık, kafalarına vurduk gibi söylemler sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. Sonra Antalya’daki maçta maçın başından sonuna kadar etkili bir Konyaspor vardı 65 dakika 3 gol atıp maçı bitirmiştik. Tribünde de kışkırtmalara karşı en güzel cevabı tezahüratlar ile vermiştik. Sonra her şey sütliman iken ligin 13. haftası Alanya’ya gittik. Sosyal hesaplardan yaptıkları dolduruşlar ile yine kolpacılar iş başında idi. Bu defada parasını ödediğimiz biletini aldığımız maçın ilk yarım saatlik dilimine girememiştik. Yapılan iki açıklama ise bunların ne kadar profesyonellikten uzak kişiler olduğunu anlamamıza yetiyordu. Kupa maçında dışarda kalan birkaç Antalyalıya karşılık yapılması ve süperliğe yükselme maçında Konyaspor taraftarının çoğunluk kısmı Adana Demir’i desteklemesinden karınlarının ağrıması, ikisi de komik diyorduk. Kulüp başkanı Ahmet Şan’ın ve yöneticimiz Celalettin Çakıcı’nın müdahalesi ile içeriye girilebilmişti. Yalnız buda kolpa düzenin bir planı idi gece evlerimize geldiğimizde ise stadyuma bedava girdiğimizi iddia etmişlerdi. Biz ise bizim başkan baya sözü geçen adammış bunca sene boşuna bilet almışız diye gülümsemiştik. Maç sonrası bizler yaklaşık 2-3 saat tribünde kalmıştık. Bizler içerdeyken dışardaki kolpalar sanki bizler dışardaymışız gibi cep telefonları ile bir yandan çekim yapıp diğer yandan taş atıyorlardı boş otobüslere, kimse yokken kaçmayın diyorlardı. Alanya çıkışına kadar uzaktan taş atıp kaçmışlardı.
Peki sonra neler oldu?
Konya Valisi Yakup Canbolat ve Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun girişimiyle olayları en az indirebilme adına birkaç taraftar ve birkaç yönetici bir araya geldi. Sosyal medyadan ateş etmeyi seven arkadaşlar ortamı germek için ellerinden geleni yaptılar. Ortamı bizden korktular barış istediler şeklinde açıklama ile gerdiler. Plakamıza nazire yaparcasına 42 otobüs ile fethetmeye gelme, kendi stadyumlarını dolduramazken Konya’nın Alanya’da istediği ek kontenjana nazire yaparcasına ek kontenjan isteme, bizim aldığımız biletleri yönetimin aldığını iddia etme, fotomontajlar ile insanları germe aşağılama ve küfürleşmelere varan seviyesizleşme ile bugünün eseri oldular. Stadyuma geldiklerinde efendi gibi geldik girelim demediler sağa sola sataşıp sarktılar kimse kusura bakmasın dinimizde bile kısasa kısas haktır. Ben buradaki olaylarda en son suçlayacağım kişi Konyaspor taraftarı olacaktır. Otobüslerinin camları kırıldığı onca taraftarı yaralandığı halde insanları gerip bize kartopumu attınız diye sanaldan ateş etmeye devam ettiler. Tribün ya da dışardaki olayları hiçbir şekilde tasvip etmesem bile şunu anlayamıyorum, Türkiye’nin her yerinde maç izledim. Konya emniyetinin uygulaması dışında başka bir şehirde kendi taraftarına saldıran bir emniyet gücü görmedim. Bu bizim insanımızın emniyete saygısından mı kaynaklanıyor merak ediyorum doğrusu. Burada yanlış tüm Türkiye’de mi yoksa Konya’da mı anlamak istiyorum, açıklama bekliyorum doğrusu. Konya’dan başka neredeyse hiçbir ilde TOMA ile halkına saldıran biber gazı ile suçlu suçsuz herkese biber gazı sıkan bir zihniyet görmedim. Ya biz yanlışız, ya Tüm Türkiye yanlış, biz doğruyuz.
Şimdi gecelim maça
Kadroyu gördüğümde aslında moralim bozuldu, Skubic ile Ömer Ali’nin yokluğuna Ali Turan’ın son dönemdeki fizik gücünün bir hayli azalması canımı sıkmıştı. Temsilcimiz maça kontrollü başladı. İlk 45 dakikada Antalyaspor Konyaspor’un izin verdiği bölgeye kadar topa hakim oluyor, temsilcimiz ise az atak yapsa da pozisyonları bulan taraf oluyordu. Antalyaspor ilk tehlikeli atağında golü bulması ise bizim şanssızlığımızdı. Hakem kararlarına değinecek olursak vermediği iki direkt kırmızı kart pozisyonu vardı. Kibong’un ayağına bariz olarak basan El Kabir sanki bu maçı çalışmışçasına Yusuf Namoğlu’nun hafta içi açıklamalarını bile dikkate aldığımızda direkt kırmızı ile atılmalıydı. Bir bakıyoruz kırmızı kart yemesi gereken El Kabir golü atmış. Verdiği ilk kırmızı kart pozisyonunu tribünden çözmek zordu itirazdan sarıyı hakeme müdahale ettiği için kırmızıyı verdiğini düşünüyorum. Verdiği ikinci kırmızı kart ise hareket 2. sarıyı hak etse bile top dışardan çıktığını görmezden gelemeyiz, lakin yanlış yanlışla düzeltilemeyeceği için kırmızı kartı vermesi isabet oldu. Kaldı ki Ali Çamdalı’ya yaptığı darbe ile direk kırmızı ile oyundan atılması gerekirdi bu da ilk yarıda veremediği ikinci direkt kırmızı olmalıydı. Öte yandan iğneyi kendimize batırmak gerekirse Ali Turan’ında atılması gerekirdi. Penaltı pozisyonuna gelince, pozisyon kontrolsüz ve gereksiz yapılan bir penaltı diyebilirim ancak penaltı tartışılmaz bile.
Kırılma Anı
Bir maç düşünün eksiksiniz, gününüzde değilsiniz organize olamıyorsunuz lakin olabilecek her şey lehinize gelişiyor ve beraberliği sağlıyorsunuz çok geçmeden rakibin amatörce yaptığı penaltı ve devamında rakibin eksik kalması bunlar çok az size denk gelebilir. Vukovic normal bir vuruş ile penaltıyı kaçırsa inanın bu kadar gerilip sinirlenmezdim. Psikolojik olarak sıkıntılı maç ortam gergin iki takımın bir birine bakışı belli, iyide kardeşim sen Panenka değilsin, Totti değilsin ya da Pirlo değilsin sen stopersin ve bu atmosferde çok ciddi teknik gerektiren bir penaltı atışıdır. Laubali bir şekilde kullanılan penaltının gol olmayışı bugün maçın hem kırılma anıdır, hem de 3 puan gidişinin habercisidir, penaltıyı gole çevirse maç belki dörde beşe gidecekti. Her şeye rağmen rakibin 9 kişi kalması aslında bir defa daha şansın bize gülmesi demekti hocayı burada asla eleştirmiyorum alabileceği tüm oyuncuları sahaya sürdü hücum anlamında yalnız transfer döneminde bu takıma alınabilecek oyuncularda orta alana bir beyin ve golcü transferiydi. Bugün orta alanda bir beyni olsa takımın 2 kişi eksik oynayan rakibe karşı gereksiz paslaşmalar ve beklemeler yapmaz sonuca giderdik. Bir golcü alsak belki 3 puan alacaktık. Tribünlerden atılan maddelere gelince Eto’o Antalyaspor oyuncusu değil mi? Neden kimse ona madde atmadı bakın siz tribüne hareket yapıp tahrik ederseniz sonuç böyle olur, tıpkı kaleci Fornezzi’nin maç boyunca tribünlere oynaması gibi. Antalya başkanın açıklamaları ise kolpa ürünü hala şov peşindeler. Tribünleri germek ve kavgaya devam etmek amaçlı yapıldığı aşikar. Başkan Ahmet Şan ise transfer döneminde yüzümüzü güldürmese bile olgun açıklamalar yaparak takdirimizi kazandı.
Sonuç olarak; bu kadar kızdığım bir maç hatırlamıyorum, bu yüzden yazımda haliyle biraz uzundu, bir maç elinizden nasıl kayar ders niteliğinde izletebilirsiniz. Gençlerbirliği ve Trabzon maçlarının önemi bu sonuçla birlikte iyice arttı diyebilirim. Maç sonunda dönüş yolculuğunda Antalyasporlu taraftarların Konyalı diye hayalet kovalaması ise kolpalıkta son nokta. Tıpkı boş otobüsü taşlayıp kaçmayın diye bağıran Alanyalılar gibi, belki aynı adamlardır ben abartıyorumdur.
Sakın hakeme laf etmeyin kolpacıklar. Hakem sadece ilk yarı vermesi gereken kararları erteledi. Demek ki neymiş iyilikten maraz doğarmış, sen aslında Antalya’dan az bile oyuncu attın Serkan Çınar ancak onlar sana sanaldan ateş ettiler, yine hakkını ilk yarı yediğin Konyasporlular korudu.Her zaman olduğu gibi adamlıktan taviz vermediler.
Maçın Sözü; Evet anladık biliyoruz zaten, takımınızın gideri var ama karakterinizin ederi yok Antalyalılar!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.