Uğur Özteke

Uğur Özteke

İSTERSENİZ ÖLÜN (!)

İSTERSENİZ ÖLÜN (!)

Bugün sadece iki konuya değineceğim. Çünkü üzgünüm. Okurumuz Hikmet Bey’e bile kendimizi tanıtamamışız ki, Hikmet ilk yorumunu yaptığı gün yayınlayamadık diye şöyle demiş “Binlerce insanın sağlığı ile ilgili yazacağınızı düşünürken siz yine birkaç hayvan dostumuza ayırmışsınız köşenize yazık olmuş…”

Hikmet Bey’in son derece haklı olduğu konuya girmeden bazı okurlanımızın köşemizi kedi köpek gibi birkaç hayvan dostuna ayırmak gibi düşünce inanın beni yıktı. Bu düşenceye verilebilecek en iyi cevap yine sıkı bir takipçimiz Rahmi Bey’in muhteşem tespiti idi.

Önce müsaadenizle bugün köşemize taşıyacağımız konuya girmeden kedi köpek ölümü gibi çok basit görünen konuya Rahmi Bey’in nasıl bir yorum yaptığına bir kez daha göz atalım;

“Eğer çocuğunuz hayvanlara ve evdeki evcil hayvana eziyet ediyorsa durum ciddi!

Problemin, bir hayvanı öldürmek gibi basit bir şey olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ailenin evcil hayvanlarına eziyet eden veya öldüren bir çocuk, son derece ciddi psikolojik ve ruhsal problemlerin başlangıcındadır.

Psikoloji ve kriminoloji (suç bilimi) adına yapılan çalışmalar, hayvanlara işkence eden çocukların, daha sonra insanlara şiddet uygulamaya başladıklarını göstermektedir. Çocuğunuz hayvanlara eziyet ediyorsa, acil psikolojik yardım almalısınız.

Hayvanlara işkence uygulamak, basit bir kişilik problemi değil, son derece ciddi, zihinsel ve ruhsal problemlerin işaretidir.

Amerika’da FBI tarafından yapılan açıklamada, tecavüzcülerin ve katillerin en büyük ortak özelliğinin, düzenli olarak hayvanlara karşı şiddet uygulamış olmalarıdır.

Yapılan araştırmalar, hapiste ciddi suçlardan yatanların, örnek vermek gerekirse, tecavüz, cinayet, yaralama… gibi, çocukken evcil hayvanlar üzerinde şiddet uyguladığı yönündedir.

Aile içindeki şiddet uygulamaları, zayıf olana yöneltilir, bu sebepten çocuk ve hayvana şiddet uygulamak, birbiri ile direk olarak bağlantılıdır.

Hayvanlara işkence eden, öldüren çocuklar, büyük olasılıkla anne ve babalarını örnek almışlardır. Onlar, anne ve babalarına karşı olan sinirlerini, öfkelerini ve düş kırıklıklarını hayvanlara şiddet uygulayarak gösterirler.

Yetişkinlikte, hayvanlara işkence eden ve zevk için öldürenler de aslında, zayıf karakterli kişilerdir. Sosyal hayatta özgüveni eksik, ezik ve erkekliğiyle ilgili sorunu olanlar, bu öfkelerini zayıf olandan, kolay olandan yani hayvandan ya da savunmasız insanlardan çıkarırlar. Böyle davranınca kendilerini güçlü ve iyi hissederler. Bu insanlar uç noktada hasta ve tedaviye muhtaç kişilerdir.

Seri katillerin de içinde bulunduğu grup, bu gruptur.”

…………….

Dünkü konumuzun gerçek anlamını ve acı yönünü dahası korkutan durumu bundan daha güzel dile getirecek başka bir yorum olduğunu tahmin edemiyorum.  

 

GELELİM GERÇEK

KONYA GÜNDEMİNE

Hikmet Bey önce şehir ve şehrimizin insanları adına gördüğü bir başka acı gerçeği izninizle Hikmet Bey’in cümleleri ile sizlere aktaralım;

“Uğur Bey merhaba.

Şehrin asıl sorunlarıyla ilgilenen ender  medya mensuplarından birisiniz. Bu konuda size teşekkür ederiz. Ama bir konuda henüz yazmadınız takip ettiğim kadarıyla yazdıysanız da kusura bakmayın. Problem hava kirliliği. Hemde bizim için Konyaspordan daha önemli. Doktor Ahmet Özcan Caddesinde  oturuyorum. Akşamları hiç yolunuz düştü mü bilmem ama kışın akşamları nefes alamıyoruz artık Uğur Bey. Hava kirliliği had safhada, her yeri is kokusu ve duman sarmış durumda. Çocuğumu akşam dışarı çıkamıyorum direkt öksürmeye başlıyor.

Sadece Dr. Ahmet Özcan Caddesi değil, Fetih Caddesi, Eski Garaj civarı, Aymanas Mahallesi yani kısacası o civarın hepsi böyle. Bu konuda gerek basında, gerek valilikte, gerek belediyede ne tek satır haber ne tek satır bilgi var.

Hava kirliliğinin seviyesi ölçülüyor mu kontrol altında mı bilen yok?

Nedeni nedir diye bakıyorum arka mahallelerde yanan sobalar.

Enterasandır en ücra ilçelere bile ulaşan doğal gaz şehrin göbeğinde yok. Neden kentsel dönüşüm yapılacak doğal gaz verilmiyor ya da vatandaş alamıyor.

Hadi başlayalım deseler kentsel dönüşüme 20-30 yıl sürer o bölgelerin dönüşümü.

Peki değer mi insanların bu süre zarfında kömür solumasına.

Bu konuda artık birileri çıkıp bir iki kelam etsin...

Çözüm üretsin lütfen..

Vatandaş artık hizmete doydu, bu konularda çözüm bekliyor.

Sosyal belediyecilikse bundan iyisi olamaz hava kirliliğini önleyelim.

Vatandaşa kömür dağıtılacağına doğal gaz bağlantı ücreti verilsin.

Hem daha ekonomik hem daha çevreci. Vatandaşa yardım edilmesin demiyorum yanlış anlaşılmasın.

Yardımlarda sosyal devletin ana unsurlarındandır.

Ama doğru şekilde yapılmalı diye düşünüyorum.

Bu konuyu dillendirirseniz belki bir kıvılcım olur ve bu konuya değinilir.

Unutmayalım sıfır lüks apartmanları her zaman yapabiliriz ama kaybolan insan sağlığını geri getiremeyiz. Teşekkür ederim kolay gelsin…”

…………….

Hikmet Bey yorumunu gönderdiği gün yayınlamayamadığı için bize sitem ederekr şunları yazıyordu;

“Sayın Özteke dün hava kirliliği ile ilgili bir yorum yazmıştım yayınlayacağınızı umarak...

Fakat bugün büyük hayal kırıklığına uğramış durumdayım…

Binlerce insanın sağlığı ile ilgili yazacağınızı düşünürken siz yine birkaç hayvan dostumuza ayırmışsınız köşenizi yazık olmuş, hayvanlarda candır ve dile getirilmelidir haklısınız ama binlerce insanın sağlığını tehlikeye atan bir durum daha önemlidir sizin için diye düşünüyordum..

Yanılmışım… Kolay gelsin… “

…………..

Değerli okurumuz bizi böyle tanıdığı için veya tanımladığı için üzüldüğümü başta belirttim. Aslında siz yanılmamıştınız. Ama bizim 24 saatlik rötorumuz böyle bir tespite neden olmuş.

Gelelim Hikmet Bey’in “Hava Kirliliği” konusuna.

Hava kirliliği konusunda yüzde yüz değil yüzde bin beşyüz haklısınız.

Ama şehrin insanı olarak hiçbir zaman alacağınız yok. Çünkü haksızsınız(!)

Bu sene daha kış bastırmadan bir okurumuzun bize temsili olarak göndermiş olduğu gaz maskeli Türbe önündeki fotoğrafını hava kirliliğine dikkat çekmek için yine bu köşemizde dile getirmiştim.

Hikmet Bey bu şehirde daha kar kış bastırmadan havalar buz kesmeden sobalar doğalgaz tam olarak yanmadan hava kirliliği var mıdır?

Bana göre yüzde yüz vardır.

Anlıyorum ki size de göre de var.

Ancak hani siz sormuşsunuz ya “Hava kirliliğinin seviyesi ölçülüyor mu kontrol altında mı bilen yok?”…

Resmi kayıtlara bugün de Konya merkezde bile üç merkez ilçenin farklı yerlerinde hava kirliliği ölçüm merkezleri vardır. Ve bu merkezler Valiliğe bağlı olarak her gün her saat ölçüm yaparlar. Bu resmi ve net.

Ancak bana sorarsanız “Siz bu resmi rakamlara verilere inanıyor musunuz?” diye ben inanmıyorum. Sizinde inanmayacağınızı biliyorum. Çünkü resmi veriler ölçümler Konya’da böyle bir kirliliği göstermiyor.

Ben Sille’de oturuyorum. Eşim hava kirliliğinden dolayı rahatsız. O yüzden Meram’ı terk ettik. Yani hava kirliliği sadece sizin bahsettiğiniz Karatay’da değil, şehrin en yeşil kuşağı Meram’da bile insana nefes aldırmayacak boyutlarda.

Aracımızın camları kapalı olduğu halde Sille’den Dedeman Otele geldiğimiz anda eşim “Açık cam mı var? Nefes alamıyorum” der. (Yani Selçuklu) 

Hava kirliliği meselesi son yılların sorunu değil ki?

Kulakları çınlasın Mustafa Özkafa Bey Büyükşehir Belediye Başkanı. O yıllarda doğal gaz filan da yok. Yani Konya tam kirli. Konuyu birkaç defa dile getirdim.

Büyükşehir’den cevap geldi. Resmi verilere göre şehirde hava kirliliği yok. Bugün olacağı gibi dün de bunu aldık kabul ettik.

Yani koskoca Büyükşehir, resmi rakamlar, ölçümler yalan mı söyleyecek? Yalanı ancak bizim gibi gazeteciler söyler değil mi?

Resmi açıklama karşısında tükürdüğümüzü yaladık.

Kabullenemedim, dahası içime sindiremedim o gün için Tıp Fakültesine Dekanına gittim. (Bugünkü Meram Tıp) O dönem ile geçtiğimiz yıllardan itibaren burun kulak boğazdan tutun ciğer kalp hastalıklarına kadar hava kirliliğinin oluşturabileceği tüm hastalıklardaki artış oranlarını aldım.

Bu kez Tıp Fakültesinin resmi rakamlarını yayınladım.

Bugün için Valilik ya da Büyükşehir’e başvurursunuz bu şehirde kesinlikle hava kirliliği yok. Daha güzelini söyleleyim mi “Konya Türkiye’nin en temiz illerinin başında gelir.”

Ben tıpbi olarak bir daha aynı çalışmayı yapmam.

Ancak merak eden Konya’da hava kirliliğinin neden olabileceği hastalıklardaki artış oranlarını alabilirler.

Hikmet Bey sizin yorumunuzu mecburiyetten dolayı bir gün geç yayımlamak ve okurlarımızla paylaşmak zorunda kaldım. Artık hak verdiğinizi umarım.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Farklılığınız iyilik olsun. Çünkü kötülerden çok var.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?      

Yaya geçitlerdinin olmadığı yollarda bazı araç sürücüleri yayayı görünce pat diye yolun ortasında durup kazaya sebebiyet vermediği zaman daha iyi ADAM oluruz.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR