Kösem Sultan’ı Nasıl Bilirsiniz?
Tarihe biraz ilgi duyanlar; Mah-Peyker Kösem Sultan’ı nasıl bilirseniz bilin ama biraz bilin derim. Yoksa bize Muhteşem Yüzyıl’da Kanuni’yi öğrettikleri gibi öğretecekler yakında. Şu sıralar önemli manşetlerin arasında “Kösem Sultan aranıyor” başlığı ile Muhteşem Yüzyıl’ın bitmesinin ardından Kösem Sultan dizisinin başlayacağı, başrol oyuncusunun arandığı yazılıyor ve role aday güzel hanımlardan birkaçının fotoğrafı ile haber süsleniyor. Dönem dizilerini tercih edenler yakında bu diziye maruz kalacaklar ve Kösem Sultan’ı kim bilir nasıl öğrenecekler.
Kanuni’nin Muhteşem Yüzyıl’ı anlatılırken Rodos’u fethi, Mohaç Savaşı, Alman, Irakeyn, Korfu, Boğdan seferleri anlatılmadığı gibi; Kösem Sultan’ın dizisini yaparken de sanırım yaptırdığı vakfiyeler anlatılmayacak. Osmanlı Devleti’nin en karışık zamanlarında yaşayan ve padişahlardan I. Ahmed’in eşi, I. İbrahim ve IV. Murad’ın annesi, IV. Mehmed’in babaannesi olan Kösem Sultan’ın Çinili Cami’yi, Anadolu Kavağı Mescidi’ni nasıl yaptırdığını da öğrenmeyeceğiz herhalde bu diziden.
Yazarlar ve senaristler, Kösem Sultan’ın hayatından en az dört sezona yetecek kadar malzeme çıkarırlar. I. Ahmed’den başlayıp, oğlu İbrahim’e cariyeler sunup idareyi ele geçirmesini mi anlatsınlar, evlat katili olmasını mı, gelini Turhan Sultan ile çıkan saray rezaletini mi, gelininin gazabına uğrayıp Valide-i Muazzama’dan Valide-i Maktule diye anılmasını mı…Sansasyonel tarih okumak isteyenler için bunlarla ilgili bu dizilerde ve romanlarda bile bulunamayacak malzeme Reşad Ekrem Koçu’nun “Aşık Şair ve Padişahlar”, M. Çağatay Uluçay’ın “Padişahların Kadınları ve Kızları” ve “Haremden Mektuplar” adlı kitaplarında bulunmaktadır.
Kösem Sultan dizisinde bu kitaplardan ne kadar ne alınacak, ne abartılacak bilinmez. Diziye başrol oyuncusu aranadursun, Eylül ayından itibaren kitapçıların raflarını da rengarenk ve yaldızlı kapaklarıyla Kösem Sultan kitaplarının süsleyeceğini bilmek için alim olmaya gerek yok. Bunlar, tarihi romanlardan öğrenmek isteyenlerin teveccühüyle kısa sürede “yeni çıkanlar”dan, “çok satanlar” bölümüne taşınmaya başlayacak. Sezona az kaldı, bu romanların yazarları yayınevlerinin “Aman ansiklopedik bilgi 100 sayfada 10 sayfayı geçmesin, halk masal istiyor. Şöyle haremi abartalım, bol ihtiras, kavga olsun” tembihleriyle kendilerini ilham perilerinin kollarına bırakmış, harıl harıl yazıyorlardır şimdilerde.
Kösem Sultan, I. Ahmed’in hasekisi, IV. Murad ve I. İbrahim’in annesi ‘valide sultan’dır. Unvanı ise kudret ve nüfuzunu yansıtır: “Sahibü’l makâm ümmül-müminîn” (Müslümanların anası). Kösem Sultan’ın yaşı kesin olarak bilinmese de doğum tarihi 1589 olarak kabul edilir, ölümü 3 Eylül 1651’dir. Bir Rum rahibin kızı Anastasya olarak dünyaya gelmiş, Hüsrev Paşa’nın aracılığıyla saraya geldikten sonra kendisine “yüzü ay gibi parlak” anlamındaki “Mahpeyker” adı verilmiştir. Kösem adının da çok güzel, tüysüz bir yüzü olduğu için diğer hasekilerce verildiği rivayet edilir. Osmanlıca’yı iyi öğrendiği yazdığı arzlardan anlaşılsa da; elbette yerine helbette yazması da tarihçilerin dikkatinden kaçmaz.
Harem kadınları üzerinde yaptığı etraflı araştırmasıyla bilinen Necdet Sakaoğlu’na göre Kösem Sultan, oğlu IV. Murad’ın tahta çıktığı 10 Eylül 1623 tarihinde, 33 yaşındayken Valide-i Sultan olmuş, böylece oğlu 11 yaşında en genç tahta çıkan padişah olmuş ve “makam-ı mehd-i ulyâ” makamında bizzat kalmıştır. Osmanlı Devleti’nin diplomatik ilişkilerinde rol oynayan Kösem Sultan, “Arslanım” dediği oğlu IV. Ahmed adına kararlar almış, devleti yönetmeye çalışmış, kısmen de başarılı olmuştur. Av bahanesi ile bile oğlunu bir an yalnız bırakmak istemeyen Kösem, torunu IV. Mehmed’in 7 yaşında padişah olmasıyla Valide-i Muazzama rütbesine ulaşmıştır. Kösem Sultan, oğlu IV. Murad dönemin dolaylı olarak idare başında olduğu 1623-1632 arasında Abbas’ın Bağdat’ı zaptı ve Abaza Mehmet Paşa isyanı gibi gailelerle uğraşmış, hukuken olmasa da fiilen devlet işlerinde son kararı veren otorite olmuştur.
Kösem Sultan’ın ölümü gelininin elinden, trajik bir şekilde olmuştur. Gerçekten “kayda değer” olan dopdolu hayatının neresinden tutulacağı onu yazan yazara, senariste kalmıştır. Tarihsel dizilerin ve romanların bu kadar popüler olduğu bir dönemde Kösem Sultan ile ilgili de sayısız yazı yazılacak. Kimi onu evlat katili olarak, kimiyse dul ve yetimlerin hamisi, hayırsever olarak anlatacak. Her görüşe, ideolojiye ürün veren tarihçiler ve yazarlar olduğu için Kösem Sultan’la ilgili de gelecek yıl bakalım neler izleyecek, neler okuyup öğreneceğiz?
Osmanlı Devleti’nin çalkantılı bir döneminde başrol oynayan Kösem Sultan, nazik, görgülü bir saray kadınıydı.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.