Abdülmecid’in Aşk Hayatı…
Başlık Sultan Abdülmecid’in aşk hayatı…
Sanatçı bile diyemeyeceğimiz popüler kişilerin aşk hayatına duyduğu ilgiyi magazin programlarını takip ederek gizli saklı da olsa yürütenler bir padişahın aşk hayatıyla da ilgileneceği için böyle bir başlık koydum yazıma.
Bu tuzağa düşenler için bir süre Sultan Abdülmecid’in hattatlığını yazsam, sonuna kadar kaç kişi bitirir acaba? Veya “Sultan Abdülmecid döneminde Batılılaşma faaliyetleri”ni? Aslında “Sultan Abdülmecid Dönemi Osmanlı Uleması” her ne kadar ilgi çekici bir konu gibi görünse de yazıyı okumayı daha başlamadan bitirtecek bir başlıktır. Veya Abdülmecid dönemi siyasi ve ekonomik buhranlar…
Bahsettiğim bu konular meslekten olanlara yönelik değil. Sade bir dille ve akıcı bir şekilde okunacak hale getirilebilir. Bu konu başlıklarının hiçbiri günümüz gazete okuyucusunu aşmaz aslında. Aşmaz da ilgi alanı anlamında şüphelidir. Osmanlı Devleti tarihine aslında hiç mi hiç ilgi duymayanlar işin magazin kısmı ile en küçük teferruatına kadar ilgilenir, fakat yeri gelince Osmanlı tarihinin yanlış anlatıldığından, ceddimizin kasıtlı olarak gençlere kötü öğretildiğinden şikayet ederler.
Yazarlar okuyucuyu popüler kültürün tüketicisi olarak gördükçe, okuyucu da bilgi veren doyurucu yazılardan ziyade günümüz deyimiyle magazin peşinde koştukça çok hayıflandığımız “Osmanlı’yı anlamak ve anlatmak” babında bir arpa boyu yol kat edemiyoruz. Bu anlamda bir akademisyen olarak popüler tarih yazmak hususunda gönüllü olmasam da her yazıda en azından bol bol kaynak kitap ismi ve yazarı vererek ilgili okuyucuyu doğru kaynağa yönlendirme gayretiyle teselli buluyorum.
Popüler kültürün, edebiyatın tüketici okuyucusunu daha fazla sıkmadan Sultan Abdülmecid’in aşk hayatından biraz daha bahsetmezsem; yazı galiba buraya kadar okunacak.
Yine tarihin felsefesiyle uğraşmaya başlamak yerine; üstteki satırları okuyanlara jest yaparak Abdülmecid’in o bizim ilgilendiğimiz tarafıyla ilgili konuşalım en iyisi…
Sultan Abdülmecid Sultan II. Mahmud ve Bezmialem Valide Sultan’ın oğlu olarak, 1823’te İstanbul’da doğmuş, otuz birinci Osmanlı padişahıdır. Onaltı yaşındayken II. Mahmud vefat edince tahta çıkmış ve 22 yıl devleti idare etmiştir. Sultan Abdülmecid, 38 yaşında bazı eşleri gibi tüberkülozdan vefat etmiştir.
Muhteşem Yüzyıl’ı, Kanuni’yi sadece sarayda haremle uğraşan bir padişah gibi tanıttığı için eleştirenler, Kanuni Sultan Süleyman yerine Abdülmecid’in hayatı dizi yapılsa söyleyecek bir şey bulamazlardı. Çünkü herkes bilir ki; Sultan Abdülmecid’in renkli bir aşk hayatı vardı. 16 yaşında oturduğu tahtta 22 yıl kalmış, vefat ettiği 38 yaşına kadar fırtınalı bir aşk hayatı yaşamıştır. Abdülmecid’in yaklaşık 22 eşinden 43 çocuğunun olduğu bilinir. Hatta bu çocuklardan V. Murad, Mehmed Reşat, Abdülhamit ve Vahdettin Osmanlı padişahlarıdır.
Abdülmecid’in bu renkli hayatıyla ilgilenenler, Hıfzı Topuz’un “Abdülmecit” adlı kitabını okuyabilirler. Kitapta Abdülmecid döneminin siyasi gelişmelerinin yanı sıra özellikle harem hayatıyla ilgili çok fazla şey var. İşte kitaptan bir bölüm: “Bezmara hünkarı çok seviyor, ama çocuklarına, hele hele şehzade Abdülhamit’e (Sultan II. Abdülhamit) hiç tahammül edemiyordu. Çocuğu bir gün fena halde terslemiş, sonra da ona tokat atmıştı….(Abdülhamid’in annesi Tirimüjgan Hanım da Abdülmecid’in veremden ölen eşlerindendi.)
BEZMARA’NIN KOCALARI
Bezmara, hünkara olan bu düşkünlüğü karşında ondan tam bir bağlılık bekliyor, Abdüdulmecid’in öteki kadınlara düşkünlüğünü, aşırı ilgisini gördükçe kıskançlıktan deli oluyordu. Abdülmecid, Bezmara’nın bu kaprislerine dayanamadı ve sonunda onu boşadı. Bezmara yeniden evlenmek istiyordu. Kesinlikle evlenmeye karar verdi. Yakınları ona ressam Tevfik Paşa’yı önerdiler. Tevfik Paşa ise padişahın saraydan çıkardığı kadınla evlenmek konusunda çekimserdi, saraya haber gönderildi, sultan “Ne isterse yapsın, ben karışmam” deyince bu evlilik gerçekleşti. Bezmara bu evliliği de bitirip bir evlilik daha yapmıştı. Son eşi Ahmet Bey’den bir kızı oldu, bebeği Mısır hanedanından Zeynep Hanım’a sattı, kendisi de perişanlık içinde yok olup gitti…”
KÜÇÜK FESLİ REZALETİ
Abdülmecid’le ilgili anlatılanlardan yapımcılara en az beş sezonluk malzeme çıkar galiba. Çağatay Uluçay’ın “Padişahların Kadınları ve Kızları” kitabından şunu da okuyunca yapım şirketlerinin Abdülmecid konusuna neden el atmadığına şaşıracaksınız:
“Serfiraz Hanım, Abdülmecid’in ikinci ikbali ve rezaletleriyle ün alan gözdesi. Yıldız kasrında yaşar, canı istemezse padişahı bile köşke almazmış. Bir aralık Beşiktaş’ta Küçük Fesli diye nam alan bir Ermeni çocuğuna tutulmuş, onun için çok para ödemiş, rezillikleri dillere destan olmuş…”
Ha bu arada Küçük Fesli’nin sonu ne mi oldu? Bir gün Beyoğlu’ndaki müzisyenler kahvehanesindeyken kurşunlandı ama kurtuldu. Ailesi Küçük Fesli’yi Marmara’daki adalardan birine kaçırdıysa da Serfiraz’ın isteği üzerine Yıldız’daki kaçamaklar yine başladı. Bu kaçamak da uzun sürmedi ve Ermeni genç Çarşıiçi’nde iki kişinin saldırısında bıçaklandı, ertesi gün öldü. Ailesi, İngiliz, Fransız ve Rus elçiliklerine başvurarak oğullarını padişahın öldürttüğünü ispatlamaya çalıştıysa da konu fazla alaka görmedi.
Saray masraflarının, neredeyse ordu masrafına ulaştığı bu dönemde Sultan Abdülmecid, bir yandan da aldığı dış borçlarla Dolmabahçe Sarayı, Beykoz Kasrı, Küçüksu Kasrı, Mecidiye Camii, Teşvikiye Camii’ni yaptırmıştır.
Ahmet Cevdet Paşa’nın Tezakir’inde bu konularla ilgili teferruat vardır. Yukarıda bahsettiğim “doğru ve gerçek kaynak”la kastettiklerimden biri Tezakir’dir. Türk Tarih Kurumu yayınlarından olup mutlaka okunması gerekenlerdendir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.