“Mevlana” adı tescillendi
Aslında yazımın başlığına “Şeker tadında bir yazı” diyecek ve size, “Konya Mevlana Şekeri/Konya Peynir Şekeri”nin tescil serüvenini anlatacaktım.
Her şeyden önce Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk’e, Konya Mevlana Şekeri’ne sahip çıkarak Konya adına patentini aldıkları için teşekkür etmek lâzım.
***
Unundan mıdır, suyundan mıdır yoksa yapan ustanın hünerinden midir bilinmez; Konya’nın ünlü yiyeceği ETLİ EKMEK, Konya’da değil de bir başka yerde yapıldığında neden Konya’daki kadar güzel ve lezzetli olmuyor?..
Üstelik bir de her etli ekmek fırınında pişen etli ekmeğin de lezzeti birbirine benzemiyor. Etli ekmek harcı ile kullanılan malzemeler ile hamurun dinlenme durumu da lezzeti etkileyen faktörler.
Bana sorarsanız, asıl maharet ustada.
Fırın kebabında olduğu gibi.
***
Adına eski Gonyalıların “Peynir Şekeri” dediği ve sonraları; Gonya’ya gelen yabancıların da ağzı tatlansın diye birden Mevlana Şekeri’ne dönüşüveren Konya’nın peynir şekerinin, ağzınıza aldığınızda dağılıvereni en makbulü.
Konya’yı ve Mevlâna Türbesi’ni ziyarete gelenler, hem etli ekmeğin veya fırın kebabının tadına bakmadan ayrılmadıkları gibi bu şekeri almadan da gitmezler.
Niye?
Çünkü konu komşuya dağıtabilecekleri en güzel ve en ucuz Konya hediyesi “Konya Peynir Şekeri” olduğu için.
Ondan sonra “tatlı yiyelim, datlı konuşalım” diye başlarlar, Konya gezisini ve yaşadıkları maceraları anlatmaya.
Meşhur ‘Konya Peynir Şekeri’nin Türk Patent Enstitüsü’nde başlayan macera tarihi ise; 2014’ün ilk ayının ikisi. Resmi Gazete’de, “şekerleme” ürünü olarak onaylanan Konya’nın bir markası olarak kabul edilen bu ürünün coğrafi işaretinin adı; “Konya Mevlana Şekeri”, asıl adı ise Konya Peynir Şekeri.
İlk olarak 1950’li yıllarda “peynir şekeri” ismiyle üretilmeye başlanan ve zamanla adı değişerek günümüzde Konya Mevlana Şekeri olarak bilinen bu ürün, Konya yöresinde yaygın olarak üretimi yapılan gıdalardan birisidir. Konya’nın yerlileri tarafından eskiden ölü şekeri olarak da adlandırılır; ayrıca cenaze günü cenaze evini ziyaret için gelen misafirlere ikram edilirdi. Normal günlerde ise taze yufka içine ufalanarak ya da kırılarak eşit miktarlarda yaydıktan sonra dürüm yapılarak öğün olarak yenilirdi. İlkokul üçüncü sınıfa giderken annemin yaptığı bu dürümden çok yemiştim. Oyunda harcadığım enerjiyi bu dürümle sağlardım. Bu şekerli dürüm geleneği zamanla yerini pideli helvaya bıraktı.
Günümüzde hususiyetle Mevlana’yı anma törenlerinin yapıldığı Aralık ayında ve turistlerin ziyaret ettiği yaza mevsiminde üretim ve tüketiminde önemli bir artış olmaktadır. Zamanla Konya ile yurt genelinde meşhur olan Konya Mevlana Şekeri’nde, toz şeker yerine sağlığa zararlı glikoz hiç kullanılmamaktadır. Ya değilse tadı kaçar, ve peynir şekeri lezzetini alamazsınız.
Turizm maksatlı ve Konya hatırası olarak tüketilen Konya Peynir Şekeri üretimi, ustalık gerektiren bir iştir. Burada ağartma tekniği ile dillendirme süreci ehemmiyet arz eder.
Konya Mevlana Şekeri’nin üretimini yapan firmalar, bundan böyle TOBB adına Konya Ticaret Odası’nın 11. Meslek Komite Grubu’ndan üç kişi, Selçuk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden bir kişi ve Tarım İl Müdürlüğü’nden bir kişi olmak üzere 5 kişiden oluşan komisyon denetleyecek.
Yâni bundan böyle Konya dışındaki firmalar, haksız ve kurallara aykırı olarak “Konya Mevlana Şekeri/Konya Peynir Şekeri” markası adı altında şeker üretimi yapamayacak, yapanlar hakkında ise gerekli kanuni yollara başvurulacak.
Tescillenerek patenti bize ait ve Konya’nın bir markası olan Konya Mevlana Şekeri’ni ağız tadında yemeniz temennisiyle emeği geçenleri kutlarız.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Merhum meslektaşlarımızdan Şenol Demişbaş, yazılarında muhataplarına, devamla “şekerim” ifadesini kullanırdı. Şekerim Şenol, yazısının sonunda ya bir “akide şekeri” ya da bir “Mevlana Şekeri” gönderirdi.
“Buradan şekerim Selçuk Öztürk’e ve KTO 11. Meslek Komite Üyelerine bir Mevlana Şekeri” gönderiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.