Geçtiğimiz pazar Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları açıklandı, % 52 ile Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan halkın güvenini alarak 12. Cumhurbaşkanı olmayı hak etti.

Ama sonuçlar açıklanır açıklanmaz muhalefetler başladı.

Neymiş efendim oy kullanan % 75’miş diğer % 25 oy kullansa seçimi kazanamayacakmış.

Diğer taraftan hükümet de,  asıl bizim seçmenimiz, tarlada, bağda, bahçede, fındık toplamada, çay kesiminde, köylerinde, orda burada eğer kış olsaydı bizim oyumuz daha fazla olacak bu oranlardan fazlasını alacaktık diyor.

Bir taraftan da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, seçim sonuçlarını CHP adına başarı olarak değerlendiriyor.

Halk TV'ye açıklamalarda bulunan Tekin, çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun oyları hakkında ise, "CHP seçmeni adayına sahip çıktı" değerlendirmesinde bulunuyor.

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ise sosyal paylaşım sitesi Twitter'da yaptığı açıklamada CHP'nin artık solcu bir parti olması gerektiğini, cemaatle ve MHP ile ortaklık yapmaması gerektiğini yazmış.

Yenilen pehlivan misali, yaz olmasaymış, deniz mevsimi olması çok kötüymüş, aday yanlış belirlenmiş, bizimkiler vermiş diğer ortaklar vermemiş, kayıp edenlerde onlarca mazeret dinlemek mümkün.

 Birçok kişi Erzurum da yaşamış palavra ve uydurmaları ile meşhur Teyyo Pehlivanı bilir.

Teyyo Pehlivanın kendi ağzından kahvedeki bir anısını anlatması aynen şöyle;

Rahmetli Atatürk'ün yanında oturuyorum. Gazi, İngiltere Cumhurbaşkanı Curchill ile satranç oynuyor. Hem de iddialı bir karşılaşma.
Atatürk, Curchille dedi ki;
-Yenersem bana ne vereceksin?
Curchill;
-Sana Kuzey İrlanda'yı veririm, dedi.
Buna karşılık Atatürk de -'ben de yenilirsem sana Doğu Anadolu'yu vereceğim, diye konuştu.
Ben hemen itiraz ettim ve Atatürk'e "bizim ev n'olcak" dedim.
O zaman büyük Atatürk;
-Teyyo Pehlivan'ın evi hariç, dedi. Bu kez Curchill itiraz etti ve
-Teyyo Pehlivan'ın evi yoksa ben Doğu Anadolu'yu ne yapayım, dedi ve satranç oynamaktan vazgeçtiler.

Teyyo misali mazeret üstüne mazeret kimse kusura bakmasın bükemediğin bileği öpeceksin demiş Atalarımız öyle çamur ile uydurmasyonlar ile siyaset olmuyor.

Siyaset,  çalışmak, üretmek, vatandaşına güven vermek karşılığında yapıldığında pozitif sonuçlar doğurur yoksa mazeret üretmek, çamur atmak ile siyaset olmaz ve öyle siyasete de bu devirde kimse itibar etmez.

Netice ortada,  kimse itibarda etmiyor. İtibar etmeyince de kimse de oy vermiyor. Bir şeye inandırmak için ilk önce kişinin kendisinin inanması lazım.

Sözün özü ;  ‘’Kıskanma ne olur, çalış senin de olur’’