“Mümtaz Bahri ve Kuvvacı Tevfik Hoca!”
Milli Mücadele yıllarıydı, Konya Kuvayı Milliye Reisi, Müderris Sivaslı Ali Kemali şöyle diyordu; “Konya halkı, ruhunda vatanseverlik, kafasında haysiyet, kanında Türklük olan memleketin her namuslu ve faziletli ferdinin yapacağı aynı şeyi yapacak, vatanını müdafaa edecektir.”
Yüz yıl öncesinde Konya, oldukça karışık bir şehirdi. İşgal vardı, savaş vardı, Milli Mücadele vardı. Milli Mücadelenin bayraktarlığını yapan Kuvayı Milliye vardı.
O günler yaralı günlerdi.
Sancılı günlerdi.
Karışık günlerdi!
O günler isyanların, hainliklerin, hıyanetlerin kol gezdiği günlerdi.
Kim dost, kim düşman bilinmeyen günlerdi.
Özellikle şehirlerimiz yanlış anlaşılmalara, yanlış değerlendirmelere maruz kaldı.
Prof. Dr. Meşkure Yılmaz o günleri anlatmış kitaplarında…
Milli mücadele yıllarını anlatmış.
Bu konuda yazılan ve o günleri anlatan kitap sayısı az.
Yazılanlar sınırlı…
O günleri yaşayanların bugün hiçbiri hayatta değil.
Bir de bu konulara neredeyse hiç girilmemiş.
Delibaş isyanında şehit edilen Konya Kuvayı Milliye Reisi Müderris Sivaslı Ali Kemali Efendi ile ilgili yazılanlar bile çok derin değil!
Prof. Dr. Meşkure Yılmaz, Konya’nın bu yarasına parmak basmış!
Konya ile ilgili ortaya koyduğu eserlerinden birisi Kuvvacı Tevfik Bilge Hoca…
Diğeri Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Mümtaz Bahri Koru…
Yazar Meşkure Yılmaz, Konya Milli Eğitim Müdürlerinden, aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirlerinden Mustafa Kemal Yılmaz’ın kızı.
*****
Yazar Kuvvacı Tevfik Bilge Hoca adlı eserinde, döneminin önde gelen simalarından biri olan din adamı ve müderris Tevfik Bilge Hocanın Kuvayı Milliyeci yönünü ele almış. Bu hareketteki rolünü ve yaşadıklarını gözler önüne sermiş.
Eser, Konya’nın az bilinen tarihi gerçeklere da kapı aralaması açısından önemli. Bozkır’ın, Ahırlı’nın ve Yalıhüyük’ün Kuvayı Milliye ve Türk Kurtuluş savaşı içerisindeki rolünü ortaya koyması açısından dikkat çekiyor.
Bu konular Konya’nın az bilinen, bu sahaya en az girilen konuları…
Bu konuda kitabın açmış bulunduğu bu yeni sayfa, sanıyorum, daha sonra yazılacak olanlara, araştırmacılara ilham kaynağı olacaktır diye düşünüyorum.
Çünkü Konya Tarihinin son yüz yılı en az bilinen, üzerinde çok sonraları bir şeyler yazılan, deşilmeyen, bilinmeyen olaylarla dolu…
*****
Yazarın bir diğer kitabı olan Konya'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Mümtaz Bahri Koru adlı eserde, Konya’nın o dönemdeki jeopolitik dönemine vurgu yapan bir eser olarak dikkat çekiyor.
Konya’nın Milli Mücadele yıllarındaki yerini, konumunu ve önemini gözler önüne seriyor.
Konya’nın o yıllarda yaşanan olaylarla anılması, üzerindeki yanlış algılara bir cevap niteliğinde bir eser.
Konya’da var olan İtalyan Garnizonu, Konyalının İtalyanlara bakış açısı, İzmir işgali sonrasındaki Konyalının düzenlemiş olduğu mitinglere ve Konya kadınlarının bu dönemdeki faaliyetlerine yer verilmiş.
Yazarın bu eseri de, tarih olarak çok az bilinen, oldukça az aralanan bir sayfa…
Konya, yüz yıl öncesini net olarak bilmiyor. Sisli bir tarih, neredeyse hiç kapak kaldırılmayan konularda, son yüz yıl öncesine ait merak uyandıran bir eser.
Konya gibi o dönemde de, oldukça ilgi çeken bir şehrin bilinmeyen yönlerine ışık tutacak iki eserden bahsediyoruz.
Yazar Prof. Dr. Meşkure Yılmaz, Konya tarihinin Milli Mücadele yıllarını, Kuvayı Milliye günlerini ve o günlerin bugün neredeyse hiç bilinmeyen, anılmayan, unutulup giden Milli Mücadele kahramanlarını gün ışığına çıkarma başarısı göstermiş.
Eserleri bu açıdan değerli…
Bu açıdan kıymetli…
*****
Milli Mücadele de, Konya’da yapılan iki miting vardı. Bu mitinglerin ilkinde 2. Ordu Komutanı Mersinli Cemal Paşa ve Kolordu Komutanı Mehmet Selahattin Beyle birlikte bu mitingi tertip eden heyetin içinde olan Kuvayı Milliye Konya Reisi Sivaslı Ali Kemali, öyle bir miting yaptılar ki Konya’da, bu miting ne hikmettir bilinmez, ne doğru düzgün yazıldı, ne doğru dürüst anlatılabildi.
Onların gayretleriyle, binlerce Konyalı Alaeddin Tepesinde toplandı. Konyalı aydınlar, kadınlar yediden yetmişe Konyalılar Anadolu’nun en büyük mitingini tertip ettiler.
Konya’da yapılan İzmir işgalini protesto eden miting, İstanbul ‘da ki Ayasofya Mitinginden sonra en büyük mitingdi. Çok ses getirdi.
İstanbul Hükümeti, Damat Ferit Paşa’nın kurduğu Hürriyet ve İtilaf Partisinin Konya Şubesi bu durumdan memnun olmadılar. Bu miting Kuvayı Milliyenin İstanbul Hükümetine karşı yaptığı bir gövde gösterisi olduğu kadar, Milli Mücadele için Anadolu’dan yükselen en gür ses olarak yerini aldı.
8 Ocak 1920 tarihinde Konya’da Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin önderliğinde bir miting daha yapıldı.
Şerafettin Camii’nde şehitler için okunan Kur’an ve Mevlid’ten sonra 5 bin Türk kadını, Wilson Prensiplerinin harfiyen tatbik edilmediği tespitinden hareketle memleketin kurtarılması ve bağımsız bir Türkiye’nin kurulması için İtilâf Devletlerine yönelik olarak bir beyanname yayınladı.
Bu beyanname, bu konuda Anadolu’da bir ilkti.
Konya kadınları, Moğol istilasına karşı direnen bir gelenekten gelen şehirlerinde, İzmir işgaline karşı çıkarken, Milli Mücadelede var olduklarını, var olacaklarını da ortaya koymuşlardı.
Anadolu Kadınları işgale karşı bir araya gelmişler ve kenetlenmişlerdi. Üstelik bu miting o dönemde kadınların düzenlediği bir miting olarak, uzun süre konuşuldu ve parmakla gösterildi.
*****
Prof. Dr. Meşkure Yılmaz’ın yazdığı eserler bu iki miting göz önüne alındığında çok daha dikkat çekecektir.
Bundan sonra bu konuları araştıranlar, konu ile ilgili araştırma yapanlar, Milli Mücadele yıllarında yapılan bu iki Konya mitingi üzerine yoğunlaştıklarında, Konya’nın Milli Mücadele ki rolü, yeri, şehir olarak desteği ortaya çıkacak kanaatindeyim.
Yazımın başında bir sözünü nakletmeye çalıştığım, Sivaslı Ali Kemalinin ve isimsiz nice Kuvayı Milliye kahramanının Konya için verdikleri mücadele unutulmayacak, Konya için yeni ve yepyeni sayfaların açılmasına vesile olacaktır diye düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.