Bismillâhirrahmânirrahim

Tevhid: Sözlükte “tek ve bir olmak” anlamındaki vahd (vahdet, vühûd) kökünden türeyen tevhîd “bir şeyin bir ve tek olduğunu kabul etmek” demektir.

İslam dininde tevhid Allah Teâlâ hazretlerini tek yaratıcı, tek kanun koyucu, tek Rab olarak bilmek ve buna İtikad etmektir.

Allah Teâlâ hazretleri Bakara Suresinde “Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan kesin olarak ayrılmıştır. Artık her kim Tağut'a küfredip Allah'a iman ederse, işte o, en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah, işitir, bilir.” buyurmaktadır. Peki, tağut nedir?

Tağut, şahsi ve toplumsal olarak iki kısma ayrılır. Toplumsal olarak tağut İslam’ın emrettiği hükümlerin dışında sistemlerle yönetim gerçekleştiren bütün beşeri sistemlere denilebilir. Çünkü İslam dini sadece ferdi ibadetlerden oluşan bir din değil aynı zamanda içtimai olarak da fertlerin ortak görevlerinin olduğu bir dindir.

İslam dini insana insan olmayı, yaşamını nasıl devam ettirmesi gerektiğini peygamber aracılığı ile öğreten hak dindir. Efendimiz Aleyhisselatü vessalam sahabe-i güzin efendilerimizin aile yaşamlarından ticaretlerine, arkadaşlık ortamlarından akraba ilişkilerine kadar her alanda onlardan cahiliye devrinin adetlerini kaldırması, toplumsal düzeni sağlaması tağutun inkârı ve tevhid inancının bir uygulanış şeklidir.

Fert açısından tağut ise insanı Allah Teâlâ hazretlerine kulluktan alıkoyan, kişinin gönlünde Allah Teâlâ hazretlerinin sevgisinin diğer eşyanın sevgisinden geri kalmasına sebep olan şeydir.

Bu sebeple tağut bazen elle tutulur bir şey olmayabilir. İnsanı Rabbinden alıkoyan dünyalık bir eşyayı elde etme arzusu veya bu eşyayı kalbinde Allah sevgisinden önde tutmasıdır. Bu bazen para sevgisi olarak karşımıza çıkar, bazen şehvet olarak ve bazen de anne babanın çocuklarına olan sevgisi olarak karşımıza çıkar. Allah Teâlâ hazretleri Enfâl Suresi 28. Ayette “Ve biliniz ki, muhakkak mallarınız ve çocuklarınız bir imtihandır. Ve şüphe yok ki, Allah Teâlâ'nın katında pek büyük bir mükâfaat vardır.” buyurarak kulların kalbinde hangi dünyalıkların yer edeceğini bildirmiştir.

Fahri kâinat efendimiz Aleyhisselam, Ebu Hureyre(R.A.)’ın rivayet ettiği Hadisi Şerifinde “Takva buradadır.” diyerek kalbini işaret etmiştir. Kişi kendini Allah’a olan muhabbeti mi yoksa dünyalığa olan muhabbeti mi fazla konusunda hesaba çekmelidir. İnsan sağlam bir tefekkürle ne kadar tağutu reddettiğini ve ne kadar bu batılın için de olduğunu anlar.

Belki gözle görülen putları yıkmak bir baltaya bakabilir ve fakat zordur kalpteki putları yıkmak.