İsmail Detseli

İsmail Detseli

Mustafa Kabakçı’nın hatırlattığı türkü

Mustafa Kabakçı’nın hatırlattığı türkü

Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kabakçı, malumunuz Konyamızın sevilen sayılan kültür dostu bir insan. Belki bir yıl kadar oldu, “İsmail abi çok merak ettiğim bir şeyi soracağım?” dedikten sonra “Rahmetli Sefa Odabaşı ağabeyden duymuştum Küçük Karatay’dan intizar alma diye bir türkümüz varmış, o gün bu gündür aklımda, böyle bir türkümüz var mı hatırlıyor musun?” diye eklemişti.  

Önce bilemedim ama akabinde Sayın Kabakçı türküyü mırıldanınca sözleri aklıma geldi. Kendisini tekrar aradım ve “Evet böyle bir türkümüz var Akseki yöresinde yaşanmış bir cinayet olayını anlatan uzun hava şeklinde söylenen bu türkünün hem sözlerini biliyorum, hem de makamını hatırladım” dedim. “Müsait bir zamanda enine boyuna konuşalım” demişti.

Aklımda kaldığına göre 1930’lu yıllarda rahmetli Refik Başaran tarafından İstanbul’da çalışan Tahtakale’de ikamet eden Aksekili gurbetçilerden derlemişti bu türküyü.

Türkü, Akseki yöresinin Ormanaköyü denen büyük bir köyünde geçmektedir. Antalya Manavgat güzergahı üzerinde oluşu, dağların geçit vermediği ve adeta mermeri andıran sert kayalarla çam ağaçlarının görkemli bir ululuk kazandırdığı köy. Yörede Karataylar adıyla tanınan bir ağa sülalesinin yaptırdığı saray gibi konuk evinde yolunu kaybetmiş, çevrede avlanırken dağda naçar kalmış, yol güzergahında alım satım için işleyen kervancıların yatma kalkma beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlarmış.

Bu ağalığı kabullenemeyen, kıskanan yöredeki diğer ağa geçinen fitneciler, birleşerek dağın bir yerinde pusu kurarlar. Karatay ağababasının namını şanını yürüten oğlu Küçük Karatay Halil Bey’i geyik avına çıktığı dağda kalleşçe bir kurşunla vurdururlar. Avdan dönmeyen Küçük Karatay Halil ağanın hanımı oğlu ve sevenleri günlerce aradıktan sonra sarp bir vadide cesedini bulup bir hayli güçlükle eve getirirler. Ardından Ahmet adındaki, henüz çok küçük olan oğlu yetim kalır.

İşte bu olaydan sonra bir Aksekili köy kadını tarafından bu ağıt yazılır. Hikâyeyi Aksekili gurbetçilerden dinleyen Merhum Refik Başaran bu türküyü ağıt olarak plaklara okumuştur.

Bu türkünün sözleri yıllardır değişik şekillerde söylenir. Kayıtlarda kısaltılmış olarak söylenen şu sözlere benimde İstanbul’da çalıştığım 1968-70 yıllarında tanıdığım Aksekili dostlarım vardı. Mahallelerde seyyar zeytinyağı ve temizlik maddeleri satışı yapardık. Refik Başaran’dan dinlediğim bu türküyü sorduğumda onların da nakarat bölümlerine eklediği bazı sözler vardı onları da aktarıyorum.

 

Manavgat Yolları Sade Mermerden
 

Manavgat yolları da ah sade mermerden
Yidi gün yatmışım da kimse görmeden
Yitiş oğlum Ahmet kuzgun yimeden

Vurman benim vurman yareme vurman
Güççük Garatay'dan intizar alman

Ormana'dan çıktım da ben de bir idim
Ormana içinde ben de bir idim
Evel Garatay idim şimdi çürüdüm

Vurman beni vurman yareme vurman
Güççük Garatay'dan intizar alman

Odalar yaptırdım da bir uçtan uca
İçinde yatmadım üç gün üç gice
Gurbanlar keserim geldiyin gice

Vurma zalim de vurma yareme vurman
Güççük Garatay'dan intizar alman


Mustafa Özgül, Salih Turhan ve Kubilay Dökmetaş'ın hazırladığı Notalarıyla Uzun Havalarımız adlı kitapta eser şu şekilde
aktarılmaktadır (Ankara 1996, s.384) (Hacer Buluş derleyen bilgisiyle)

Manavgat yolları da of sade mermerden
Yedi gün yatmışımda oy oy aman kimse görmedi
Yetiş oğlum Ahmet kuzgun yemeden
Vurman beni de vurman yerimi vurman

Güççük Garatay'dan intizar alman

Odalar yaptırdım bir uçtan uca
İçinde yatmadım oy oy aman üç gün üç gece
Kurbanlar keseyim sardığım gece
Vurma zalimde vurmanda yarime vurman

Güççük Garatay'dan intizar alman

 

TRT Müzik Dairesi Başkanlığı THM Müdürlüğü tarafından derlenen şekli böyle… Benim gerek Aksekili dostlardan gerekse yöresel ağızlardan dinlediğim şekli ise şu:

 

Manavgat yolarlıda anam sade mermerden

Yedi gün yattım anamda kimse görmeden

Yetiş oğlum Ahmet guzgun yemeden

 Vurman benim vurman da yarerimi vurman.

Burada sanki eşinin ağzından söyleniyor ağıt.

 

Vurman benim vurman yarimi vurman

Güççük Garatay’dan intizar alman

 

Yani “Küççük Karatay oğlu Ahmet’tir” dediler.

“Güççük Garataydan intizar alman” Burada intizar deniyor intikam deniyor. Hikayeye göre her ikisi de mantıklı . Biri düşmanlara söylenen intikam alman, diğeri ölüsünü incitmemesi yönünde köylülere hitaben. Böyle dedi anlatıcılar.

Bu uzun havanın bazı değişik nakarat sözlerini Aksekili dostlarım şöyle açıklamıştı, merhum Karatay’ın ağzından söylenmiş gibi derlenen sözlerde:

 

Yetiş oğlumda yetiş şu guzgunu vuralım

Vuralım da bizde muradımıza erelim.

 

Türkülerle kalın… Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Detseli Arşivi
SON YAZILAR