Tamam, bugün sözümde durmuyorum. Dahası ağır ve hızlı gündemden dolayı duramıyorum. O klasik rahatlatan mutlu eden cumartesi yazılarını yazamıyoruz.

UĞUR BAŞKAN’IN DUYARLILIĞI

Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Uğur İbrahim Altay yaklaşan Hazreti Mevlana’yı anma törenleri öncesi türbede ve bölgede çok çok ihtiyaç olan tuvalet konusunu çözmüş. Dün de sırf lüzumsuzluğumdan “bakalım bu yeni yer nasıl olmuş?” sorusuna cevap için girdik. Yeni yer türbeye gelenlerin ihtiyacını geçici de olsa giderme adına hatasız, kusursuz olmuş. Artık sıkışan ve kendini tutamayanlar ağaçların güllerin dibine ihtiyaç gidermeyecekler. Kendi bilmezlerin de gerekçeleri ve mazeretleri kalmadı artık.   

BÜYÜKŞEHİR’İN DUYARLI

YETKİLİLERİNE TEŞEKKÜR EDERİZ

İki gün önce şehrin Kültür Vadisi bölgesinde Aladddin Tepesinin eteklerindeki eski Teksas Pavyon diye bilinen yerdeki yıkılmış kötü görüntüleri dile getirmiştik. Dün öğle saatlerine doğru oradan geçerken fark ettik ki kötü görüntüler düzeltilmiş. Büyükşehir yöneticilerine ve çalışanlarına huzurlarınızda teşekkür ederiz.  

ADIMIZ MÜSLÜMAN

SONUMUZ HÜSRAN

Bu şehirde çok ufuklu, vizyonlu, sürekli olarak kendini geliştiren ve yenileyen din adamlarımız var. Bu büyük saygı duyduğum ve inandığım din görevlilerinden birisi de bize şöyle bir mesaj göndermiş. “ADIMIZ MÜSLÜMAN, SONUMUZ HÜSRAN”… Böyle bir söze biz tek kelam edemeyiz vesselam.

Alp Bey şöyle bir yorumda bulunmuş;

“Abi bugün seçim öncesi gizli bir propaganda yapmışsın, oyları Uğur Başkan’a çekmek istiyorsun hem de Tahir Akyürek’i kullanarak... E yıllardır bu adam oy rekorları kırıp sürekli başkan olmadı mı? Bir ton yanlış hata yaparken niye sustunuz? Niye halkımız her şeye rağmen oy verdi? Başkanlık bitince en koyu AK Partilisi’nden, en yandaş olanına kadar hepsi adamı kötülemeye başladı. Buna rağmen milletvekili oldu hatta bazı görevler bile verildi kendisine. Çok garip çelişkiler var. O zamanlar yanlışları hataları söyleyenler susturuluyor hatta vatan haini denecek kadar ileri gidiliyordu şimdi ise aynı şeyi en koyu yandaşlar yapıyor, sizler yapıyorsunuz makama göre hareket ediyorsunuz. Ülkemizin zihniyeti de maalesef Teksas Pavyon gibi oldu. Eskiyi yıkıyoruz, kötülüyoruz, değiştirmeye çalışıyoruz daha sonra yerine getirdiğimiz sistem eskisini aratıyor.”

…….

Her okuyucumuzun görüşüne saygı duyarız. Yeter ki iftira ve hakaret boyutlarına varmadıkça bir de hâlâ tüm satırlarımıza ve ifadelerimize rağmen bildiğini yazmadıkça.

Alp Bey’e teşekkür ediyorum. Bu yorum vesilesi ile hem karnımın şişinin birazcık olsun inmesine vesile olmuş olacak hem de birbirimizi daha iyi anlayabilme şansını bize verdiği için.

Alp Bey vallahi benim öyle oyları gizlice Uğur Başkan’a çekebilme gibi bir gücüm olsa neler yapardım neler. Buna Allah şahit. Tahir Başkan son derece başarılı bir yönetim gösterdi. Ya da şöyle diyelim başarılı bir yönetim gösterdi ki sürekli olarak AK Parti’nin ve kendisinin oylarını artırdı. Hiçbir seçimde de oy oranı düşüşü yaşanmadı. Tahir Bey’in yanlışları karşısında sustunuz diyorsanız, buyurun gelin açık adresimiz belli. Bu şehirde Tahir Bey’i eleştiren hatta bizimkinin yarısı kadar eleştiri yapmış başka bir gazeteci var ise de önce yüzümüzü tükürün sonra bizi üçüncü kattan aşağı atın.

Sizinle en ortak noktalarımız ise şu “Eskiyi sürekli kötülüyoruz peki kötüleyelim ve yok edelim. Ama kendi yaptıklarımızı da daha kötülemeye dahi fırsat bırakmadan kendimiz yok ediyoruz”…  

Derviş Mıhcı isimli okurumuz ise şöyle demiş, “Laf söyletmediğin Tahir abine ilk hançeri sen sallamışsın abi ne demek Tahir’in yıktıklarını 3-5 senede yapacak. Tahir yıkarken bu güzide insanlar Sakyatan’da pancar mı ekiyordu abi? Ne yapıldıysa beraber yaptılar kimsenin kimseye diyeceği laf yok. Kusura bakma yemeyiz enkaz devraldık edebiyatını 2004’ten beri AK Parti, 90’dan beri ise aynı zihniyet yönetiyor. Bu şehri 28 yıldır aynı adamların yönettiğini sen bilmiyor olamazsın. Bu güne dair ne varsa yapanlar aynıdır.

“Derviş Bey, Allah korusun yazdı ise bozsun Tahir Bey benim abimdir asla ama asla hançeri saplayacak kadar da hain değilim. Önce bu konuda hakkımı teslim etmek zorundasınız. Alp Bey’e de ifade ettiğim gibi Tahir Bey’i sevmenin ötesinde çok severim. Çok büyük saygım vardır bunu hep açık beyan ettim ederim edeceğim de. Hataları kendi bağlar. Yazamadığım pek çok şeyi de yüzüne ifade ederek vebalinden kurtuldum. Tahir Bey hâlâ güçlüdür ve bugün de Reis’le Reis’in onayını alarak şehri diyazn etmektedir. (Bu görüşüme katılmasanız da fotoğrafı iyi okumalısınız)

Murat Bey öyle bir yorum yapmışsınız ki Allah sizden bir değil bin kere razı olsun. Çok çok az yazmışsınız. Bu konuda köşe yazısı değil kitap yazılır. Hatırlatalım Murat Bey ne demiş “Bir stat yapıp üç milli maç oynatarak spor şehri olunmaz. Merkezde yürüyüş yapacak doğru düzgün kaldırım bile yok, şehirde spor etkinliği sıfır zaten.“

Murat Bey sizi çaya kahveye etliekmeğe bekliyorum. Tanışalım inşallah karnımızın şişini daha rahat indirelim.

Nuri Bey’in yorumuna ise cani gönülden inşallahhhh diyorum. Nuri Bey şöyle demiş “Tahir Başkan’a bu kadar atmasaydın, belki mühim bir vazife veriliverir!”

Yahu Nuri Bey ve Nuri Bey gibi düşünenler dahası biz Tahir Bey vekil olacak hem de ilk sıralardan sonra da Ankara’da çok önemli görevler alacak diye yazdıkça bizi linç ediyordunuz. Hatta bizi vekil danışmanı olarak Meclis’e bile göndermiştiniz. 15 yıldır tüm Konya’ya seslendik seslenmeye de devam ediyoruz. Tahir Bey, Uğur Özteke’ye kimine göre “yalaka yazıları” kimilerine göre de “Hançerleyen yazıları” nedeni ile 1 kuruş para mı vermiştir yoksa bir yere atama mı yapmıştır? Yoksa yoksa Tahir Bey’in kankası vekiller gibi Özteke direkt bir yerlere müdür olarak mı atanmıştır. Sadece samimiyetinize güvenerek bir daha yazıyorum. Benim günahımı almayın. Yanarsınız.

Sonuç; Tahir Başkan’ı çok seviyorum bir şey istesem de o bana üç şey verir, verecektir buna da inanıyorum.  

O KARTONUN ARKASI

Bu şehrinde görüşüne duruşuna vizyonuna saygı duyduğum bir dostumuz olmak üzere birkaç da okurumuz sürekli olarak yaklaşan Hazreti Pir’i anma haftası etkinlikleri öncesi Hazreti Pir’in kabrinin bulunduğu kısmın önündeki kartonla kapatma olayını kastederek bu alandaki çalışmanın ne zaman biteceğini dahası artık insanların “kartona bakarak dua etmemeleri” gerektiğini söylüyorlardı. Biz de bu durumun zamanını ve perde arkasını en net şekilde öğrenebileceğimiz en etkin ve tek yetkili isim Turizm ve Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar Bey’e sorduk.

Sayın Yarar iki yardımcısı ile bizi de Yazı İşleri Müdürümüz Hüseyin Altay’la o kartonun arkasına ikinci defa soktu. Evet olay öyle üç ayda beş ayda tamamlanacak bir olay olmadığını bir kez daha gözlerimiz ile gördük. O kartonun arkasında ucu pamukla sarılmış küçük çubuklarla (pamuklu kulak çöpünü gözünüzün önüne getirebilirsiniz) 1890’lara gitmeye çalışıyorlardı. Hatta daha fazlası da yapılıyor ve 600 yıllık çalışmalara ulaşılıyor. Bu çalışmanın tüm detaylarını bugün gazetemizde ve internet sayfamızda göreceksiniz.

Tabii bu son durum elbette Sayın Müdür tarafından, Valimiz Cüneyit Orhan Toprak tarafından netleştirilecek. Yalnız biz dün gördük ki bu işe biraz daha sabretmemiz gerekecek.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Düşünmeden konuşmak gerek çünkü düşününce konuşulmaya değer bir şey kalmıyor

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Dönel kavşak bölgelerinde dörtlüleri yaparak bekleme yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.