Osmanlının mirası
622 yıl süren, dünya tarihinin gelmiş geçmiş, üçüncü büyük imparatorluğunun mirası Türkiye’yi, olumlu ve olumsuz olarak etkileyecektir. Olumlu yönü, tarihin getirdiği yükümlülüklerden bir büyük mirasçı olarak ortaya çıkmasıdır. Bu miras Balkanlar’dan, Ortadoğu’ya kadar, bir abidir, gözlerin ve gönüllerin döndüğü yerdir. Kafkaslardan, Çin Seddi’ne kadar, Türk etkisi vardır ve gittikçe de artacaktır. Olumsuz tarafı ise kapıya dayanmış, Suriye krizinden, Türkiye’de, Fransa gibi iç savaşı seyretmekten vazgeçecek ve Suriye’ye girecektir. Aslında girmekte geç bile kalmıştır. Bugün fiilen Suriye diye bir devlet kalmamıştır. Bin bir terör örgütü komşuda cirit atarken, Türkiye daha fazla seyirci kalamayacaktır. Seyretmeye devam ederse, ateşi kucağında bulacaktır.
Rusya Kırım'ı alırken, Libya üçe bölünürken, seyreden Türkiye; Suriye’yi seyredemeyecektir. İstese de seyredemeyecek, olaya müdahil olacaktır ve olmalıdır da. Türkiye’nin tek derdi Gazze değildir. Gazze Gazze diye bir yerlerini yırtanlar, bir milyon Gazzeli’yi kurtarmaya çalışırken, ülkelerinde iki milyon Suriyeliyi bulunca, El Hamra’ya bakar gibi bakılmayacağını anladılar ama biraz geç anladılar.
Yaşadığımız ülkenin tarihini, coğrafyasını bilmeyenler idareci olmamalıdır. Her önüne gelen milletvekili adayı oluyor veya milletvekili oluyor. Eğer bu kişilerin ülkenin tarihinden, Tanrı Dağı eteklerindeki Tuva Türklerinden, Doğu Türkistan’daki Uygurlardan, Osmanlı’nın Müslüman yaptığı Hırvat asıllı Boşnaklardan, balkanlardaki Kuman Türklerinden haberin yoksa bir gün buralarda yaşayan Evlad-ı Fatihanların torunları kapıya dayanacaktır. Onun içindir ki, Suriye’deki Memluklu Türkleri, bu ülkenin iyice moraran kırmızı çizgisidir.
Biz Suriye’ye girip, kendi soydaşlarımızın bile hakkını koruyamayacak hale gelmişsek, rahmetli Kansu Gavri yerinden kalkacak ve Yavuz’a lanet okuyacaktır. Madem sahip olmayacaktınız da, niye Memluklu Kölemen Türk devletini yıktınız diye. Haklı çünkü Büyük Türk Hanı’nın torunu Tomanbay’ın sesleri hala Mısır’dan gelmektedir. Elin Amerikalısı, Okyanusu aşıp, IŞİD'i bombalayacak da, bizlerde rahat içinde yaşayacağız, bunlar komiktir. Bu coğrafyada oturmanın bedeli vardır, bu bedelin ödenme vakti şimdi gelmiştir... Osmanlı bu kadar büyüklüğe yatarak ulaşmamıştır, laf cambazlığı yaparak ulaşmamıştır, 622 yılda 270 savaş yaparak gücünü korumuştur.
Yok, biz böyle iyiyiz diyorsak yapacak fazla bir şey yok, yangının içimize gelmesini bekleyeceğiz, o da bir kaç ayda gelecektir. Türk ordusu, M:Ö. 209’da kurulduğuna göre, rütbelerde savaş meydanlarında kazanıldığına göre, artık zaman gelmiştir, varlığını sürdürmesi için ülkenin artık hareket geçmesi gerekir. Bu dönemde de hareket geçmezsek, Türk devletinin kuru gürültü yaptığı gibi bir durum ortaya çıkacak, inandırıcılığını tamamen kaybedecek, sınırımızda kurulacak yeni devletler bu ülkeden payını alacaktır, bu da çok yakındır maalesef.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.