Başbakan yalnız mı bırakıldı?

Bir ara algı yönetimine dönük çok ilginç bir türden bir söylem dile getiriliyordu bazı çevreler tarafından.

Bu söylemlere göre “Başbakan iyi, ama çevresi kötü”ydü.

Bu söylemi üretenlere göre Başbakan’ın çevresi “kötü adamlar”ca kuşatılmış, Başbakana ulaşmak imkânsızlaştırılmıştı.

Bu söylemi üretenlerin hedeflerindeki isimler bir nevi “problem1”di söylemi dile getirenler tarafından amaçlanan bazı şeyler için belki de.

Bu amaçları siyasal sürecin sonraki safhaları aslında ortaya çıkarıyordu.

Dünün “çevresi kötü, kendisi iyi” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bu kez “diktatör” yakıştırması yapılmaya başlandı.

“Çevresi kötü, kendisi iyi” söylemini üretenlerin bir sonraki aşamada bu kez doğrudan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedeflemeye başlamaları şaşırtıcı gelmedi kimseye.

Yaklaşık üç yıldır ince ince dokunan bu siyasal söylemin en koyu ve kalın ipliğinin ise 28 Şubat döneminin “ekmek kadayıfları”ndan gelmesi de şaşırtıcı gelmedi doğrusu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2 ayrı televizyon kuruluşunda iki farklı gece söylediklerini dinledim.

İlk konuşmasında Başbakan, bazı AK Parti milletvekillerinin bile gündemdeki tartışmada ortada gözükmediklerini açık açık vurguladı.

Başbakanın söyledikleri bana Konya’daki durumu düşündürttü.

AK Parti’nin Konya’daki ileri gelenleri, sözgelimi belediye başkanları, partinin yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri Başbakan Erdoğan’ın sözlerini üstlerine alınması gerekli kişilerin başında geliyor bana kalırsa.

Geçtiğimiz günlerde telefon aracılığıyla görüştüğümüz bir milletvekili “paralel yapı” ibaresini rahatça zikretmesine ve eleştirmesine karşın bunu kamuoyu önünde aynı rahatlıkla ifade edemiyordu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan mitinglerde vatandaşları “paralel yapı”nın okullarına, yurtlarına itibar etmemeleri gerektiğini söylüyor ve hatta önceki gün bir televizyona yaptığı açıklamada paralel yurtlardan ayrılan çocukları devlet yurtlarına yerleştirdiklerini söyleyerek rakamlar veriyordu.

Peki, ama Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerini kaale almayan AK Partili başkan ve milletvekili olabilir mi?

Doğrusu var.

Hatta paralel yapının internet sitelerinde yazarlık yapan AK Parti il yönetim kurulu üyeleri bile var.

Paralel yapının Konya’daki ileri gelenlerinin son derece rahat hareket ederek, “Bizim açımızdan herhangi bir sorun yok, Konya’daki yöneticilerle son derece iyiyiz” açıklamaları yapmalarına ne diyelim peki?

Başbakan iyi, çevresi kötüydü, öyle mi?

Bu çevrenin İl Başkanı Ahmet Sorgun’un deyimiyle “yük olan değil, yük alan” bir tarzda siyaset icra edeceğini hiç düşünmüyorum, bilesiniz.

Ne diyelim, Konya’da sahiden çok güçlü bir parti var: AK Parti.

Konya’nın umudu bir yerde bu parti.

Ama bu partide bir de kimseye gösterilmeyen bir şeyler var.

Yanlış söyledim: Partide değil, parti mensubu bazı zevatta.

O zevatta olana da ben “işte bu da paralel AK Parti!” diyorum

Hayırlı olsun hepimize…