PİLAVDA “DENİZALTI” İSTERKEN HEP BUNU DÜŞÜNECEĞİM…
Bugün yerel konulardan çok yereldeki insani durumumuzu siz değerli dostlarımızın ve okurlarımızın uyarısı ile değerlendirmeye çalışacağız.
BEYHEKİM HASTANESİNDEN
GÜZEL VE DETAYLI BİLGİ GELDİ
Dün sabah bizi ilk arayan bürokratlarımız arasında Beyhekim Hastanemizin Başhekimi de vardı. Dün çıkan yazımıza bilgi mahiyetinde açıklamalarda bulunan doktorumuz belediyeye çok güzel ve geniş bir park yaptırıldığı buranın ışıklandırılmasının tam olduğunu ancak söz konusu olan park yerinin de yine ışıklandırılması için çalışmaların hızla devam ettiğini söylüyordu.
Bu vesile ile bir şeyi de net ifade etmemiz gerekir. Konya’da resmi sağlık işleri yani Sağlık İl Müdürlüğü bünyesindeki (üniversitelerin hastaneleri ile özelleri kastetmiyorum) sağlık kurum ve kuruluşları son dönemlerde inanın en güzel yıllarını yaşıyorlar. En ufak bir sorun ya da sıkıntı da derhal olaya müdahale ediliyor. Çünkü bu sektör çok sıkıntılı bir sektör, ne de olsa muhatap hasta ve hasta yakını. Buna rağmen inanın şikâyetler azaldı. Bu vesile ile hem siyasetçilerimize hem de başta Prof. Dr. Mehmet Koç Hoca ve ekibine insanlarımız adına teşekkür ederiz.
İyi şeyler, iyi gelişmeler demişken yeni eğitim yılı öncesi Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Müdürümüz Seyit Ali Büyük ve ekibinden de hem ümit doluyum hem de kendilerine çok güveniyorum.
BU DA İNSANİ OLARAK KÖTÜ BİR ÖRNEK
Çok değerli eğitimci bir hocamıza insanı olarak hem de sağlık da geldiğimiz noktayı üzülerek ifade eden düşündürücü bir örnek.
Hocam önce kendisine gönderilen mesajlardan bir kısmını bizimle paylaşıyor ve
Sonra da durumu bize şöyle izah ediyordu;
“Canım abim merhaba, Konya'da bir bayan öğretmen arkadaşımın yeni doğan yeğeninde doğumda sıkıntılar olmuş. Ankara Hacettepe Tıp Fakültesi Çocuk bölümünde ameliyat olmuş şu an çocuk iyi değil sanırım boğazı delik besleniyormuş. Ailenin bu konuda bir serzenişi yok. Allah'tan geldi diyorlar. Onların isyanı hastane personelin kendilerine olan davranışları, insan yerine koyulmayışları. Çocuklarının durumu değil hastane personelinin davranışı psikolojilerini baya bozmuş.
Bebek ismi Selim Bayram, Hacettepe Tıp Fakültesi Çocuk servisi 8. kattalar. Bu işi beni aşıyor. Aile psikolojik olarak bitmiş. Durumu sana havale ediyorum. Sen herkesin kahramanı Allah'ın sevgili kulusun selamlar…”
……………….
Estağfurullah. Biz neyiz ki?
Ancak bu konu bize iletilinceye kadar Hacettepe Tıp Fakültesi benim gözümde de çok yüksek yerlerde idi. Bu konuyu dün Hacettepe Tıp Fakültesinde başta bir serviste görevli tanıdık bir profesör hocamıza olduğu gibi ilettim.
Yani biz elçiyiz konunun kaynağına ulaştırılması için küçük bir adım attık. Bu minik yavrumuza Cenab-ı Allah’tan acil şifalar dilerken ana babaya ve yakınlarına da ecir sabır güç kuvvet dileriz.
DÜĞÜN PİLAVLARINI
SEVMEYENİMİZ VAR MI?
Konyalı olup ya da Konya’da yaşayıp da düğün pilavlarını sevmeyenimiz yoktur. Aslında yanlış bir giriş yaptım. Konyalı olup ya da Konya’da yaşayıp da etliekmeği, pilavı sevmeyeni dövmek lazım demem gerekirdi.
Evet Allah için 1 ay etliekmek yemesek krize gireriz değil mi?
İşte bayram sonrası genç işadamı Fatih Bey şöyle bir konuya dikkatimizi çekiyordu;
“Uğur abi hani bizde gösterişli şatafatlı düğünler yapılıyor ya. Bu düğünlerde de insanlarımız ne kadar çok pilav dökerlerse, ne kadar çok insana yemek verirlerse bununla da övünürler yaaa.
Biz de pilavdaydık. Masadaki arkadaşlar bir tabak daha pilav, bir tabak daha pilav derken sürekli deniz altı istiyorlardı ve deniz altı geliyordu. Bir ara dayanamadım size gönderdiğim linki açtım ve arkadaşlara gösterdim. (link: https://www.worldometers.info/tr/… Dünyanın her yerinden siyasetten ekonomiye anlık bilgi sunumu yapıyor)
O anda dünyada açlıktan ölen insan sayısını arkadaşlara anlık söyledim. Ve dördüncü denizaltını istemedik.
Uğur abi iyi ki Konya’da deniz yok altı böyle bir de deniz olsaydı altı nasıl olurdu?”
…………
Yanılmıyorsam iki gün önce idi. Özel hayatında çok farklı ve idealist bir yaşam tarzı ile tanıdığım bildiğim genç mali müşavir dostum eski STK’cı Cengiz Çivi sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapmıştı.
Bunlar dünyada acısı ile utanç tablosu ile yaşanılan resmi rakamlar.
Sizce ekonomik açıdan hepimiz az ya da çok dertlendiği günümüzde hepimiz zengini, orta hallisi ve açlık sınırının altındaki insanımız ile topyekun ayağımızı yorganımıza göre değil ayaklarımızı iyice karnımıza göre çeksek daha iyi olmaz mı?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Verilen her işi yapmak için istekli olanlar ahmak oldukları için değil sorumluluklarını iyi bildikleri için sabır ve azimle yaparlar
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bayan sürücüler otomobillerinin dört camını da açtıktan sonra hoparlörü de sonuna kadar açıp müzik yayını yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.