Selçuk Üniversitesi’nde garip garip işler!
Yıl dediğiniz göz açıp kapayana kadar geçiyor. Bakın Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy göreve başlayalı bir buçuk yıl olmuş. Metin Hoca işine başladığında hem bu köşeden hem de yüz yüze iyi niyet ve başarı dileklerimizi iletmiştik. Elbette basın olarak görevimiz yeni yöneticilere görevlerini hakkıyla icra edebilmeleri için belirli bir zaman tanımak; bu süreçte yanlış yapılan bir şey varsa bunu uygun bir şekilde dile getirmektir.
Süleyman Demirel’in isim değişikliği olsun, hayvan hastanesi süreci olsun, özellikle bazı akademisyenlerden gelen farklı farklı içerikteki konular olsun, fakülte sekreterlerinin serzenişleri olsun… Bunları ‘işi çözme sürecine’ bağlayarak köşemize taşımadık.
Lakin eleştiri ölçeğinde bir buçuk yıl ‘geldi de geçiyor’ cinsinden bir yaklaşıma çoktan matuf oldu.
Kaldı ki bu şehir için Mevlâna deyince akan sular durur.
7-17 Aralık Konya için bambaşka bir tarihtir. Bu 10 gün için resmî veya özel birçok kurumda aylarca hazırlık yapılır. Şehir tanıtımı, inanç turizmi, ilmî ve akademik birçok araştırma ve inceleme… Bunlardan da öte Hazreti Pir’e saygı, sevgi ve hürmet gösterme bakımından adeta yarış içinde olunur.
Selçuk Üniversitesi yıllarca Mevlâna konusunda hep önder isim olmuş ve şehrin diğer kurumlarına da dinamiklik kazandırmıştır. Bildiğim kadarıyla Üniversite bünyesinde 2000’li yılların başında Mevlâna isimli bir merkez vardı ve sonrasında Enstitü olmuştu. Yakın zamana kadar dünyada örneği olmayan bu kurumun tam adı Mevlana Araştırmaları Enstitüsü’dür. Hatta Üniversite bünyesinde adına enstitü kurulan nadir kişilerden biriydi Hazret. Zaten sonradan Türkiye’de bu şekilde isme kurulan araştırma enstitüleri hep bu merkezden esinlenerek yol almaya çalışmıştır. Burada yılların birikimi ve emeği var. Özellikle yakın zamana kadar İran ve Kırgızistan’da Bakanlıklar bünyesinde görev alan eski enstitü müdürlerinden Nuri Şimşekler Hoca’yı kamuoyu yakından tanır.
Sonrasında işbaşı yapan ve 2021 yılının başına kadar görevde olan Prof. Dr. Ali Temizel Hoca da Şimşekler’den sonra bu görevi layıkıyla yıllarca icra etti.
Her yıl programları yakından takip eden biri olarak diyeceğim şey; Mevlana Araştırmaları Enstitüsü, her yıl 7-17 Aralık’taki programların bırakın kenarını köşesini bizzat kalbinde merkezinde yer alırdı. Çalışmaları ile oluşturduğu programlar ile dişe dokunur şeyler hep bu enstitüden çıkardı.
Baştan sona 748. Vuslat etkinliklerini inceliyorum Selçuk’un göstermelik birkaç programı dışında hiçbir şey yok. Hele hele enstitü ile ilgili küçük bir program dışında hiçbir şey yok.
Kültür Müdürlüğü’nden araştırıyorum. Üniversite anladığım kadarı ile bu dönem özellikle geri durmuş. Zaten geçen yıl pandemi sürecinden hiçbir şey yapılamadı. Bu yılki engel nedir acaba?
Ülkede Mevlana Araştırmaları Enstitüsü diye bir yer var.
Ve o yer Konya ilinde yer alan Selçuk Üniversitesi’ne bağlı. Yılda bir defa dünyanın gözünün çevrileceği programda ilgili enstitü neden görev üstlenmedi ki?
Hayır, yani sebep ne? Dünya çapında bilinen ve Konya’ya layık olan böyle bir kurum var ve neden çalıştırıp katkı sağlamasına izin verilmez? Neden geri durulur?
Ben bir anlam veremedim. Yapılan tuhaf şeylere bir yenisi daha eklendi, diyorum sadece.
İnşallah Selçuk Üniversitesi yönetimi her şeyi dört dörtlük yaptığını falan zannetmiyordur. Konya basını zaman zaman müsamaha gösteriyor diye her şeyi ‘süt-liman’ olarak görmüyordur.
Zira yaptığınız her falsolu iş, evvela sizleri oraya taşıyan Konyalı siyasetçilere yazacaktır. Hatırlatayım…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.