Sen Hâlâ Büyümedin mi?
Herhalde en çok karşılaştığım sorudur. Burada vurgulanan şey de ne gizlidir veya ne söylenmek isteniyor. Benim anladığım kadarıyla içimde sakladığım çocukla ilgili bir gönderme veya küçümseme içeriyor. Hangi maksatla söylendiğini gayet iyi anlıyorum ancak ben de bu soruyu yöneltenlere bir soruyla karşılık veriyorum: Neden büyümeliyim?
Aslında belki de iyi niyetle içimizdeki çocuğa gönderme içerdiğini düşündüğümüz sen hala büyümedin mi sorusuna (önyargısına) birden fazla soruyla karşılık vermek gerekiyor. Psikologlar bu konuda ne derler bilemiyorum. Yahut iletişim uzmanları. Yaş ile olgunluğu paralel olarak değerlendiren uzmanlar, kişinin çocukluk hikâyesinden yola çıkarak bir sürü kuram üzerinden çeşitli izahlarda bulunabilirler, belki çocukluğunu yaşamamış bireylerde gözlenen davranışlar üzerinden bir açıklamayla “geçmişinde çocukluk ve oyun” sürecinin yeterince tamamlanamamış olmasıyla soru-nu tanımlayabilirler. Bu durum uzmanlar tarafından her nasıl ve ne şekilde izah edilirse edilsin veya toplumun algısı çerçevesinde nasıl yargılanırsa yargılansın, bana göre ve belki de böyle işime geldiği için söylüyorum, sorun içindeki çocuğu büyütmemiş ya da büyütememiş olanlar da değil, aslında onu öldürenler de veya saklayanlardadır.
Bizim toplumumuz bıyıkları yeni terlemeye başlamış çocuklarımızda yetişkin davranışları bekleyen, henüz daha oyun çağında evlendirilmiş olan kızlardan annelik edası ve tavrıyla hareket etmesini isteyen bir toplum olduğuna göre, içinde hala çocuksu bir masumiyeti ve saflığı barındıran insanların hal ve hareketlerini elbette ki “çocukça” veya çocuksu” bulacak ve fazlasıyla yargılayacaktır. Oysa yine benim anlayışıma göre “çocukça” veya “çocuksu” hal ve hareketlerin özünde büyüdükçe kaybettiğimiz pek çok değer yatmaktadır. Hemen hemen herkes kendi çocukluğunun katilidir. Ve işledikleri cinayete ortak arayan pek çok birey kendi içinde taşıdıkları çocukluklarının cesetleriyle bir ömür yaşamaya mahkûm olmaktadır. Bırakınız içinde çocukluğunu yaşatan bireyler sizin engin olgunluğunuzu taşımasınlar. Onlar çocukça ve çocuksu kalmaya devam etsinler. Siz büyümüş, yetişmiş, ermiş olun, onlar benim gibi çocuk kalsın… Sizler kendinizi büyük ve bizleri küçük görmeyi sürdürün.
Bizler de gizli gizli şiir yazmaya, ip atlamaya, elim sende oynamaya, bisikletle dünyayı dolaşma hayalini kurmaya ve mutfakta sakladığımız çokomeli mi bulan kardeşimizle didişmeye devam edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.