SODOM ve GOMORE ARTIKLARI! (1)
Üstad Necip Fazıl’ın Destan şiirinde “Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!” şeklinde geçen “Çatla Sodom-Gomore”, şehir adlarıdır.
Pazar günü İstanbul’da, Konya tabiriyle “itneler” yüyüyeceklermiş. Onlar bu cesareti Türkiye’nin de altında imzası olan Kopenhang Kriterleri’ndeki ‘İnsan Hakları’ndan alıyorlar.
Batsın sizin Kopenhang Kriterleri’niz!
Avrupa Birliği’nin de canı cehenneme!
***
Şimdi size, bu Sodom ve Gomore’nin başına gelen son günkü felâketi anlatmam gerekiyor ki, konunun mahiyetini iyi kavrayasınız ve sapık güruhun başımıza açacakları belâ ve musibetleri önceden sezmeniz, ona göre tedbirinizi şimdiden almanız içindir.
Hz. İbrahim'in amcasının oğlu olan Hz. Lût aleyhisselâm, Arap yarımadasında puta tapıcılarla mücadele etmek ve onları tek bir Allah (C.C.) inancına iman etmelerini sağlamak için diğer peygamberler gibi Tevhid inancını aşılamak için ne büyük mücadeleler vermişti. Ömrü ve peygamberliği günümüzdeki Ürdün devletinin sınırları içinde bulunan ve o dönemler gayet verimli bir vadi olan Lut Gölü ve çevresinde geçen Hz. Lut, şer ile imtihan edilmişti. Öyle bir kavmi vardı ki, onlar Şezum (Sodom) ve Omore (Gomore) şehirlerinde yaşıyorlardı.
Âdemoğlu, doğru yoldan bir kere çıkmaya görsün; düşmeyeceği sapıklık ve yuvarlanmayacağı uçurum yoktur. Hz. Mevlâna’nın “Şehvete kul olan, Allah katında köleden, esir edilmiş kullardan beterdir” dediği gibi. Yeryüzünde ilk cinayetini işleyen Hz. Âdem’ın oğlu Kâbil, şehvet hırsıyla öz kardeşini öldürmüştü. Kâbil, şehvete kul olunca, Allah katında köleden daha beter hale gelmişti.. Bu şehvet hırsı, Hz. Lût'un kavmini büsbütün başka ve yüz kızartıcı bir ahlâk düşkünlüğüne sürüklemişti. Erkek erkeğe cinsi birleşmeyi (livata) vazgeçilmez, sapıkça bir huy haline getiren bu ahlâksız ve edepsiz kavmine karşı Hz. Lût, yorulmak bilmez bir gayret göstererek yaptığı bütün ikazlar ve verdiği bütün acı-tatlı öğütler bu ahlâk düşkünlerine zerrece bir tesir etmeyince; herşeyi bilen Yüce Allah'ın kesin ve değişmez hükmünün günü gelip çatmıştı. Hz. Lût'un sapık kavmi, Allah'ın başlarına vereceği karşı durulmaz bir felaketle, toptan mahvolacaklardı. Cenab-ı Hakk, elçisine durumu bildirmek ve kaldığı günahkâr Sodom şehrinden ayrılmasını söylemek için genç ve yakışıklı kılığında üç meleği yeryüzüne indirerek görevlendirmişti. Şehvet sapıkları, kudurmuş köpekler ve ağıran eşekler misali o genç ve yakışıklı delikanlıları görmek için yollara düşmüşlerdi. Tap taze erkek kılığına girmiş meleklere bakarken hepsi şehvet kudurganlıkları içinde kıvranıyor; ağızlarından salyalar akıyordu. Azgın kalabalığın arasında yollarına devam eden melekler, Peygamber Lût'un evine vardılar. Ahlâksız adamlar, Lut aleyhisselamdan o üç yakışıklı genci kendilerine vermelerini isteyecek kadar ileri gittiler. Bunun üzerine evinin kapısına çıkan Hz. Lût, kudurmuş kalabalığa “ey azgınlar, soysuzlar, gelenler benim olduğu kadar kendinize de aziz misafirlerdir; yani hepinizin misafirleridir. Bu kadar da mı insanlığınızı unuttunuz? Bir parça olsun kendinize geliniz.” diye konuşmaya başladı. Kalabalıktan homurtulu gülüşmelerin geldiğini duyunca “size iki tane genç ve güzel kızımı vereyim. Gözlerinizi bürüyen şehvetinizi onlarla tatmin edin de tek beni misafirlerim karşısında rezil etmekten vazgeçerek buradan uzaklaşın” diye teklifte bulundu. Azgın ve sapkın kalabalık bu teklifleri kabul etmediler.
***
Hz. Lût’a kendilerinin Allah tarafından görevli melek olduklarını söyleyen yakışıklı geçler; “Allah'ın emri artık kesindir. Yıllardan beri söz dinletemediğin bu beyinsiz halkın artık sonu gelmiştir. Birkaç saat sonra topuna gökten ateş ve ölüm yağacak ve şehirleri ile birlikte yokluğa kavuşacaklardır. Onların başlarına gelmek üzere olan bu felaket, ısrarla Allah'ın emirlerine karşı gelenlere ve Peygamberler'in verdiği öğütlerine arka dönen sapıklara bütün devirler boyunca ibret dersi olacaktır. Allah'ın sana emri böyledir” dediler. Allah'ın emri üzere Hz. Lût (a.s) ile inanmış yakınları meleklerin dediklerine uyarak Sodam ve Gomere'yi o gece yarısı, sezdirmeden terkettiler. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte lânetlik şehirlere ve sapık halkına gökyüzünden görülmemiş bir Allah gazabı boşalmaya başlamıştı. Ahlâksız soysuzlar neye uğradıklarını anlayamadılar. Bu azgın ve sapık kavmin üzerine Yüce Mevlâ yakıcı kükürt alevleri ile taşlar yağdırıyordu. Sodom ve Gomore şehirleri, içindeki azgın ve sapık halkla birlikte bir kaç saniye içerisinde ilerdeki insanlığın gözleri önüne bir ibret misali olmak üzere yerle bir olmuştu.
Esirgeyen ve bağışlayan Allah Celle Celalühû cümlemizi görünür, görünmez ve aniden bastıran felâketlerden korusun.
Yarın aynı konuya kaldığımız yerden devam edeceğim.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Bu yürüyüşe tâ başından beri karşı çıkan ve devlet (hükümet) izin verse bile buna rağmen kendilerinin buna izin vermeyeceklerini açıklayan ALPERENLERİ kutluyor ve bu aziz gençlerin alınlarından öpüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.