Su sorununu çözmek için irade lazım
Su konusundaki umursamazlık can sıkıyor. Birkaç kişi ya da birkaç kurum eliyle olacak iş değil bu. Bırakalım ne olursa olsun demek en kolayı. Allah bizi susuz/yağmursuz bırakmaz demek ise topu taca atmak.
Biz sebebini işlemeyelim. Kafayı çalıştırıp önlem almayalım. Ellerimizle böyle bir nimete hor davranalım… Sonra ne olacaksa olsun modunda devam edelim.
Hak mı bu? Reva mı?
Konya tarımının gelecekte bitme noktasına gelmemesi için acil olarak yapılması gerekenler var.
Bugün çiftçi bulduğu her boşluğa mısır ekiyor ve kazanıyor ya hani. Ben bunu hazır yiyene benzetiyorum. 5 yıl daha böyle ekim olduğunu varsayalım. Bugün 50 metrede olan yer altı suyu 200 metreye inince ne olacak? Ya da bittiğinde? O zaman ‘taş kökü’ mü yenilecek?
Mesele sadece Konya da değil. Ben bu konuyu dert edinip, bürokratından siyasetçisine birçok yetkili ile birebir görüşmeler yaptım. Çiftçiler ile zaten iç içeyiz. Ne olacak, nasıl olacak… Milyonlarca insanın beslendiği, geçimini sağladığı yaşamını sürdürdüğü tarım bitme noktasına doğru gidiyor. Bunun neticesi ne olur biliyor musunuz? Göç olur. Gıda ve su savaşları olur. Yani bunlar en son artık… O zamana kadar çekilen açlık, sefalet, yoksulluk cabası. Hadi kendimizi geçtik çocuklarımızı hiç mi düşünmüyoruz?
Biliyorum bu bağlamda kurduğum veya kuracağım birçok cümle zihinlere hitap etmeyecek. Bu yüzden gelin su sorunu için birçok görüşme, rapor ve makaleler ışığında derlediğim çözüm önerilerini sıralayayım. Katkı sağlayan isimlere şimdiden teşekkür ederim.
İŞTE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
1.En başta söyleyeyim, Türkiye’de su yönetiminin yasal zemini yok acilen ‘Su Kanunu’ yapılmalı su politikaları hatta su bakanlığı oluşturulmalı.
2. Su ile ilgili bütün sorunlar için ivedilikle ‘Su Mahkemeleri’ kurulmalı, bu mahkemeler hızlı kararlar ile su ile ilgili hukuki sorunları çözmelidir.
3. Sulama Birlikleri en büyük sorun gibi görülüyor. Hızlıca devletleştirme uygulanabilir. Veya Konfederasyonlar çatısı altında toplanıp kafaya göre hareket etme meselesi bitirilmelidir.
4. Su Polisi Teşkilatı acilen hayata geçmeli kaçak sulamalarla ilgili denetim ivedilikle başlamalıdır, su kaynaklarının denetimi ve güvenliği sağlanmalıdır. Bunun için drone sistemleri gibi bilim ışığında farklı denetim şekilleri kullanılabilir.
5. 7 coğrafi bölgeye ayrılan Türkiye ile ilgili bölge bölge bitki türleri ekimi katı bir şekilde uygulanmalı, her bölgede su yönetimine ilişkin planlama yapılmalıdır. Havzada bulunan bütün kurum ve kuruluşlar bu plana göre faaliyetlerini yürütmelidirler.
6. Planlamada öncelikli husus; içme ve kullanma suyunun 100 yıllık garanti altına alınması olmalıdır.
7. Kaçak kuyuları kapatmak çiftçilerin elini kolunu bağlamak anlamına gelmemelidir. Kapalı ve damlama sulama sistemleri hızlı bir şekilde kurulmalı aynı miktar su ile nasıl daha çok alan sulanır, nasıl daha verimli hale gelinir çözülmelidir.
8. Çiftçilerin modern sulama tekniklerini uygulamaları durumunda sistemin ilk yatırım maliyetleri için bazı teşvik destekleri verilmelidir. Kaçak su kullanımı çözülürken suyu verimli kullanan ödüllendirilmelidir. Verimli su kullanımı ile çölde vaha misali alanların oluştuğu yüzlerce örnek var.
9. Ülkemizin en büyük tarım alanlarına sahip Konya Kapalı Havzası en az yağış alan havzasıdır. Öyleyse bu alanda mısır, şeker pancarı gibi çok su isteyen bitkiler yerine; sürekli ithalatı ile uğraştığımız buğday, arpa ekimi teşvik edilmeli. Çiftçi diğer ürünler ile aynı parayı kazanırsa neden daha fazla zahmet etsin sulama vb. fazla emek harcasın? En kolayı buğday, arpa… Yeter ki para kazandırsın.
10. Karapınar’da olan Obruklar, havza geneline yayılmaya başladı. Alın işte Cihanbeyli orada duruyor. Havzada tarımsal alanlarda kontrolsüz su kullanımı yapıldığından dolayı bölgede obruklar oluşmakta, toprak kaymaları meydana gelmekte ve bölgede içme ve kullanma suyu temininde zorluklar yaşanıyor. Ve bunlar iyi günlerimiz.
11. Çiftçiler yol kesti. Siyasi ve bürokratlar söz verdi. Netice? Yine su yok. Çünkü Beyşehir Gölü de kritik seviyede. DSİ Bölge Müdürü dayanamayıp emekliliğini istedi. Maalesef Konya’da su yönetimine etki eden kurum/kuruluşların koordineli çalışmasından tam olarak verim alınamıyor. Birçok ülkede benzer örnekleri var ama bürokratlar işi yasa yoksunluğuna bağlıyor. Siyasiler ise bürokrata yükleniyor. Olan vatandaşa oluyor
12. Dış havzalardan su getirme fikri her zaman masada duruyor. İmkân olursa bu sağlanmalı lakin bunun öncesinde eldekini verimli kullanma öğretilmeli. Yoksa dökme su ile değirmenin ne kadar döndüğünü geçtiğimiz hafta Mavi Tünel’den gelen suyun azalması ile yaşadık.
Bu maddeler daha da artırılabilir. Yeter ki el atılsın, dert edinilsin. Kafa yorulsun. Gerçekten hizmet gayreti olsun. İstediğiniz koltukta oturun. Gelip geçer. Yaptığınız hizmet kalır. Geçiştirmeler ile gün kurtulur. Lakin o koltuğun vebali ödenmez!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.