TAHİR BAŞKAN’IN VE KONYA’NIN KADERİ…
Dün güne Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek Bey ile başladık. Ve yaklaşık 2 saat birlikte olduk. İster sevin, ister sevmeyin, ister kabul edin, isterseniz kabul etmeyin; direkt ya da en direkt bu şehrin son 30-35 yılına Tahir Başkan ekibi ile imzasını atmış durumda.
Biz yerel bir gazeteci olarak nasıl nerede ise iki güne bir hizmetlerin aksayan eksik yönlerini siz değerli okurlarımız ve vatandaşlarımız adına dile getiriyorsak, zaman zaman da Tahir Başkan ve ekibini dinleyerek eleştiri konularına karşı pencereden bakıyoruz.
Bugünkü Konya konusuna girmeden Tahir Bey ile ilgili iki kelime daha edivereyim. Sevabı ile günahı ile Tahir Başkan inanın şehrin ve ülkenin kendisini yetiştirmiş sayılı ve de temiz siyasetçilerindendir.
…………….
Tahir Bey dün sabah mevzuya direk “sis”(!) ya da bizim bildiğimiz gördüğümüz “hava kirliliği” ile girdi.
O kendine mahsus üslubu ile doğal bir çanak içerisinde bulunan Konya’mızda kış ile birlikte hava sirkülasyonunun da sıfıra indiği bu günlerde yine sis kâbusu ile karşılaşmaya başladığını hatırlatan Tahir Bey, “Evden çıkıp Mevlana bölgesine gelirken zaman zaman görüş mesafesinin düştüğü sisli semtlerimizi görünce yine aklıma 17 Aralık gecesi geldi. Her 17 Aralık akşamı Konya’mıza bir sis çöker. Aralık ayları karla kışla donla buzla mücadele ile geçer. Ama bugün (dün) bahardan kalma bir günü yaşıyoruz. İnşallah 17 Aralık gecesi de hava böyle olur da konuklarımızı huzur içerisinde ağırlarız” dedikten sonra, kendisinin Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra yaşadığı bir kaç konuyu paylaştı.
…………
Tahir Bey göreve geldiği günlerde prosedürü ve bazı resmi işleyişleri tam olarak bilmemektedir. Mevlana Kültür Merkezi inşaatı henüz yüzde 30 civarındadır. Ama Tahir Başkan 3-4 ay içerisinde o karda kışta, donda Mevlana Kültür Merkezini ihtifallere yetiştirme sözünü dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verir. Ankara’dan Konya’ya döner gelir. Ama üç ayda ne ihale eksiklikleri ne itirazlar resmi olarak yetişebilecek durumdadır.
Ama Tahir Başkan bir kere yetiştirme sözü vermiştir.
Sonuçta zemine mermeri yapıştırmak için bile bölgesel çadırlar kaplanır bölge ısıtılır ve merkez törenlere yetiştirilir.
Tahir Başkan her metrekareyi tek tek kontrol etse de ziyaretçiler için hiç kullanılma ihtiyacı bulunmayan asansörü kontrol etmez. Bu durum son gün aklına gelir ve ekibine talimat verir. “Devlet erkanı salona girince asansörlere doğru yönlendirilmeyecektir.”
Ama Cumhurbaşkanı, Başbakan eşleri salona girince her ne hikmetse birileri heyeti asansöre yönlendirilir ve korumalarla birlikte haddini aşan kişi sayısı ile asansöre binilir. Veeee asansör tam orta yerde durur. (!)
İşte o anda Tahir Başkan ter içinde kalmıştır. Sayın Erdoğan tek kelime ile Abdullah Bey ve heyetin huzurunda Tahir Başkan’ı kurtarır. Bu arada asansörde çalıştırılarak heyet kurtarılır.
……………
Yakın bir zaman öncesi Belediye encümen üyeleri Köyceğiz bölgesinde büyük ihtimalle Kanuni döneminde dikildiği tahmin edilen 400 yıllık bir ağacın da içinde bulunduğu bir alanın Belediyeye alınmasını ve bölgenin korunmasını isterler. Bölge yani ev ve bahçe koruma altına alınır. Tarihi ağacın bazı dalları iki cepheden yollara taşmaktadır. Başkan önce bu dalların budanması ister. Sonra düşünür. Dahası her zaman ve yer yerde yaptığı gibi yoğurdu üfleyerek yediği için o dalların budanma işinden vazgeçer. Ve malum geçen yıl o muhteşem kar yağışında o dallar kara dayanamaz ve kırılır. Bu yıl kırılan dalların yerine yeni fidanlar vermiş. Başkan düşünmüş “Buraya dokunmayın yeni budama yapmayın” yazalım. Sonra vazgeçmiş.
Niye mi?
“Budama yapmayın yazısını birisi budama yapın diye okur mu?” … korkusundan.
………………
Gelelim bugüne…
Tahir Başkan göreve geldiği günden bu yana her yıl Şeb-i Arus öncesi şehre Kültür Vadisi projesi kapsamında bir eser kazandırdıklarını hatırlattı ve bunları tek tek saydı.
Peki bu yıl ki eser neydi?
Evet bu yıl de Şeb-i Arus törenleri öncesi İnsan ve İrfan Vakfı, İrfan Medeniyeti Araştırma Merkezi idi. İnşaatına başlanırken İslam Araştırma Merkezi olarak adlandırılan ve bugün artık daha bilinmemesine rağmen günlük olarak binleri konuk eden merkez zaman içerisinde gerçekten bölgeye bir farklılık kazandıracak gibi.
Şahsen biz bu ışığı gördük.
İşte tam bu noktada haklı olarak Tahir Başkan’ın yanlış anlaşılma ya da algılanma gibi bir endişesi vardı. Ancak bu endişeyi giderici gerekçeyi Fatih Çıtak Bey çok güzel yorumladı. İslam Araştırma Merkezi’nin isim ağırlığını bile kaldırmaya bu merkezin hazır olmadığını, o zaman konu ile ilgili her soruya bu merkezin cevap verebilme endişesi taşınabileceğini net olarak söyledi ve de haklıydı.
…………….
Sonuçta dün sabah bir kez daha Tahir Başkan’ın endişelerini, şehri, şehrin insanını nasıl en ince detaylarına kadar çözdüğüne şahitlik ettik.
Başa dönüyoruz.
Tahir Başkan işini ve görevini bugün için Konya bazında en iyi yapan ve de başarılı bir insan olmanın karşılığını Cumhurbaşkanı nezdinden tutun da, vatandaştan aldığı oya kadar ispatlamış durumdaydı.
………..
Tabi ki bu demek değildi ki eksik yok mu? Var.
Çok daha iyileri yapılabilir mi? Elbette yapılabilir.
Ama bu şehir gerçekten zor bir şehir ve de üç dönem bu şehrin 1 numarası olarak dimdik durabilmek belki de hepsinden zor bir şeydi.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsan yüzmeyi öğrenmek ister fakat aynı zamanda da bir ayağı ile yara basmayı hiç aklından çıkarmaz.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bazı okul servis araçlarının sürücüleri içinde öğrenciler olduğu halde dönel kavşaklarda kuralsız girmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.