TEK SEVDALARI KONYASPOR
Bu yazı bir maç değerlendirmesi değildir. Bu yazıda bahsi geçen kişileri tanımıyorsanız yazı biraz size kopuk gelebilir. Bence yazıyı okuduktan sonra bu insanların, en azından sosyal ağlarda içlerinde olmanızı tavsiye etme cüretini gösterebilirim…
Bu yazımda sizlere bir tribünden bahsetmek istiyorum. Aslında onlar bir tribünden çok daha fazlası, çok değil bir yıl kadar önce sosyal ağlardan tesadüf diyebileceğim bir şekilde kendileri ile tanışma fırsatı buldum. Maraton diye tabir ettiğimiz doğu tribünün, ülkemizde alışıla gelmiş taraftar kültürüyle çok örtüşmeyen, Mevlana hoş görüsünün eksik olmadığı tribününden bahsediyorum. Tek Sevdam Konyaspor tribünü…
Konyaspor’un geçtiğimiz sezon Galatasaray deplasmanına gitmeye karar vermiştim, açıkçası son zamanlarda deplasmanlara çok sıcak bakmamaya başlamıştım. Saha dışı olayları, giderken ve gelirken yaşanan problemler birçok insanı olduğu gibi beni de soğutmuştu deplasmanlardan. Ama taraftarımızın da neler çektiğini ya da orada neler olup bittiğini de aktarmak gerekiyordu. Televizyondan maç izlemenin problemi şudur; siz yayıncı kuruluşun size gösterdiği kadarını bilirsiniz, ama orada olursanız kendi gözlemlerinizi yazarsınız. Ne yalan söyleyeyim zorunlu hissetmiştim sene de birkaç deplasmana bari gitmeliydim. Bir arkadaşımın isteği üzerine onlarla gitmeye karar vermiştik. Zaman geldi otobüsümüze bindik ve yola çıktık maç golsüz sona ermişti ve Konya’ya döndük. Ama otobüste dönüş yolculuğunda uzun uzadıya düşündüm bunlar nasıl taraftar grubu, bir grubun içinde bir tane de olsa aykırı insan olmaz mı. Tesislerde bir defa da olsa problem yaşamaz mı insan, gerçekten hayran olarak oradan ayrılmıştım. Sonrasında defalarca deplasmana gitmiştim onlarla ve yanılmadığımı anladım çok elit bir gruptu. Tribün kültürü denilince akla ilk gelen Nalçacılılar Grubu ve reisimiz İbrahim kardeşimizde elinden geldiği kadar destek veriyordu, belki de o benden çok daha önce tanıdı bu güzel insanları…
Sosyal medyada da bu maçtan sonra daha detaylı takip etmeye başladım kendilerini. Gerçekten güzel insanlarla dolu taşkınlık kavga gürültünün olmadığı bir topluluk oluşturmayı başarmışlardı ve çıkar gütmeden tek sevdaları Konyaspor olmuştu. Sezon içinde pankart da yaptırdılar, maratonun çekirdekçi havasının kaybolmasında başrol oynayanlar arasına girdiler. İçlerinde Beyşehir’den maça gelen fotoğrafçı da vardı, damperci de, tekstilci de, sanayici de, Çumra’da imamlık yapıp Konyaspor maç günleri deplasmanlar dahil gelmeye çalışan izin günlerini maç günlerine getirmeye çalışan saygı duyulası din görevlisi de. Dedim ya çok güzel bir topluluk olmuş. Amatörde benimle beraber top oynayan arkadaşım Mustafa sayesinde tanımıştım bu güzel insanları. Kendisine de teşekkür etmemek olmazdı. Beyefendiliğinden asla ödün vermeyen finans menajerimiz Murat abi sana da saygılar, senin açamayacağın kapı yoktur bu beyefendilik ile ve genç meslektaşım Batu bir gün seni de profesyonel olduğunda umarım ayrıca yazıp değerlendirme fırsatı buluruz. Ali Kartlar kardeşim federasyonda kulüpte nasıl bir gelişme olsa anlık paylaşıp bilgi vermek görünmez gibi olsa da güzel iş yapıyorsun tebrikler. İstesek de getiremezsiniz bu güzel insanları bir araya, ama ne şekilde nasıl gelmişler bilemiyorum iyi ki de gelmişler. Sosyal medya hesaplarına baktığınızda gün içinde anlık Arena’nın fotoğrafını çekip paylaşırken görürsünüz. Kendilerine büyük diye tabir edilen taraftar grubu gelir sprey boya ile güzide arena durağını batırır ve bir bakarsınız bu grubun üyeleri ellerine bezi kovayı alıp orayı temizlemeye giderler ve güzel olan yanı bunu sadece Konya’yı ve Konyaspor’u sevdikleri için yaparlar. Bir yıl içinde gördüklerim beni derinden etkiledi ve buna kayıtsız kalmamam gerektiğini düşünüyorum. Bir bakıyorum piknik tertip ediyorlar, bir bakmışız deplasmana giderken parası olmayan çocukların kendi ceplerinden karnını doyuruyorlar. Tek Sevdam Konyaspor Grubu’ndan bahsedilir de Selçuk Bey’den bahsetmemek olmaz. Selçuk Üniversitesi Spor Psikolojisi Bölümü’nden mezun olan Selçuk Bey kendisine sorduğumda hepimizin amacı aynı sadece adminlik yapıyorum dese de bana göre fazla mütevaziliğe gerek yok. Bence Selçuk Bey grubun ağabeyi ve baş yöneticisi konumunda, Hasan Bey ve Murat Bey de anladığım kadarıyla hem yönetim hem de yardımcı rolünü üstlenmişler. Tabi ki yanlış anlaşılma olmasın bunlar benim düşüncem. Gruptaki her kişi özene bezene seçilmiş karakterli insanlardan oluşuyor. Tıpkı Kubilay ve Kerim Can gibi ama hepsini tek tek yazamadığım için kusura bakmasınlar. Burada onlarında takdir edeceği gibi isim değil yapılan iş ortaya konulan emek önemli diye düşünüyorum. Unutmadan Himmet Abiye de saygılar sunalım, sanayimizde insanları Konyasporlu yapmak için ve stada teşvik için yoğun çaba sarf eden Resul abi ve Ethem kardeşim sizi de unutmamak lazım. Son olarak bir iftar daveti verdiler bu güzel insanlar ve düşünüp bizleri de davet etme nezaketi gösterdiler. Tıpkı maça gider gibi hepsi yeşil beyaz gelmişti davete ben şahsen gururlandım. Bunca güzel iş olurken uzun süredir de maraton tribünü için verdikleri mücadeleden elleri boş dönmeleri beni gerçekten üzdü. Konyaspor yönetimi maratonda grup istemediği gerekçesi ile bu isteklerini reddetmiş. Ama onlar yine de yerlerini alıp takımımızı destekleyip maçlarında yerlerini alacaktır. Keşke yönetim bir yol bulup bu güzel insanları kırmasaydı. Bu insanların amacı ucuza bilet almak değil, bu insanlar ederini verip o tribünü ateşlemek istiyor. Bence çok şey istemiyorlar…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.