GEL DE ELEŞTİRME
Suriyelilere sigortalı olma yolu açıldı diyen yetkililerin de sözü boşa çıktı. Gelin bu işi bu kadar kötü yöneten insanlara bırakmayalım. Sanki işverenleri zorda bırakmak için bazıları elinden geleni yapıyor. Bir yanda Suriyeliler iş diye kıvranırken, bir yanda işverenler de işçi diye kıvanıyor. Allah rızası için söyleyin, onları sigortalı yapmak için basit bir yasal düzenleme yapmak bu kadar mı zor!
Sayın Başbakan “Yatırım yapanların önüne yeşil halı sereceğiz” diyor. 2016’nın ilk çeyreğinde kamu yatırımları % 7 civarında artarken, özel sektör yatırımları ekside. Devletçi ekonomiyi baş tacı yapıp, özel sektörü “tu kaka” eden bir anlayış ekonomi yönetimine yine hâkim olmaya başladı. Bu durumda ipek halı serseniz ne yazar Sayın Başbakanım, ülkedeki bu zihniyet değişmedikten sonra.
Ülke olarak yaptığımız özelleştirmeler sayesinde devleti ticaret ve sanayiden güç bela çıkarmıştık. Bu kez de kamu kurumu niteliğindeki kooperatif birlikleri girdi devreye. Hem de aynı tesisleri kuruluş amacı dışına çıkarak onlar tekrar yapıyor. Mevcut iktidar onları da özel sektör gibi görüyor, bu yanlıştır. Bunların da yarın KİT ler gibi olmayacağının bir garantisi yok. Biz, Rahmetli Özal’ın zamanında özel sektörü esas alan Pazar Ekonomisine geçtik. Devlet Ekonomisi (Komünist ekonomi) de, karma ekonomi de geçmişte kaldı, dikkat!
Yemden KDV kaldırıldı ama kabak yem fabrikalarının başında patladı, bu nasıl adalet! Fabrikalar KDV iadelerini maliyeden hâlâ alamadılar. Alacakları KDV arttıkça onlara verdiği sıkıntı da artıyor. Bu uygulama başlayalı yaklaşık altı ay geçti, ne zaman ve ne şekilde ödeneceğine dair bir haber de henüz yok. Bu ülkede, bütün özel sektör fabrikaları kapansa bayram edecek insanlar var. Öyle anlaşılıyor ki, onların bir kısmı yine iş başında. Hem de en yetkili yerlerde. Ülkemize yazık ediyorlar!
Tarım Bakanlığı et ve süt konusunda serbest piyasayı iyi yönetemeyince Özelleştirilmiş olan Et-Balık Kurumunu, Et-Süt Kurumu adıyla tekrar devreye soktu. Bu da yetmedi, hayvancılığımızı gerileten et ithaline tekrar izin verdi. Özel sektörü desteklemek ve daha iyi yönetmekle et ve süt problemi çözülebilirdi. Ama Bakanlıkta özel sektör düşmanı, sadece devletçi (Komünist) ekonomiye aklı eren bir ekip olduğu anlaşılıyor.
Hayvancılık desteklerinin dağıtımını Damızlık Birlikleri yapıyordu. Üyelerine verdiği sun’i tohumlama vs. gibi hizmet bedellerini de desteklerin içinden kesiyordu. Bakanlık onlara hiçbir süre tanımadan, bir anda bu uygulamaya son verdi ve destekleri herkesin hesabına yatırdı. Bu birliklerin binlerce üyesi var. Bunlar üzerindeki küçük küçük alacaklarını, her birinin adresine birkaç kez giderek toplamasına hiç imkân yok. Ansızın uygulamaya konan bu değişiklik, onları alacağını toplayamadığı için batmakla karşı karşıya bırakmıştır. Bazı yetkililer bu birlikler gelişsin diye çabalarken, bazıları da maalesef yıkmaya çabalıyor. Bu uygulama o birliklerden alacağı olan birçok firmayı da mağdur edecek bir uygulamadır.
Hükümet kredi darlığına hâlâ bir çözüm üretemedi. Reel faizleri de düşüremedi. Aslında yapabileceklerini yapıyor ama nafile. Fikir dağarcığı boşaldı, yapabilecekleri bitti anlaşılan.
Ödenemeyen çekler için hapis cezası maalesef tekrar geliyormuş. Haberlerde bunun için iş âleminden de istek olduğu söyleniyor, bu doğru değil. Bunu iş âlemi değil, avukatları istiyor. Ekonomik krizler sebebiyle bir gün müvekkilleri de hapse girebilir. Ama belli ki bu Avukatlarını hiç ilgilendirmiyor. Hapse onlar girmeyecek çünkü. Bizim Selami’nin iş adamlarına bir tavsiyesi var: İş adamlarının eli zaten taşın altında diyor Selami. Dört günlük dünyada bir de hapis cezası riskine girmeye gerek yok diyor. Yarın, ansızın bir kriz çıkmayacağının bir garantisi mi var, “Burası Türkiye” diyor. Hükümetler hiçbir zaman, kriz benim beceriksizliğim yüzünden çıktı, kimsenin suçu yok, demiyor. Tam aksine kolayca “Atın içeri” diyor. Suçsuz insanları içeri atarken de içimiz pek rahat doğrusu! İyisi mi iş adamları da köşelerine çekilsin, “Nasıl olsa açlıkla tokluğun arası onlar için de yarım ekmektir” diyor Selami. Ekonomiyi de kim büyütürse büyütsün artık, değirmenin suyu da nereden gelirse gelsin diyor. Ben demiyorum, O diyor.
Tarım Kredi Kooperatifleri bütün yurtta teşkilatı olan, kamu kurumu niteliğinde, güzide bir kurumumuzdur. CP Firmasının, bu kurumumuzun Ankara Bölge Müdürlüğüyle yem satıcılık sözleşmesi vardır. Bu firma, Türkiye’de yem fabrikaları olan ve yurt içine satış yapan bir Tayvan firmasıdır. Yani yerli ve milli değildir. Ama yüzde yüz yerli ve milli olan, durumu da uygun olan kendi fabrikalarımızın sözleşme talebi Tarım Kredi Kooperatifleri Ankara Bölge Müdürlüğünce geri çevriliyor. Ankara’nın yetkisi varmış, yapar- yapmaz, o ayrı konu. Ama yerli ve milli olana karşı yapılan bu negatif ayrımcılık insanı üzüyor. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.