Türk Sanayisinin Fotoğrafı
İstanbul Sanayi Odası her yıl Türkiye’nin 1000 büyük sanayi kuruluşunu bir basın toplantısı ile tanıtır ve bu şirketlere ait çeşitli rakamları kamuoyu ile paylaşır. 1968 yılında ilk 100 büyük sanayi şirketi ile başlayan bu çalışma ülkemizin sanayi sektörüne tutulan bir ayna gibidir. Üretimden satışlar baz alınarak hazırlanan bu raporlama sonucunda Türkiye’nin gerçek üretim gücünün durumu tam olarak ortaya çıkarken, “Türk sanayisinin gelecekteki vizyonu nasıl olmalıdır?” sorusuna da cevap vermektedir. 2013 yılının en büyük 500 şirketi haziran ayının sonlarına doğru açıklandı. Geçen hafta içerisinde ise İkinci 500 büyük sanayi kuruluşu açıklandı. Bu yıl Anadolu’dan 297 şirket en büyük 500 şirket içerisinde yer aldı. Anadolu şirketlerinin her geçen yıl listede daha fazla yer alması şüphesiz ki çok sevindirici gelişmedir. Özel sektör şirketlerine baktığınız zaman madencilik ve taş ocakçılığının yükselen karlılık oranları ile listede daha fazla yer edindiği ortaya çıkıyor. Oysa 1990’lı yıllarda en büyük 500 şirket içerisinde tekstil ürünleri imalatı yapan şirketlerin gözle görülür bir ağırlıkları vardı. Konyamız ilk 1000 arasına 25 şirketi ile girmeyi başarmış. Geçen dönemde yine 24 şirket ile listede yer almaktaydık. Marifet iltifata tabidir dolayısıyla bu listeye giren tüm şirketlerimize Konya adına teşekkür etmeliyiz. Ancak daha yolun başında olduğumuz gerçeğini de unutmamamız gerekiyor. Listeye Gaziantep 57, Kayseri 28, Adana 24, Bursa ise 62 firması ile girmeyi başarmış durumdadır. Son 5 yılda Anadolu’da yapılan yatırımların ve artan ihracat kanallarının özellikle ihracat pazarlarına yakın konumda bulunan Gaziantep’i bu listede ne kadar yukarılara taşıdığı rakamlarla da ortaya çıkmaktadır. 2008 yılında ilk 500 içerisinde İstanbul’dan 227 şirket bulunurken, 2013 yılında bu rakam 190’a düştü. 2008 yılında ilk 500 içerisine Anadolu’dan 259 firma girmeyi başarırken, 2013 yılında bu rakam 297’ye çıkmış. Geçmiş yıllarda Anadolu firmaları daha çok İkinci 500 listesinde ağırlıklı yer almakta iken bunun tersine dönmesi de bizce Türk Sanayisinin geleceği adına olumlu bir gelişmedir. Yıllarca Türkiye’de yatırımların Anadolu’ya kaydırılması için uğraş verdik. Bu bakımdan gelecekte bu liste ne kadar Anadolu lehine değişirse Türkiye Sanayisi o kadar sağlıklı gelişecektir. 2013 listesinin detaylarına girdiğimizde en dikkat çekici konu şirket karlılıklarının düşmesidir. Ayrıca genel anlamda karlılıklar düşerken listeye giren şirketlerimizin % 26’sı zarar ettiğini beyan etmiş. İlk 100 firmanın 20’si gıda ve tavukçuluk sektörünü temsil ederken, 18 firma demir çelik sektöründen, 12 firma otomotiv ve 8 firma da madencilik sektöründe faaliyet gösteriyor. Madencilik sektörü en yüksek karlılığa sahipken geçmiş yılların parlak yıldızları olan giyim imalatı, ilaç sanayi, ağaç ve ağaç ürünleri gibi sektörler zarar eden sektörler olarak listede yer aldılar. Dikkat çekilmesi gereken bir başka husus ise şirketlerin ülkemizde AR-GE konusundaki ilgisizliği. AR-GE harcamalarının satışlara oranının binde 4’lerde olduğu düşünülürse, gelişmiş ülkelerle aramızdaki makasın neden açıldığını da anlayabiliriz diye düşünüyorum. 500 büyük şirketin oluşturduğu katma değerin %36’sı düşük teknoloji, % 44’ü ise orta düşük teknoloji yoğunluklu şirketler tarafından karşılanmış. %18’e yakın bir kısmı orta ileri teknolojili şirketler tarafından karşılanmış. Yüksek teknoloji ürünü katma değerin payı yalnızca % 2,5 civarında. Bunun 2012 yılına göre düştüğünü de söylersek olayın ciddiyeti belki anlaşılır. Artan borç oranları ve düşen aktif karlılıklar mutlaka ekonomi yönetimi tarafından değerlendirilmelidir. Olmayan sermaye ile büyümeye çalışan bir sanayi profili ortaya çıkmaktadır. Faaliyetleri sonrasında düşen karlılık sonucu kaynak oluşturamayan şirketler 2013 yılında borçlarını %25 artırmışlardır. Büyük bir çoğunluk dışardan borçlandığı için yüklendiği finansman maliyetine ilaveten birde kur riski yüklenmiş durumda. Özet olarak ilk 500 şirket 2012 yılında toplam faaliyet karlarının %34’ünü finansman giderlerine harcarken bu oran 2013 yılında %53’e yükselmiştir. Bu oran İkinci 500 de yer alan şirketler için daha da vahim bir durumdadır. 2023 hedeflerini gerçekleştirmek istiyorsak ileri teknoloji yoğunluğu olan katma değeri yüksek ürünlere yönelmek zorundayız. AR-GE harcamalarımızı artırmalıyız. Hala gelişmiş ülkelerin 100’de 1’i kadar AR-GE’ye bütçe ayırmıyoruz. Bu listelerde büyük bir yer tutan küçük ve orta ölçekli işletmelerin ve yan sanayi üreticilerinin en büyük sorunu olan finansmana erişim konusu mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. Zira bir çok şirket faaliyetlerini sürdürebilmek için finansmana ihtiyaç duymaktadır. Yatırım teşvik sistemimiz genişletildiği halde neden istenen yatırımların gerçekleşmediği mutlaka sorgulanmalıdır. Unutmayalım bu şirketler Türkiye’nin gerçek gücünü temsil etmektedirler. Büyüklükleri ,karlılıkları ve oluşturdukları istihdam ne kadar güçlü ise Türkiye o kadar güçlüdür.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.