Her iki takım açısından da hayati önem taşıyan maçta; Balıkesirspor açısından ligde var olma, Torku Konyaspor açısından ligde güvenle yürüme adına önemli olan bu maç aslında her iki takım açısından da 6 puan değerindeydi. Kötü zemine, kötü hakem yönetimine rağmen seyircimizin büyük desteği, futbolcularımızın inancı ile üç puanı kazanan taraf olduk.

Bu zemine sahip bir takım süper ligde olmamalı, bir maçta üç yüzde, yüzlük penaltıyı veremeyen, kırmızı kartını gösteremeyen bir hakem de bu ligimizde düdük çalmamalıdır. Bu zorlukların içinde sezonun ilk deplasman galibiyetini almış olmanın anlamı ve önemi ekibimiz açısından büyük olsa gerek. Hele, hele ligin 19. haftasında tehlike bölgesindeki rakiplerimizden Ç.Rizespor, Akhisarspor, K.Erciyesspor, Gençlerbirliği'nin kaybettiği, K.Karabükspor'un berabere kaldığı bir haftada üç puanın alınmış olması güzel oldu.

Maça gelince Mehmet Güven'in cezalı olması Aykut Hoca’nın istemeden de olsa bir gerçeği yaşamasına vesile oldu. Sürekli yazılarımda altını çizdiğim orta sahamızın ortasında görev yapan Mehmet Güven-Uğur İnceman ikilisinin aynı özellikte olmaları nedeniyle tempomuzu yükseltemediğimizden, ileride gerektiğince çoğalamadığımız için sorunlar yaşadığımızı belirterek birinden feragat edip Ali Çamdallı'nın bu bölgede oynaması gerektiğinin altını hep çiziyor, Ömer Ali'nin savunma yönünün iyi olmaması nedeniyle sağ bekte değil Djalma oynayacaksa ki oynamalıydı o zaman Ömer Ali forvet arkası oynatılmalı diye belirtiyordum.

Bu maçta Aykut Hoca mecburiyetten orta sahada Ali Çamdalı-Uğur İnceman ikilisine görev verirken hücum hattını Hasan Kabze'nin arkasına koyduğu Djalma-Ömer Ali-Torje üçlüsü ile oluşturarak doğru karar verdiğini de bu maçta görmüştür. Ayrıca bu dörtlünün sürekli yer değiştirerek oynamaları, takım savunmasına yardım etmeleri, önde basarak rakibi bozmaları, çabuk hücuma çıkmaları ile ekibimize dinamizm getirdikleri de görüldü.

Bu dörtlünün değişken bir birini tamamlayan ofansif olduğu kadar defansif anlayış içinde de etkin görüntüleri ile Balıkesirspor savunmasının dengesini bozmakla kalmadılar, rakibin oyunu geriden başlatma, topa sahip olma arzularını da yok ettiler. Kalemizde etkili olmaları söyle dursun maçın genelinde organize bile olamadılar dersek abartmamış oluruz. Buna Ali Çamdalı'nın da savunma anlayışını başarıyla sürdürmesi yanında bir de süpriz adam olarak ileri çıkışları eklenince rakibi sürekli hataya zorlayan, rakip kalede daha etkin olan taraf görünerek amacımıza ulaştık.

Bu etkimizle rakip kalede geliştirdiğimiz ataklarımız içinde üç atağımızın elle kesilmesine, mutlak penaltılar olmalarına rağmen hakem Barış Şimşek nedense üç pozisyonu da es geçti geçmesine de Gökhan'ın orta sahada hem de Barış Şimşek'in cepheden gördüğü pozisyonda Selim'e yaptığı karateye kırmızı kart çıkartmamasına ne demeliyiz? Allah korusun Selim'in yüzüne isabet etse önümüzdeki dönemde futbolcumuza ve dolayısıyla takımımıza bunun sonuçları nasıl olurdu? Bence kulübümüz yetkilileri kazandık diye bu dört haksızlığın peşini bırakmamalı ileride olabilecek hakem hatalarının önüne geçme adına gerekli yerlere gereken tepkiyi göstermeliler diye düşünüyorum.

Rakip adına kalemizdeki tek önemli pozisyon, aynı zamanda maçın kırılma anı 59 dk. Vargas'ın sol çaprazdan kalemize attığı sert plasenin üst direkten dışarıya gitmesiyle yaşandı. Aykut Kocaman'ın 76 Kenan Özer ve 77 Mahlangu hamleleri zor deplasmandan bir değil üç puanı arzuladığının belirtisiydi. Mahlangu oyuna girer girmez rakibini kornere zorladı. 78 dk. Torje'nin korner atışına iyi yükselen Kokalovic'in kafa vuruşu önce yere sonra yan direğe çarpası sonucunda pozisyonun içinde olan Uğur İnceman'ın topu takibi ile gelen golümüz altın değerinde bir üç puanı hanemize yazdırdı.

Bu sonuç Sivasspor (İ), K.Erciyesspor (D), Fenerbahçe (İ) maçları öncesi camiamızı rahatlatırken, futbolcularımız üzerlerindeki baskıdan biraz olsun uzaklaşmış olacak. Yeni transferlerimiz ile ilgili kanaatimiz henüz oluşmadı ancak umalım ve dileyelim  Aykut Hoca ileride Hasan Kabze-Djalma-Ömer Ali-Torje dörtlüsünü bundan sonra bozmaz ve orta sahada Ali Çamdalı'nın yanına yerleştirecek ismi Mehmet Güven veya Uğur İnceman'dan biri olarak belirler de ofansif yönü biraz daha zenginleşmiş, takım savunmasını uç elemanları ile birlikte düşünen  bir Torku Konyaspor'u izlemeye başlarız