UYDURULMUŞ DİN ZIRVALIKLARI
İslam düşmanı güçler ülkemiz Müslümanlarının iman ve itikadını bozmaya yönelik faaliyetlerine şeytani metotlarla devam etmektedirler. Bunlardan birisi de “Uydurulmuş Din/İndirilmiş Din” söylemleridir.
Amaçları; İslam’ın temel kaynaklarından ikincisi olan “sünneti” dolayısıyla Peygamber Efendimiz(sav)’i devreden çıkararak herkesin kafasına göre anladığı bir din anlayışını yerleştirmek.
Bu saptırıcılar “uydurulmuş dinden” sürekli bahsetmelerine rağmen; nelerin uydurulduğunu söylemezler. İnsanlara soruyorum; ne uydurulmuş ne değiştirilmiş?
-İslam’ın emir ve yasakları aynı değil mi?
-Namaz mı değişti, oruç mu değişti; yoksa içki, kumar, zina yasak olmaktan mı çıkarıldı?
Bunların derdi Müslümanların kafasını karıştırarak şüpheye düşürmek; en önemlisi ibadetsiz, yasaksız bir din oluşturmak; aslında dinden çıkarmak!
İslam tarihinin en alimleri bunlar(?); bunlardan önce yaşayan alimler hiçbir şey anlamamış(?); yuh olsun alayınıza!
Düşünün! Eshab-ı Kiram Efendilerimizi görmüş, büyük müçtehit adı üzerinde İmam-ı Azam Ebu Hanife(ra) ve diğer büyük alimler anlayamamış, bunlar 1400 yıl sonra anlıyorlar! Aslında kafalarına göre bir din uydurmaya çalışıyorlar.
Bunların “Uydurulmuş Din” zırvalıklarına inanmayın; iman ve itikadınıza zarar verebilirsiniz!
Bu anlayış kişiyi “DEİZME” götürebilir. En somut örnek Yaşar Nuri’dir. Ülkemizde, “Uydurulmuş Din/İndirilmiş Din” sözünü en çok kullanan kişi odur. Bu gerçeği ölmeden önceki konuşmalarında görebilirsiniz.
Şimdi de oğlu bir takım toplumsal karşılığını yitirmiş M. İslamoğlu gibi adamları Ulusal Kanal’daki programda aynı minval üzerine konuşturuyor. Öyle de bir anlatıyorlar ki hiç bilmeyen insanlar bunların bir şey konuştuğunu zanneder. Aslında boş ilmi temeli olmayan konuşmalar. Benim üzüldüğüm bu adamlar değil; bunların söylediklerini doğru zanneden veya canı öyle isteyenler.
Bunlara itibar edilmez. M. İslamoğlu denen hoca tiplemeli adam “Adem(as) babası var,” diyor; “Miraç Mucizesini” inkar ediyor; Efendimiz(sav)’e salavat getirmeye yağcılık diyor; daha neler neler….
Kendi inandığını indirilmiş din olarak görüyor. Allah (cc)’ın vahiy yoluyla Peygamberimiz (sav)’e bildirdiği ve müçtehit alimlerimiz tarafından bize en ince ayrıntısına kadar hiçbir tesadüfe yer bırakılmadan intikal eden dine “uydurulmuş din” diyorlar(?) .
Peygamberimiz (sav)’in hayatına dair her ayrıntı sahabe tarafından kelime kelime ezberlenmiş ve sonraki nesillere aktarılmıştır. Hadis-i Şerifler yazılmamış olsaydı bile bugün her birimizin hafızasında Peygamberimiz (sav)’e ait bu sözler ve eylemler hayatımızda yer alacaktı. Çünkü, Peygamberimiz (sav)’e ait her ayrıntı inkârı mümkün olmayan bir bilgi ve kültür haline gelmiştir.
Dinin sadece Kur’an-ı Kerimden ibaret olduğunu iddia ederek Peygamber Efendimiz(sav)’in sünnet-i seniyyesini, Hadis-i Şerifleri uydurulmuş din olarak görmek en kısa açıklamayla İslam dışına çıkmak demektir. Peygamber Efendimiz(sav) olmadan İslam olmaz. Allah(cc);
"Ey İnananlar, and olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Allah'ın Resulü (Hz. Peygamber) en güzel örnektir." (Ahzâb, 33/21).
"... Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir." (Haşr, 59/7)
"Ey Muhammed! Eğer sana cevap veremezlerse, onların sadece heveslerine uyduklarını bil. Allah'tan bir yol gösterici olmadan hevesine uyandan daha sapık kim vardır? Allah zalim milleti şüphesiz ki doğru yola eriştirmez." (Kasas, 28/50).
Korunması Allah(cc)’a ait olduğu belirtilen İslam Dini, hiçbir dış müdahaleyi kabul etmez, içinde bulundurmaz ve barındırmaz. Denizin pislikleri dışarı attığı gibi atar. Ümmetin içinde oluşacak fırkaları bile Efendimiz(sav) 1400 yıl önce bildirilmiştir.
“Ümmetim, 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan 72’si, Cehenneme gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır. Cehennemden kurtulacak olan tek fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.” (Tirmizi, İbni Mace)
Bu yol ehli sünnet vel cemaat yoludur. Ülkemiz Müslümanlarının hayatında İslam’ın yansımalarında bir takım sıkıntılar yaşandığı, Müslümanların dünyevileştiği, gençliğin İslam üzerine yetiştirilemediği en önemli sorumlarımız iken bu sorunların çözümüyle uğraşacağımız yerde uydurulmuş din gibi gerçekliği olmayan sanal sorunlarla zamanımız ziyan edilmeye çalışılmaktadır. Bunların bertaraf edilmesi her Müslümanın öncelikli vazifesi olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.