Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Vâdi-i Meram (Dere)

Vâdi-i Meram (Dere)

Çocukluğum ve gençliğimin Meram Dere’siyle şimdiki dereyi karşılaştırdığımda, o eski akan derede çatlatarak yanında beyaz peynirle yediğimiz dışı yeşil, içi kırmızı karpuzlar aklıma geliyor.

Vâdi-i Meram’da akan dere pek kalmadı..

Meram Dere’ye ailecek piknik yapmaya giderdik.

O günler gerçekten çok çok güzel günlerdi.

Dere’nin sonuna kadar gittiğinizde sizi yemyeşil bir vâdi kucaklardı!

Şâir güzel söylemiş:

“Karpuz kestim yiyen yok.

Halin nicedir diyen yok!”

 

***

Bu vâdinin en sonundaki yeşilliği sonraları içinde malûm kediciklerin olduğu önce Chevrolet’ler, sonra 131’ler ve daha sonra Murat 124’ler doldurmaya başlayınca; aileler de o vâdiden ve suyun şarıl şarıl aktığı o güzelim dereden el ayak çektiler.

O dereye ANAP döneminde ve yağmurlu bir günde başında Hicabî komiserin olduğu Ahlâk Masası ekipleriyle birlikte denetime katılmıştık. Derenin sonuna kadar yürüyerek gittik. Edepten nasibi olmayan pek çok kişi ya arabada ya da çimenlerde zina üstü yakalanmıştı.

Bütün mahallî gazetelerin Cuma günkü manşetleri bu baskınla ilgiliydi.

Merhum hocamız Tahir Büyükkörükçü, o gazeteleri okumuş ki Kapı Camii’ndeki Cuma Kürsüsü’nden bu baskını ve ahlâksızlıklarla mücadeleyi öne çıkararak “Ahlâksızlarla mücadele işte böyle olmalı. İnsan edep yâ hû’ demeli” dedikten sonra emniyet güçlerine teşekkür etmişti.

 

***

Muammer Ulutürk kardeşim, geçtiğimiz sene, bendenize Meram’ın ve Dere semtinin güzelliklerini anlatan “Vâdi-i Meram” isimli kitabını imzalayarak hediye etmişti.

Konya kültürü, Konya tarihi, Konya folkloru ile Konya’nın güzellikleri ve sosyal yapısının konuşuldu mekân haline gelen İkindi Sohbetleri’nde, kendisini tekrar dinleyince Konya’nın en güzel yeşillikli yeri olan ve fakat ranta kurban olmaya devam eden Meram Deresi gözlerimin önünde bir film şeridi gibi canlanıverdi!

Günümüz Konya’sında o dere akmıyor ve dolayısıyla karpuzu da kesip yiyemediğimize göre; Meram’ın bu deresinin halini de soran pek kalmadı!

Meram’a önce “Meramlılar” sahip çıkmadı.

Sonra Meram’ın hâli vakti yerinde olan varlıklı aileleri sahip çıkmadı.

Şimdi Meram’da ne 41 Evler kaldı ne de etrafında örülü duvar dahi bulunmayan tek ve iki katlı ev ile konaklar ile içlerinde dede ve ninenin birlikte ikâmet ettiği hâneler kaldı…

Meram’ı “mirasyediler yedi bitirdiler” dense yeridir.

 

***

Eserin Ön Söz Yerine geçen satırlarında Muammer kardeşim, “Kadîm zamanların hatıralarını bağrında saklayan Selçuklu payitahtı Konya’nın şirin ve yeşil köşesi Meram’da yaşamak, “Türbeönü’nde evi, Meram’da bağı olmak” deyiminde anlatılan iki muradın birinin gerçekleşmesi anlamına gelir” dedikten sonra Konya’ya uğrayıp da gezmeden gitmedikleri ve güzelliklerine doyamadıkları Meram ve çevresini önce İbn Battuta,İbn Bibi ve Evliya Çelebi gibi seyyahların seyahatnamelerindeki tasvirlerinden, Ahmed Eflâkî’nin Mebâbıku’l-Ârifîn’nde yazdıklarından okumak gerektiğini bize salık veriyor.

Neden mi?

Çünkü onlar Meram’ın en güzel dönemlerine şahitlik yapan pek şöhretli kimseler ve bizlere o güzellikleri aktaran gezginler olmalarından dolayı.

Bizim ve Konya’nın yerlisinin “Meram Dere” olarak bildiği bu güzel yerleşim bölgesine 15. Yüzyıldan itibaren bilinen adıyla “Vâdi-i Meram” demeyi tercih eden sevgili yazarımız, doğup büyüdüğü Meram Dere’ye olan bağlılığını, sevgisini, duygularını hasrettiği Vâdi-i Meram’da çektiği fotoğraflar, yazdığı hikâyeler, hatıralar ve şiirlerle birlikte anlatıyor.

Kıymetli yazarımızın, kitaba başlarken kullandığı şu cümleye bir bakar mısınız:

“Meram, en güzel zamanlarını önce Selçuklu sonra da Osmanlı zamanlarında yaşadı.”

E sonra o güzelim Meram’a ne/neler oldu?..

Merak ediyorsanız Vâdi-i Meram’ı mutlaka okumalısınız.

Okuduktan sonra da Meram Dere’ye kadar uzanmanız gerekiyor.

Yok, Konya’dan çok uzaktayım diyorsanız, onun da kolayı var.

Lütfen şu linke müracaat ediniz: https://meram.wordpress.com/page/83/?page=stats&view=postviews&date=2010-12-31&numdays=365&summarize

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

 

“Kış olunca donanır ahbabla vahdethaneler

Kurulur bazarı aşk mâmur olur viraneler

Şem'î aşk ile yanar pervaz eder pervaneler

Yaz olunca var Meram üzre safası Konya’nın.”

 

(Âşık Şem’i)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR