Yazık oldu
Oyuna çok iyi başlayan İlk 15 dk. çok iyi oynayan Torku Konyaspor’dan sonra oyunda dengeyi kuran Fenerbahçe 27 dk. Webo ile ancak Kaya'nın büyük hatası sonucu 1-0 geriye düştük ve K.Erciyes maçında olduğu gibi 42.dk. penaltı geldi, itirazlar ve 44. dk. Rangelov ile golü bulduk içerdeki maçımızda soyunma odasına 1-0 önde girmiş Saraçoğlu’nda ise geriye düştüğümüz maçta büyük avantaj yakalamış, Bekir'in atılması ile ümitlerimiz artmışken kalemizdeki eksikliği düşünmemiştik. Fenerbahçe’nin kalemizde bilindik baskısı ve tehlikeli atakları olmadan Kaya'nın ikram ettiği 2 golle puan veya puanlar alacağımız maçı kaybettik, yazık oldu.
Ligdeki diğer maçların aksine ikinci yarı genelinde oyunu eksik oynayan Fenerbahçe sahasına yıkan ekibimiz, baskılı gözükse de üretken değildi, ikinci yarı hem Fener’in nasıl bir anlayış içinde olduğunu görmek 10 kişi oynayan lige kötü giriş yapan rakibini fizik olarak zorlamak, psikolojik baskı altına almak, oyun temposunu elinde tutmak adına oyunu kenarlara yıkarak topu geniş alanlarda gezdirerek rakibi yormayı, oyun kontrolünü elinde tutmayı amaçlamasını bekledik.
Ekibimiz şuursuzca, aceleci ve kontrolsüz biçimde futbolcuların o anki istek ve arzularına dayalı bir anlayış sergilerdiler bu anlayış içinde golü bulabilir miydik elbette futbolda şans her zaman vardır ancak futbolun gerçekleri ışığında hareket edersen şans size daha fazla yardım edebilir. Sabırlı, oyun disiplinine bağlı ve organize olabilen neyi amaçladığını bilen takım görüntüsü içinde olabilseydik formsuz görünen Fenerbahçe bize zor gol atardı.
Takımızın en büyük probleminin geçen yılı oynamadan geçiren 34 yaşındaki formsuz Kaya ile yan top zafiyeti ile endişe veren genç kaleci Belec ile bu ligin zor biteceği kanısındayım. Kalecimiz Kaya'nın yediği golleri genç kalecimiz Emre Yılmaz olsa yemez puanın yanında yeni bir değer kazanabilir Türkiye'ye Konyaspor'u konuşturabilirdik. Böyle maçlarda kaybetsen kimse bir şey denmez, Mesut hocanın cesareti Türk futboluna kazandırdığı değer konuşulurdu.
Recep gibi bir adamı sahaya süremeyen, Ali Turan'ı yedek kulübesine oturtamayan, Hleb'i gerektiğinde oyundan alamayan 2 maç yedek kaleci olarak kadroya aldığı her an sahaya sürebilme durumunda kalacak bir süreci yaşayan, kupa maçında bile genç kalecisini kadronun dışına iterek kolaycılığa belki biraz ağır olacak ama dokunulmazlara dokunamayan tenik direktörümüz Mesut Bakkal bu maçta da yapması gerekenleri yapmadı veya yapamadı.
Liderler aldığı kararlarla ekiplerinin inancını kazanırlar burada güvensizlik ve kuşku oluşursa ondan sonrası alacağınız doğru kararlar bile tartışılır takımın lideri olmaktan çıkar yönetimin görevlendirdiği teknik adam olursunuz ki futbolcunun ve camianın içinde tartışılmaya başlarsınız, bu durumdan sonra geleceğe emin adımlarla değil endişeler içinde yürürsünüz, bu durum hem kendisi, hem takımı, hem camiamız adına iyi sonuçlar vermez. Bunun için Mesut Hoca kendisi olmalı kendinden beklenen kararları vermelidir.
Burada; “Geçen sezon en iyi bölgemiz Hasan Kabze, Hleb, Djalma, Gekas'tan oluşan muhteşem dörtlümüzü Gekas'ı göndererek neden bozdunuz? Yabancı kaleci alacaksak bilinen İtandje'den neden vazgeçtiniz?” diye daha önce sormuştum. Gekas'la ilgili düşüncem için bana; sırası mı be hocam nasıl kıyaslarsın Gekas'ı Marica ile diyenlere de selam olsun…
Torku Konyaspor ligin ilk yarısında en büyük problemi kalesinde yaşayacak görünüyor doğal olarak kalesine güvensizlik yaşayan takımın defansı da bundan olumsuz etkilenecektir.
Ekibimizin hücum bölgesinde Djalma ile Hasan Kabze'ye, savunmada Tolga'ya Recep'i ilk onbir olmasa bile her sıkıştığınız maçta değerlendirmeye ihtiyacı var görünüyor. Ali Çamdalı ile Mehmet Güven ikilisi aynı tarz oyuncular oyunu çabuklaştıran, dikine oynayan türden oyuncular olmadıklarının takım savunması adına faydalılar ancak ikisinin yaptığı işi biri ile yapabilir burada birinin yanına oyunu iki yönlü oynayabilen bir oyuncu ile orta alanımızı daha güçlü ve verimli hale getirecek çareler aramalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.