Konya olarak bir güzel bayramı daha geride bıraktık. Genelde bayram güzeldi. Tabii birkaç akıl almayacak olayın dışında. Mesela önce Haber Merkezi’ndeki arkadaşların verdiği haberin ardından Kuaför Ertan Gülpınar’ın Facebook sayfasında paylaştığı ifadeler ile tek kelime ile kanımız donmuştu. Anne Ayşe Hazel ile ikiz kızları Melisa Polat ve Eylül Polat’ın ölüm olayı bayram süresince her yerde konuşuluyordu. Allah taksiratlarını affetsin, geride kalanlarına ecir sabır versin ama olayın detayları bile korku filmlerindeki gibiydi.

DİREKSİYONDA NİYE CANAVARLAŞIYORUZ Kİ?

Tabii acı olaylardan bir diğer konu da trafik kazalarıydı. Yine tüm uyarılara, tüm polisiye tedbirlere rağmen yine de kazalar meydana geliyor yine ocaklar sönüyor, yine hastanelerin acilleri doluyordu. Direksiyonda canavarlaşmamak için artık herkes kendisine bir terapi yolu bulmalıydı.

Bizde anamızı babamızı görmek, bayramda onlarla birlikte olabilmek için yollarda idik. İnanın iki şehir geçtik tam dört defa radar uygulamasına takıldık. Polis sabah sekizde radarın başında idi. Polis olduğu radar olduğu o kadar belli ve aşikardıki adeta kaçınılmazdı. Ancak her polis noktasında da radara takılmış en az üç dört tavşan sürücü vardı.

Bu trafik meselesini şehir içinde de şehirlerarasında da nasıl çözeceğiz bilemiyorum. Aslında polisin söylediği güzel bir çözüm yolu var. Trafiğin saygı ve sevgi ile anlayışla çözüleceği kulağa hoş gelse de günümüz için geçerli değil gibime geliyor.      

Kim kime sevgi saygı ve anlayışla yaklaşıyor ki? Menfaatimiz varsa ağam, paşam, abim… menfaat bitti ise “Allah rahmet eylesin”…

DAVUTOĞLU, BAŞBAKAN OLUNCA BEKLENTİ ÇITA YAPMIŞ

Hoca’nın Başbakan oluşu şehirde inanılmaz olumlu karşılandı. AK Parti’ye bir kez dahi oy vermeyenler dahi Davutoğlu’nun Başbakan oluşu ile olaya itinayla ümitle ve de tebessümle yaklaştılar.

Daha yolun başındayız. Ucu dahi görünmedi. Ama görüyoruz ki insanımızdaki beklenti tavan yapmış.

Annem, babam Konya’da olmadığı için bayramda yanlarına gitmiştik. Bayramda bizimkilere yaşlı oldukları için gelen oldukça fazla idi. Ve gelenlerin hepsi yabancı idi.  

Bayram sohbeti ne ile başlar. Kurban ile başlar memleketin kurtarılması ile sona erer.

Bir, iki, üç derken bir şey dikkatimi çekmeye başladı.

Annem her gelen misafirle sohbet ederken lafı döndürüyor, dolaştırıyor Davutoğlu’na getiriyor ve başlıyordu övünmeye, “Başbakanımız da Konyalı. Konya’mız güzel ama şimdi daha da güzel olacak. Bakalım Davutoğlu Konya’ya ne yapacak?”…

Üçüncü gün ikindi saatleri idi. Annem yine evimize misafirliğe gelenlere aynı cümleleri söyleyince dayanamadım patladım ve alçak bir sesle annemi uyarmak zorunda kaldım, “Anne Davutoğlu ne yapacak? Önce şehir bir şeyler isteyecek Davutoğlu da öyle yapacak” deyiverdim.

….

Annem bunun üzerine susup öylece kalınca da üzüldüm. Bu kez kendime kızdım, “Oğlum sana ne de lafa karıştın. Bak durduk yerde yaşlı ananın kalbini kırdın. O ilk defa bir Konyalının Başbakan olduğunu görüyordu. Kim bilir belki de ne de güzel hayaller kuruyordu. Annem bana bir daha bir şey demedi ama belki de, “Bizim oğlanın bir bildiği vardır ki böyle dedi” deyip o güzelim düşüncelerini rafa kaldırmıştı.

Hadi ben anamın gönlünü nasıl olsa alırım. Ama görüyoruz ki yaşlı olsun genç olsun, kadın olsun erkek olsun bizim insanımızda Davutoğlu beklentisi çok yükseklerde. Ortak dileğimiz beklentilerin gerçekleşmesi ya bir de aksi olursa Allah korusun…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kurban etinden sucuk pastırma hesabı yapmadığımız zaman ADAM oluruz.